Memleketimizde, bir meydanda ya da sokakta kendi halinde yürürken birden bire ölebileceğimiz duygusu, yani bombalı saldırı travmasını başlatan Reyhanlı saldırısının davası sessiz sedasız bitirilmek üzere.

Savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi, saldırıda yakınlarını kaybedenlerin avukatları son kez söz aldı, sanıklar 9 Şubat 2018’deki duruşmada savunmalarını tamamlayacak. Ya önümüzdeki duruşma ya bir sonrakinde karar verilecek.


Hoş, mahkeme heyeti sanıklardan Yusuf Büyükkasım’ın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına hükmettiğinden, nihai kararın akıbeti, Adli Tıp’ın sonsuz koridorlarındaki dosyalar yığını içerisinde kaybolabilir. (Bu raporun dört yıldır neden istenmediğini ise bilmiyoruz.)

Davanın gelişinden de sonucunun belli olduğunu görebiliyoruz.

52 insanın hayatını kaybettiği, yaralıların fiziki ve psikolojik travmasını atlatamadığı bir olay, radikal İslamcı gerçeğiyle yüzleştiğimiz ilk bombalı katliamın davası, ardındaki gerçekler araştırılmadan kapanacak gibi görünüyor.

Son duruşmada sanık avukatlarının tahliye isteğiyle artan kızgınlık da yakınlarını kaybedenleri umutsuzluğa sürükledi.

Müdahil avukatlarından Sevinç Hocaoğlulları’nın duruşmada söylediği gibi “Göz göre göre gerçekleşen katliamın” gerçek failleri aranmadı, “elde bulunanlarla” yargılama yapıldı.

Yine müdahillerin avukatı Aslıhan Aksoy Arıkan da, 29 Eylül’deki son duruşmada, “savcının mütalaasında, saldırının azmettiricileri hakkında bilgi bulunmadığını” söyledi: “İddianame savcısı Özcan Şişman hakkında yürütülen soruşturmaların, olayın karanlık noktalarının aydınlatılması için kamu görevlilerinin de araştırılmasını istemiştik ama bu taleplerimizin hepsi reddedildi. Olayda sorumluluğu olan tüm sanıkların, ihmali bulunan tüm kamu görevlilerinin cezalandırılmasını talep ediyoruz.”
Savcı Özcan Şişman’ı, MİT TIR’larının durdurulup aranması emrini veren savcı olarak hatırlıyoruz.

Şişman, Reyhanlı davasının iddianamesini hazırlayan isim. MİT’in Emniyet’e gönderdiği saldırı ihbarını iddianameye koymayan isim. Araç plakalarının bile olduğu ihbarla ilgili Emniyet’in bir şey yapmamış olmasından iddianamede bahsetmeyen isim.
İşte bu savcının, en azından tanık olarak dinlenmesi talebi mahkemece yıllardır reddediliyor. Kaldı ki dönemin Adana Özel Yetkili Savcısı Özcan Şişman, hem görevden atıldı hem de MİT TIR’ları davasından tutuklu yargılanıyor.

HSYK’nin raporuna göre de “Yeterli ve somut ihbarlara karşın ihbarda adı geçenler hakkında operasyon gerçekleştirilerek patlamanın önlenmesi yerine ısrarla delil toplama sürecine devam edilmesini isteyen, Suriye kaynaklı saldırı düzenleneceği bilgisini gözardı eden” savcı.

Madem Reyhanlı davasında patlamaya cevaz verenler Cemaatçiler olarak görülüyor, o zaman neden Özcan Şişman’la ilgili tüm talepler mahkemece yıllardır reddediliyor? (Bu arada, reddedilen taleplerden biri de, Şişman’ın yargılandığı diğer dosyanın bu davaya incelenmek üzere getirilmesi.)

Üstelik müdahil avukatların, saldırıda Hatay Emniyet Müdürlüğü mensuplarının da en azından ihmali olduğunu belirtmesine rağmen, aynı Emniyet görevlileri, davaya müdahillik talebinde bulundu.

Avukat Hocaoğlulları, “Kamu görevlilerinin sorumluluğuna değinmeyen bir mahkeme kararının, bu katliamın aydınlatılmasına katkı sağlayacağını düşünmüyoruz” demişti ama mahkeme bir de polislerin müdahillik talebini kabul ederse, kamu görevlilerinin ‘sorumsuzluğu’ tescillenecek.

Katliamın ardındaki gerçek de tarihin konusu olacak.