Didim’de Menderes Deltası’ndan Bafa Gölü'ne kadar uzanan 10 bin dönüme yakın bir alanda Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurulması planlanıyor. Didimlilere göre OSB turizm cenneti Didim’in sonu demek

Organize Sanayi Bölgesi Didim’i yok edecek!

NAMIK ALKAN

Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Aydın’ın Didim ilçesi büyük tehlike ile karşı karşıya. Didim’de, Menderes Deltası’ndan Bafa gölüne kadar uzanan 10 bin dönüme yakın bir alanda Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) veya diğer adıyla Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurulması planlanıyor.

Didimlilere göre OSB turizm cenneti Didim’in sonu demek. Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, BirGün’e yaptığı açıklamada organize sanayi bölgesinin Didim’e yüzde 100 zarar vereceğini belirtti. Atabay, “Eğer bahsettikleri karadaki lojistik merkezini yaparlarsa Didim'de bir tane turizm tesisi kalmaz, insanlarda buradan göç eder. Onun yaratacağı koku ve kirlilik bir turizm kenti için kabul edilemez bir durum” dedi.

DİDİM’E ÖNCE BALIK ÇİFTLİKLERİ GELDİ

Didim’e önce balık çiftlikleri geldi. Balık çiftlikleri ile tarımsal alanların ve meraların özelleştirilmesi gibi, eskiden ortak alan olarak kullanılan deniz alanları da etrafı çevrilerek özelleştirildi ve kullanım hakkı yalnızca balık çiftliklerinin sahiplerine devredildi.

Balık çiftlikleri özellikle Didim’in Taşburun mevki açıklarında yoğunlaştı. Balık çiftliği sahipleri Didim’de uzun zamandır lojistik, işleme, muhafaza, pazarlama amaçlı tesisler kurabilmek için karadan alan talep ediyordu. (İskeleler, hangarlar, depolar, stok sahaları, çalışanlara ikamet alanları vb. için) Menderes deltasından Bafa gölüne kadar uzanan 10 bin dönüme yakın bir alanda kurulması planlanan OSB’nin, Balık Çiftliği sahiplerinin bu taleplerini karşılama amacı taşıdığı belirtiliyor.

Didim Belediyesi öncülüğünde kurulan Bilim-Teknik Komisyonu’nun, 6 Ağustos tarihli raporuna göre, balık çiftliklerinin denizlerin kirlenmesine ve su altı görüş mesafelerinin düşmesine yol açtığı bildiriliyor. Raporda sürdürülebilir olmayan yetiştirme balıkçılığın, avlanma üzerindeki yükü almadığı gibi çevreye de fazladan yük getirdiği tespiti yapılıyor. 1 kg balığın üretimi için tüm balık türlerinden yaklaşık 1 ilâ 2 kg, etobur büyük balıklar (somon, çipura, levrek) için ise 2,5 ilâ 5 kg balık kullanılıyor. Yem olarak kullanılan balıkların genellikle ekonomik değeri yüksek olmayan, ama ekosistem değeri ölçülemez veya kıyaslanamaz olabilecek küçük balıklar olduğu kaydediliyor. Bu ise denizel ekosistemler için çöküş anlamına geliyor. Tüketilmeyen yem (verilen yemin fire oranı yüzde 10) ve metabolik atıklar (Dışkı miktarı) kullanımından kaynaklı toplam atık 2850 kg/gün deniz ortamına karışıyor. Oluşan nitrojen ve fosfor ise oksijensizliğe sebep oluyor.

Bilim-Teknik Komisyonu’nun raporuna göre TDİOSB ile

  • OSB kendi yönetmeliklerine bile aykırı bir proje olacak,
  • Denizde ve karada OSB alanı özelleştirilecek ve kamuya kapatılacak,
  • Didim'e bile yetmeyen su kaynaklarına devasa bir tüketici daha eklenecek,
  • 1.Dereceden tarihi ve doğal SİT alanların ortasına endüstriyel bölge inşa edilecek,
  • Yüzlerce deniz canlısı ve 256 kuş türünün üreme, barınma ve beslenme doğal alanı oluşu nedeniyle A1 koruma alanı bandında olan Menderes Deltası enkaza dönüşecek,
  • Mevcutta Menderes nehriyle gelen ve kimyasalları da barındıran kirlilik OSB’nin atıkları ile daha da artacak. Jeotermal su kullanımında ise Aydın ve çevresinde yaşananlara benzer yıkımlarda eklenecek.

DİDİM’İN YOK OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ

Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, Didim’in en büyük sorununun organize deniz ürünleri sanayi bölgesi olduğunu söyledi. Atabay BirGün’e şu açıklamada, “Organize deniz ürünleri sanayi bölgesi yapmaya çalışıyorlar. Açıktaki balık çiftliklerinin sayısını artırıp karada da lojistik merkezi kurmaya çalışıyorlar. Biz onunla ilgili olarak ilk tepkimizi gösterdik. Ancak resmi kurumlardan bilgi alamıyoruz, çalışmaları gizli yürütüyorlar. Henüz proje yok ama ön çalışmayı şu anda yapıyorlar. Ama olmasına karar vermişler sadece prosedürü yerine getiriyorlar” dedi.

Didim’in 30 yıldır turizm kenti olmakla ile ilgili mücadele veren bir yer olduğunu kaydeden Atabay, “Burada kurulan her şey turizm odaklı kurulmuştur. Eğer bahsettikleri karadaki lojistik merkezini yaparlarsa Didim'de bir tane turizm tesisi kalmaz, insanlarda buradan göç eder. Onun yaratacağı koku ve kirlilik bir turizm kenti için kabul edilemez bir durum. Lojistik merkezi kurulduğu zaman denizde 5 tane çiftlik varsa o çiftlik sayısı 25'e çıkar. Orada yer alacak bir tesisten tüm firmalar yararlanmak isteyecek” diye konuştu.

Türkiye'de bu çalışmaların iddia edildiği gibi bilimsel bir şekilde yapılmadığını anlatan Atabay, şunları söyledi: “Bu işin yapılacağı kentler ve buna talip olan yerler var. Mesela Adana bu çiftlikleri ve çalışmayı istiyor. Çünkü orada bizim gibi denizden faydalanabilecekleri bir turizm bölgesi yok. Onlar bu çalışmayı istiyorlar. Niye illa Ege'de istiyorlar anlamıyorum. Bizim 16 tane mavi bayraklı koyumuzun olduğu yerde, denizde var olan balık çiftliklerini çoğaltmak istiyorlar. Bu çalışmalar Didim'e yüzde 100 zarar verir. Tekneler açık denizde çiftlikler yüzünden geçecek yer bulamıyorlar. Devletin bu planlamayı oldukça iyi yapması lazım. Bir sürü kanun var fakat kanunların arkasından dolaşacak çok fazla açık var. Biz kesin kararlıyız Didim olarak asla buna müsaade etmeyeceğiz. Didim'de 50 bine yakın imza toplandı. Bizde rapor hazırlatıyoruz şimdi. Bu çiftliklerin burada olamayacağına dair hazırlatıyoruz. Biz bu konuyu oldukça önemsiyoruz ve müsaade etmeyeceğiz.”