Önünde eğilirseniz fırçayı da yersiniz!

AKP’li Cumhurbaşkanı ile çay toplayan, önünde eğilen, muhalefet partilerini hedef alan yargı sonunda kendini tabi kıldığı kişiden kamuoyu önünde fırça yedi. Saray’da yapılan etkinlikte Danıştay üyelerine açıkça fırça atan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’ındaki hukukçuları Danıştay’ın üzerinde konumlandırdı.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Şura-yı Devlet’ten Danıştay’a Uluslararası Sempozyumu”na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, MHP ile yerel seçim ittifakı ihtimalinin ortadan kalkmasının sebeplerinden biri olan ‘Andımız’ kararı üzerinden Danıştay’ı sert sözlerle hedef aldı.

‘Kim hesap verecek?’
“Türkiye’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmesi mümkün değildir” diyerek ‘başkanlık sistemi’ne geçildiğini söyleyen Erdoğan, bu sistemde kuvvetler ayrılığının güçlendiğini savundu; ardından Danıştay’ı fırçalamaya girişti.

“İzmir Limanı’nın biz ihalesini yapıyoruz ve Danıştay’da İzmir Limanı’nın ihalesi 2 yıl bekliyor, iki yılın sonunda burayı alacak olan kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Şimdi bunu bana, Allah aşkına, Danıştay neyle izah edecek? 1 milyar doların hesabını kim verecek?” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı, “Yasayı uygulamak yerine yasa koyucu gibi hareket etmek, hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını yerindelik denetimini de içine alacak şekilde genişletmek asla doğru değildir” ifadelerini kullandı.

Her zaman böyle olmadığını, bazen 5 yıl olduğuna değinen Erdoğan, “İşte şimdi oldu ya... Danıştay, 5 yılda and ile ilgili karar veriyor. 2013’ten 2018’e kadar neredeydiniz? Şimdi mi aklınıza geldi? Kusura bakmayın da bunu sormak da bizim hakkımız olsun. Biz alkışlanması gerektiği zaman yargımızı alkışlarız ama yanlış olduğu zaman da bunu söylemek zorundayız. Çünkü millet, tokatı atması gerektiği zaman bana atıyor, size atmıyor. Hesabı veren biziz. Demokrasinin özelliği zaten burası... Onun için biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz” şeklinde konuştu.

‘Hukukçularım var’
Erdoğan, Saray’da bulunan hukukçuları da Danıştay’ın üzerinde konumlandırmaktan geri durmadı: “Şu anda Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini hazırlamadan önce biz kalkıp, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ilgili Danıştay’dan bunu soracak, oradan izin alacak, müsaade alacaksak o zaman ben bu makamda durmayayım, çekeyim gideyim. Böyle şey olur mu? Kusura bakmayın da benim yanımda da bunca hukukçu var. Anayasacı, cezacısı, medeni hukukçusu hepsi var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor. Orada yan gelip yatın diye ödemiyor ki...”

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ise, Erdoğan’dan önce yaptığı konuşmada kararlarının eleştirilebileceğini “Danıştay’ın verdiği karaların hukuki sınırlar içinde bilimsel yönden eleştirilmesi mümkündür” diyerek ifade etti.

**

Önünde eğilirseniz fırçayı da yersiniz!

Erdoğan’ın Danıştay’a yönelik sözlerini TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi CHP Milletvekili Murat Emir ve Demokrat Yargı Eş Başkanı-Yargıç Orhan Gazi Ertekin BirGün’e değerlendirdi.

Murat Emir:
Erdoğan’ın Danıştay sempozyumundaki değerlendirmeleri birkaç açıdan çok hatalı. Saray’daki hukukçulara Danıştay kararının inceletilmesi de başlı başına sorunlu bir durum. Erdoğan’ın elbette ki hukukçu danışmanları olacak. Ama bu yüksek mahkemelerin kararlarını değerlendirmek için kullanılmamalı.

Eğer Türkiye’de yargı gecikmeli işliyorsa, bunun asılında başlıca sorumlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Yargı kararının böyle aleni biçimde eleştirilmesi ve kararı veren yargıçların talimatla karar oluşturmakla eleştirilmesi neresinden bakarsanız doğru olmayan bir davranıştır. Erdoğan, yargıyı eleştirmek yerine şeffaf ve güvenilir, hızlı karar alabilen bir şekilde düzeltmek için çalışmalıdır.

Erdoğan’ın konuşmasında bir suçlama isnadı da var. Andımız ile ilgili kararın saklandığını ve bunu bir sonuca yönelik bilinçli olarak şimdi açıklandığını iddia ediyor. Böyle bir şey iddia ediyorsa bunu meydanlarda aleni söylemesi bir Cumhurbaşkanı’na yakışmıyor.

Orhan Gazi Ertekin:
Danıştay içindeki iktidar ortaklarından birisinin hükümetin ideolojik konumunun dışında bir karar verdiğini gördük. Bu da iktidar ortakları arasındaki çatışmayı gösterir. Danıştay tarafından verilen karar, geleneksel güçlerin konumunu pekiştiren, milliyetçi bir karardır. Bu durum, Erdoğan ve çevresince ideolojik olarak ‘kabul edilemez’ görüldü.

Yargıda hem ülkücülerin hem sosyal demokratların varlığı iktidarla ittifaklarına bağlıdır. Son dönemdeki tüm yargısal gelişmeler ittifaka göre değerlendirilmelidir. Yargı ile siyaset karşı karşıya geliyormuş gibi bir değerlendirmenin isabetsiz olacağına inanıyorum.

Yargı içinde iktidar gücünün tarafları karşı karşıyadır ve arada bazı anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Uzun süredir yargı ve devlet alanı içerisinde laikliğe, milliyetçiliğe ve geleneksel iktidar temsillerine doğru gidiyoruz. Andımız da bunlardan bir tanesidir.