Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, gazetesinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verdiği yanıtı “İş kazası” olarak değerlendirdi. Bursalı, bu yorumu çalışanların paylaşmadığını belirtti.

Orhan Bursalı, Cumhuriyet’in Soylu’ya verdiği yanıtı ‘İş kazası’ olarak değerlendirdi

MEDYA SERVİSİ

Cumhuriyet gazetesinin yazarlarından Orhan Bursalı, bugünkü köşesinde, Cumhuriyet’in geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef gösteren sözlerine yönelik yaptığı ve içinde gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın görev yaptığı dönemi eleştiren ifadelerin yer aldığı açıklamayı değerlendirdi.

Bu yorumu çalışanların paylaşmadığını belirten Bursalı, söz konusu yorumu bahane ederek Cumhuriyet’i ‘kötü niyetli’ dedikoduların içine atmaya çalışanlara üzüldüğünü kaydetti.

Bursalı, açıklamadaki bölümü ‘İş kazası’ olarak tanımlayarak “Yazıişleriyle, habercileriyle, köşe yazarlarıyla bir bütün gazete” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

‘GAZETEYİ KÖTÜLEMEK İÇİN FIRSAT KOLLLAYANLAR İŞBAŞINDA’

“Demokrasi, laiklik, Atatürk devrimleri, insan hak ve özgürlükleri, kadın ve çocuk hakları, insanca çalışma ve yaşama hakları, ülkenin bütünlüğü.. Tüm bu ve benzer konular, gazeteyi yapanların ruhudur.

Emekten, haktan, hukuktan, adaletten dayanışmadan yana..

Bu kadro hiçbir diktatörlükle uzlaşmaz, hiçbir yasa tanımazlığa göz yummaz, ister cumhurbaşkanı ister bakan olsun, hiçbirinin hukuk tanımaz yasadışı baskısına boyun eğmez.

Haberde dürüsttür, olabildiğince tarafsız olmaya çalışır.

Kaç yıldır yazıişleri, tüm çalışanları ve köşe yazarlarıyla Cumhuriyet bu anlayışıyla, okurunun, sizlerin karşısına çıkıyor. Gazeteye canını, ruhunu veren bu kadrodur.

En azından ben Cumhuriyet’in bu yapısını önemserim. Ötesini berisini değil.

Çalışanların paylaşmadığı bir cümlelik yorumu bahane ederek Cumhuriyet’i en hafif deyimiyle kötü niyetli dedikoduların içine atmaya çalışanlara bakıyorum ve üzülüyorum.

Gazeteyi eskiden beri kötülemek için fırsat kollayanlar işbaşında.

Cumhuriyet okuru sapla samanı birbirine karıştırmayacak kadar özgür düşüncelidir.

O, gazetesini ele alınca, haberlerine, köşe yazarlarının bağımsızlığına, özetle esas gazetesine bakacaktır.

Bu yapısıyla uyuşmazlık içinde olan, bu tür “iş kazası” denebilecek cümlelere de takılmayacaktır.

Gazete çalışanlarının direncini görünce böyle bir yazı yazmak ve gazetenin havasını yansıtmak ihtiyacını duyduğumu belirteyim. Benden başka da kimseyi bağlamaz...”