Orman talanını kolaylaştıran düzenlemeye dava açıldı
Geçtiğimiz Ocak ayında yürürlüğe giren Orman Kanunu Ek 16. Madde ile ormanlık alanların sınırları artık Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Uygulamanın Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyen Türkiye Ormancılar Derneği, yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle Danıştay'a başvurdu. Yüksek Orman Mühendisi Hüsrev Özkara ise uygulamanın Yeşil Yol gibi projelerin yapımına koridor açacağını belirtti.
Osman ÇAKLI
2018 yılı Nisan ayında torba yasa kapsamında ormanların vasfını kolaylıkla değiştirileceği düşünülen Ek 16'ncı madde 'Orman Yasası' içine alınmıştı. Orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen alanların sınırlarının Cumhurbaşkanı eliyle orman sınırları dışına çıkarılmasını içeren madde, 7 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yürürlüğe girdi. Türkiye Ormancılar Derneği, orman ekosistemlerini bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve uygulamanın yasal olmadığını belirterek, “yürütmeyi durdurma ve iptal” talebiyle Danıştay'a başvurdu. Detayları, Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Yüksek Orman Mühendisi Hüsrev Özkara anlattı.
Hüsrev Özkara düzenlemeyle ilgili, sınırların Cumhurbaşkanı tarafından belirleneceğine ilişkin hususun, orman kanunlarında ve Anayasa'da yer alan hükümlerin yok sayıldığına ve aykırılık oluşturduğuna işaret etti. Orman Kanunu'na getirilen maddeyle ormanlar, kolaylıkla orman sınırından çıkarılacak diyen Özkara, “Rant alanı olabilecek yerlerde keyfi davranılacak. Akdeniz ekosisteminin etkili olduğu yerlerde rant boyutları daha fazla. Buralarda kızılçam ormanlarıyla birlikte maki toplulukları vardır ve zaten taşlık kayalık alanlardır. Dolayısıyla uygulamayla birlikte yeni bir durum varmış gibi algı yaratmaya çalışıyorlar" dedi.
'YÖNETMELİKLE YAYLALAR HEDEFE ALINIYOR'
Yüksek Orman Mühendisi Özkara, Devlet ormanlarında, 24 Nisan 2018'den önce yapılan 'devlet ormanlarına bitişik sınırlarda belde, köy veya mahallenin toplu yerleşim alanlarının kesintisiz devamı haline gelmiş bir ya da birden çok devlet ormanları sınırları içerisinde en az 5 adet olmak üzere, sürekli ya da dönemsel ikamet edilen toplu yapılar ve iş yerleri...' ifadeleriyle aslında belirgin şekilde yaylaların tarif edildiğini ve şu anda orman sınırları içerisinde yer alan yüzlerce yaylanın orman niteliğinden çıkarılacağını söyledi. İdareye geniş yetkiler tanınmasının yaylalarla ilgili projelerin yasal engellere takılmadan kolaylıkla yapılacağını belirten Hüsrev Özkara, "yasal kılıf uyduruldu" dedi. Orman kapsamı içinde bulunan bir sahada kapalılığın yüzde 10’dan aşağı olduğu yerlerde yeni uygulamanın geçerli olacağı belirtilse de Özkara, "orman örtüsü tamamen kaldırılmış olsa da bu sahalar yine de orman sahası olarak muhafaza edilmelidir" dedi.
'YASA KORUYUCULUĞU KALDIRILDI’
Orman vasfını bozacak uygulamayla ilgili yakın geçmişte ülke gündeminde geniş yer tutan ve tepkilere neden olan 'Yeşil Yol Projesi'nin bir ilişkisi var mı? sorusuna ise Hüsrev Özkara şu yanıtı verdi: "Bu tür projeler geçmişte yapılırken özellikle yasalarda ciddi bir koruyuculuk vardı. Artık kimseye bir şey denmeden, istenilen şekil ve durumla yollar açabilirler. Yani şunu diyorlar, 'kimse bizim önümüze geçip yapacağımız işi engellemesin' Aklınıza gelen her türlü tesis, yol vs. yapabilecekler. Geçmişte yasaların sınırladığı hususlar kaldırıldı."
Ormanların korunmasına özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Özkara, "Aşağı havzaları koruyan yukarı havzalardaki ormanlardır. Ormanların içi boşaldıkça, vasfı kaybedildikçe koruma özellikleri de yok olur. Biliyorsunuz ormanlar karbon yutaklarıdır. Bu doğal varlıkların zaafa uğratılması, kendi sonumuzun hazırlanması anlamına geliyor. Covid-19 salgını bir doğal dengesizlik sonucudur. Siyasi iktidarın en büyük handikabı bu olacak. Bizler doğal varlıklarımıza gözümüz gibi sahip çıkmalı ve korumalıyız” dedi.