Tutuklu yargılanan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve ESP Genel Başkanvekili Fadime Çelebi ilk duruşmada tahliye edildi. Hamzaoğlu ve Çelebi gece saatlerinde cezaevinden çıktı.

Onur Hamzaoğlu ve Fadime Çelebi tahliye edildi

BURCU CANSU

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu nün yargılandığı davanın duruşması Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. 2'si tutuklu 11 kişinin yargılandığı davanın duruşması görüldü. Tutuklu yargılanan Onur Hamzaoğlu ile ESP Genel Başkanvekili Fadime Çelebi’nin tutuklu yargılandıkları davanın ilk duruşmasında tahliye edildi.

Onur Hamzaoğlu ve Fadime Çelebi’nin tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması kimlik tespitiyle başladı. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşbaşkanları Naci Sönmez ve Özlem Eylem Tuncaeli, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, Sosyalist Dayanışma Platformu Eş Sözcüsü Kezban Konukçu Kok katıldı.

"Savaşa karşı çıkmak bir gereklilik, zorunluluktur"

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, yaptığı savunmasında, şunları söyledi:

"Afrin'de uluslararası hukuka göre saldırının olası sonuçları tarihsel deneyimler tarafından bilenen ölüm ve acı bir gerçek olduğundan dolayı eş sözücüsü olduğum kurum, HDK, olarak ortak bir basın açıklaması yapıldı. Maalesef ortaya çıkan sonuçlar açıklamamızı doğrulamıştır. Yüzlerce insan ölmüş, kent merkezi talen edilmiştir. Haberler günlerce gündem olmuştur. Yüzbinlerce insan göç etmiştir. Türkiye’de iktidar tarafından dört başlık altında Afrin’den bahsedildi. Savaş, bekaa, sonra tehdit ve ardından da metal yorgunluğu kaldırdı diye bahsedildi.

Afrin bir bilgisayar oyunu değildir, insanların yaşadığı Suriye egemenliği altındaki bir kenttir.
Ben bir hak sağlığı uzmanıyım. İnsanların yeterli ve dengeli beslenmesi, sağlıklı barınamaya ulaşma gerekir. Bunlara ulaşılmadığında bunları engelleyen faktörlerle mücadele ederiz. Savaş, günümüzde en çok öldüren ve sakat bırakan en önemli sağlık sorunu kabul edilmektedir. Savaşlar bir halk sağlığı sorunudur. İnsan eliyle yaratıldığı için de önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur.

Savaşa karşı çıkmak bir gereklilik, zorunluluktur. Birinci ayak barıştır. Bu durum tek bir gün sağlanırsa bin kişinin engellenebileceği, 22 bin insanın göç etmesini engelleyeceğiz. Bu duruşmada eğer biz savaşsızlığı sağlamış olsaydık binlerce insanın yaşamını değtirmeyi sağlayacatık. Eğer savaşsızlığı sağlayabilseydik on binlerin yaşam şartını değiştirme şansına sahip olacaktık."

Hamzaoğlu hükümeti eleştirdiği için tutuklu

Avukat Ziynet Özçelik “Cumhuriyet savcılığı merkezi olarak karar verdiği olayın biçimsel onaylayıcısıdır. Onun kararı doğrultusunda bir soruşturma yürütülmüyor. O nedenle hukuka aykırı bir soruşturma ile karşı karşıyayız.

Gizlilik kararı verilmesini gerektiren bir unsur yok. Bu açıklama ile ilgili müvekkil orada değil, açıklamayı yapan kişi değil. 9 kurum var, o kurumların da 18 tane temsilcisi var. Savcılık hangi unsuru suç saymıştır. Açıklamayı mı, okunmasını mı? Hukuk tutarlı olmak zorundadır. Çünkü yazdıklarıyla meşrutiyetini ortadan kaldırabilir de... Tam da burada meşrutiyetin ortadan kalmakla karşı karşıyayız” dedi.

Yargılamaya konu olan basın açıklamasının “suç” teşkil etmediğine değinen Özçelik, “Basın açıklamasının konusu suç teşkil ediyorsa neden erişimin engellenmesi konusunda bir karar verilmedi. Neden tek başına suçu oluşturuyorsa müvekkilimin evinden bazı kitapların toplanması için karar verildi. Müvekkilim Hamzaoğlu hükümeti eleştirdiği için tutuklu. Hükümetin belli bir zaman diliminde tarif ettiği doğruyu hakikat olarak görmediği için buna dair düşüncelerini bulunduğu mecralarda paylaştığı için kendisi hakkında dava açılmıştır" ifadelerini kaydetti.

Avukat Kürşat Bafra ise “Afrin, Suriye sınırı içinde Rojava’nın bir parçasıdır” ifadesine atıf yaparak, “Burada bir suç unsuru yoktur. Ancak coğrafi bir tanım olabilir” dedi.

Avukat Semra Demir de “Dosya içerisine bakıldığında tutuklanma için makul bir gerekçenin olmadığını görüyoruz. tek neden bir basın toplantısıdır. Bu basın toplantısının hukuksal anlamda üzerlerine atılı suçu unsurlarının oluşmasına yol açması mümkün değildir” diye konuştu.

ESP Genel Başkan Vekili: "5 bin yıl ceza da verilse barış diyeceğim"

5 aydır tutuklu bulunan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Vekili Fadime Çelebi savunmasını yaptı. Çelebi, "Afrin operasyonunda yönelik basın toplantısı yaptık. Barış dediğimiz için yargılamıyoruz. Değil 5 ay 5 bin yıl da verilse barış talebini dillendireceğim. Bunun suç olduğunu düşünmüyorum. Beraatimi talep ediyorum.

SODAP Eş Sözcüsü Kezban Konukçu Kok da yargılanmanın usulsüz olduğunu belirterek adli kontrol şartının kaldırılmasını istedi. Kok davanın da düşmesi gerektiğini belirtti.

'Terör örgütü propagandası' suçlamasıyla yargılanıyorlar

11 isim, Afrin operasyonunun ardından Ankara'da yapılan basın açıklaması nedeniyle "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" (Türk Ceza Kanunu 216/1, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, TCK 53, 63) suçlamasıyla yargılanıyor.Ayakta izleyici alınmayacağı gerekçesi ile çok sayıda insan mahkeme salonuna alınmadı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3. Büyük Olağan Kongresi'nden iki gün önce 9 Şubat'ta, HDP'nin de içinde bulunduğu HDK bileşenlerine yönelik Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Kocaeli'nde yapılan polis baskınlarında aralarında HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun da olduğu çok sayıda kişi tutuklanmıştı.

***

Savcı tutuklu yargılanan Hamzaoğlu ve Çelebi’nin tutukluluk hallerinin devamına dair mütalaa verdi.

Ayrıca dosya kapsamında yargılanıp milletvekilli seçilen Gülistan Kılıç Koçyiğit, Serpil Kemalbay, Musa Piroğlu ve Tülay Hatimoğulları’na dair yargılamanın durdurulması talebine ilişkin de milletvekili olup olmadıklarının TBMM’ye sorulmasını yönünde mütalaa verdi.

İddianameden

İddianamede Afrin harekatının ardından 4 Şubat 2018’de ise “Afrin halkının yanındayız” başlığı ile HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP bileşeni parti ve kurum sözcülerinin, HDK ve DTK temsilcilerinin “Afrin işgal girişimine” ilişkin bir basın açıklaması yaptıkları belirtildi.

Okunan metnin içeriğinde, “Afrin Suriye sınırı içinde Rojava’nın bir parçasıdır”, “Nereden atıldığı belli olmayan roketler”, “Afrini işgal girişimine son verilsin” ifadelerinin geçtiği belirtildi.

Bu ifadelerin “Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen suçlayıcı nitelikte olduğu”, “Zeytin Dalı operasyonunu itibarsızlaştırma amacı taşıdığı,” PKK/KCK’ye destek verildiği”, “halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiği” tespitiyle soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Fadime Çelebi basın açıklamasında okunan metnin “barış taraflı ve savaş karşıtı niteliğindeki bir belge olduğunu, asıl kastedilenin barış çağrısı olduğunu” söyledi.

“Partilerinin herhangi bir terör örgütüyle bir ilgisinin olmadığını, bu yüzden örgüt propagandası suçlamasını kabul etmediğini, açıklamada herhangi bir kesimin diğer kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik edici ibarelerde bulunmadığını,
metnin ana tema olarak savaş karşıtlığı ve barış taraflı olduğunu, açıklamada bir suç
unsurunun olmadığını” belirtti.

Onur Hamzaoğlu’nun ev adresinde yapılan aramada bulunan “Bir Savaşın Anatomisi Murat Karayılan”, Tuğçe Tatari’nin “Anneanne, Ben Aslında Diyarbakır’da Değilim”, “101 Soruda Demorkatik Özerklik” kitapları ve telefonunda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın fotoğrafının bulunduğu bilgisi de iddianamede yer aldı.

Hamzaoğlu sorgusunda “metnin barış ve savaş karşıtı niteliğindeki bir belge olduğunu, savaşın insan eli ile oluşturulan bir halk sağlığı sorunu olduğu ve bunun önlenebilir bir sorun olduğu belirtmek istediklerini” söyledi.

Cezaevinden çıktılar

Haklarında tahliye kararı verilen Onur Hamzaoğlu ile Fadime Çelebi, tutuldukları cezaevinden çıktı. Hamzaoğlu ve Çelebi’yi onlarca kişi ‘Onur Barış Özgürlük’ sloganlarıyla karşıladı.

onur-hamzaoglu-ve-fadime-celebi-tahliye-edildi-489409-1.