AİHM’in din dersi kararına hükümet bu kez daha sert yanıt verdi. AİHM’in zorunlu din dersi ve dersin içeriğine ilişkin 2007’de verdiği karar o tarihte bakan düzeyinde karşılanırken aynı içerikteki son karar bu kez başbakan düzeyinde ele alındı

AİHM’in din dersi kararına hükümet bu kez daha sert yanıt verdi. AİHM’in zorunlu din dersi ve dersin içeriğine ilişkin 2007’de verdiği karar o tarihte bakan düzeyinde karşılanırken aynı içerikteki son karar bu kez başbakan düzeyinde ele alındı. AİHM’in 2007 kararının ardından, liberaller ve kimi naif solcular halka din dersinin seçmeli olma olasılığını pompalıyor, dönemin Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de reddetmeyen gevşek cümlelerle durumu idare ediyordu.

Aradan yedi yıl geçti; zorunlusu bir yana, eğitim diye üç zorunlu seçmeli ders ve binlerce imam hatip okulu kaldı elimizde. Bu noktaya geldikten sonra din dersi seçmeli olsun talebi pek gülünç kaçar. Israr eden çıkarsa da artık geçiştirilmeyecek, şiddetle uyarılacak. Bundan dolayı Davutoğlu, birifing alma bahanesiyle Eğitim Bakanlığı binasına gitti ve kalesinin en önemli burcundan halkını tehdit etti.

Halka gözdağı verilmesi gerekti; çünkü veliler, istemedikleri halde öğrenci çocuklarının imam hatiplere kaydedilmesine ve okullarının imam hatiplere tahsis edilmesine son günlerde daha cesur tepki göstermeye başladı. Veliler okullarını savunuyor, devletin çocuğu ile bir oyuncak gibi oynanmasına itiraz ediyorlar.

Hükümetin demokratik eğitim hakkına saldırısı karşısındaki veli direnişine hem moral hem siyasi destek anlamına gelen AİHM’in son din dersi kararı, bilimsellikten, gerçeklikten kopup içeriği ve yönetimi tamamen dine emanet edilmiş eğitim anlayışına dur diyecek direnişçileri cesaretlendirebilir. Olası gelişmeyi Kürt bölgelerinde açılan alternatif okulları sahiplenen direnişle birlikte değerlendirdiğimizde, hükümetin huzursuzluğunu anlamamız kolaylaşır. Hükümet açısından daha da kötüsü, önümüzdeki Gezi’nin teması ağaç yerine çocuk olabilir.

Benim gördüğüm bu güzel rüya, haklı olarak hükümet açısından tehlikenin sinyali olarak yorumlandı ve Başbakan tv karşısına geçerek halkı tehdit etti. “Bizim Türkiye’de ihtiyaç duyduğumuz dini uygulamalara duyulan ihtiyaç, başka ülkelerin ihtiyacından farklı olabilir” bir tehdit ifadesidir. Başbakanın konuşması arasına sıkıştırdığı “hukuk” kavramı, bireyin dine ihtiyaç duyup duymayacağını, ihtiyaç duyuyorsa bunun kadarını belirlemek devlete düşmez der. Davacıların gerekçeleri de AİHM’in kararı da hukukun tanımladığı yönde. Fakat Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, yanına aldığı bir başka profesörle (Nabi Avcı) hukuku “kamu düzeni”ne kurban edeceğini ilan ediyor.

Davutoğlu’nun konuşmasındaki tek doğru bazı ülkelerde öğrencilerin din eğitimi için kiliseye gittiği bilgisiydi. Evet, birçok Avrupa ülkesinde öğrenciler din eğitimini kilisede alır. Eğer öğrenci isterse Belçika’da Katolik okullarında, İngiltere’de dini gruplardan, Hollanda’da din temsilcilerinden (okulda), İtalya’da Katolik kilisesinden; İsveç’te, Almanya’da, Yunanistan’da, Avusturya’da kiliseden din dersi alabilir. Fakat bu ülkelerin hiçbirinde din dersi fen bilgisi dersi, din dersine giren kişi de öğretmen statüsünde değildir. Ve dünyanın hiçbir ülkesinde modern eğitim kurumları arasında bizdeki imam hatip okullarının karşılığı olacak papaz ortaokulu, papaz lisesi bulunmaz. Oralarda din dindir, bilim bilimdir. (Bu konuda daha detaylı bilgi için 10 Nisan 2012 tarihli yazıma bakılabilir.)

Ahmet Davutoğlu aynı konuşmasında, kendisinin Marksizm hakkında oluğu gibi Marksistlerin, ateistlerin de din hakkında bilgi sahibi olmasından söz ediyor. Ne diyelim ki; o, benim din bilgisini bildiğim kadar, hayır o kadar da değil, birazcık bile bilse hiç kuşkum yok Marksist olurdu. Marksizm’in birazcığı bile dinin çelişkilerini, dinin kendisi gibi ilkesiz taraftarlarını ayırt etmeyi sağlar ve yokluğunun varlığından daha hayırlı olacağı inancını geliştirir.

Not: Yarın YKKED ve Konak Belediyesi’nin düzenlediği Eğitim Reformu Sempozyumu’nda Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz sorusuna yanıt geliştirmeye çalışacağım. İzmir’deyseniz ve zamanınız da varsa Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’ne davetlimsiniz.