Türkiye’de geçen yıl 2 bin 100 hastaya beyin ölümü tespiti yapıldı. Ancak sadece 598’inin ailesi organ bağışına ‘evet’ dedi. Uzmanlar, bağış konusunda farkındalığın artırılması gerektiğini söylüyor

Organlar yeniden hayat olsun

Organ ve Doku Bağışı Haftası bugün başladı. 9 Kasım’a denk sürecek olan hafta boyunca birçok etkinlik yapılması planlansa da ülkemizde organ bağışı hala çok yetersiz. Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Eyüp Kahveci, ülkemizde her 100 aileden sadece 27’sinin ölen yakınlarının organlarını bağışladığını bildirdi

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre; Türkiye’de geçen yıl 2 bin 100 hastaya beyin ölümü tespiti yapıldı. Ancak sadece 598’inin ailesi organ bağışına ‘evet’ dedi. Oysa her yıl nakil bekleme listesine 5 binin üzerinde hasta giriyor. Mevcutta organ bekleyen 27 bin civarında hasta var. Ayrıca 60 bin diyaliz hastası da böbrek nakli adayı olarak yaşamını sürdürüyor. Yani 100 bine yakın hastanın organ beklediği ülkemizde, geçtiğimiz yıl sadece 4 bin 500 hastaya nakil yapılabildi, bunların sadece 598’i kadavradan bağışla gerçekleşti.

İspanya’da bağış oranı yüzde 90

Kahveci, Türkiye’de organ ve doku naklinin başarılı bir şekilde yapıldığını ama organ bağış oranının düşük olduğunu belirtti. Bunun için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini aktaran Kahveci, Avrupa’da bağış oranlarının yüksek olduğuna dikkati çekerek, “Ölen kişilerin aileleri ile yapılan görüşmelerde her 100 aileden ancak 27’si organları bağışlıyor. Avrupa Birliği’nde bu rakam yüzde 60’a yakın” dedi. Kahveci, İspanya’da organ bağışı oranının yüzde 90’larda olduğuna da işaret ederek, Türkiye’de toplumsal farkındalığın artırılması halinde daha fazla bağış yapılabileceğini sözlerine ekledi.

‘Organ nakli yaşam umududur’

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Böbrek-Pankreas Nakli Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Acar Tüzüner de yaptığı açıklamada, Türkiye’de organ nakli bekleyen hastaların sayısının her geçen gün arttığını söyledi.Tüzüner, özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kaybettiğini belirterek, Türkiye’de yeterli sayıda ‘Organ Nakli Merkezi’ ve deneyimli bilim insanı olmasına rağmen, nakil sayılarının henüz istenilen düzeye ulaşamadığına dikkat çekti. Türkiye’de yaklaşık 60 bin böbrek hastasının ‘bir gün böbrek nakli olma umudu’ ile haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Tüzüner, “Organ bağışı tedavileri süren hastalarımız için yaşam umududur. Tüm halkımızı organ bağışı yapmaya ve hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlamaya davet ediyorum” diye konuştu.

Görünmez kahramanlar: Organ Nakli Koordinatörleri

Organ bağışlarının arkasında büyük bir çalışma var. Bu çalışmaların belki de en zor kısmı organ nakli koordinatörlerine düşüyor. Koordinatörler, bir hastanın beyin ölümü bildirimi yapıldığı anda devreye girip, acılı ailelerle organ bağışını konuşuyorlar. Acılı aileleri, bilgilendirip hiçbir şüphe bırakmadan organ bağışına ‘evet’ demelerini sağlamaya çalışan koordinatörlerin tüm bu çabası diğer tarafta yıllardır organ bekleyen ve çoğu zaman ölümün kıyısına gelmiş hiç tanımadıkları onlarca hastanın ikinci bir yaşam şansına kavuşmasını sağlıyor. Bazen yakınını henüz kaybetmiş ailelerin şiddetli öfkesiyle de karşılaşabilen koordinatörler, her şeye rağmen pes etmiyor ve bağış için gece gündüz uğraşıyorlar.

Sultan Abdülhamit Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Selda Urhan, “Bizim mesleğimiz aslında siyah beyaz bir aşk hikâyesi gibi. Siyah tarafı, ölen birinin yakınları ile o üzüntülerini yaşarken, beyaz tarafı gecenin üçünde, beşinde ‘Sizin için uygun bir organ bulundu’ telefonunu ettikten sonra karşı tarafın hayata bağlanması ile ilgili” diye konuştu.