Youtube ilk kez Türkiye ile ilgili bir araştırma sonucu yayımladı. Analiz rakamları çok tatmin etmese de üstüne konuşabileceğimiz ve sorabileceğimiz bazı detaylar mevcut

Orta yaş Youtube'u sevdi

TİMUR AKKURT/TEKNOSAFARİ
timur@teknosafari.com
@timurakkurt
youtube.com/user/timurakkurt

Her bir dakikada 400 saatlik videonun yüklendiği YouTube, tartışmasız dünyanın en büyük video platformu. Benim de içerik üretilerinden biri olduğum bu dünya ile ilgili pek çok yazı yazdım. Normalde çok veri paylaşmayı sevmeyen YouTube nasıl olduysa verilerini paylaştı. Hem de Türkiye ile ilgili. Tabii dünyanın reklam parasının döndüğü platform ile ilgili kurumsal yatırımcılar artık bir şeyler duymak istedi bence. “O kadar yatırım yapıyoruz reklam yapıyoruz, kime nasıl ulaşıyoruz” sorusunu sormaları gayet normal. Bu sorgulama çok daha önce yapılmalıydı hatta. Çok merak ediyorum bu basına dağıtılan bilgilerin dışında daha kapsamlı, daha geniş verilerin olduğu bir araştırma sonucu reklam verenler için hazırlandı mı? Çünkü bu veriler bana biraz yüzeysel geldi. Sadece biraz fikir verme seviyesinden öteye gitmedi bana göre.

Neyse biz eldeki veriler ışığında biraz durumu anlamaya çalışalım. Bu arada bu veriler benim ne işime yarayacak ki diye düşünmeyin, bu ağın içinde siz de varsınız neticede.

En dikkat çekici bilgi liseli, ortaokullu ve ilkokullu bir kitlenin izlediği düşünülen YouTube aslında hiç de olmadığı. Bu çok önemli bilgi. Hem içerik üreticisi olan bizler, hem izleyici olanlar açısından hem de reklam verenler açısından.

Türkiye’de yaşayan 16 yaşın üzerindeki 1506 YouTube kullanıcısı ile yapılan “Türkiye YouTube Kullanıcı Profili Araştırması 2016” araştırmasına göre sonuşları paylaşayım.

Araştırma sonuçlarına göre 45 yaş üstündeki her 2 kullanıcıdan 1’i, 55 yaş üstündeyse her 4 kullanıcıdan 1’i YouTube’u her gün ziyaret ediyor. İstatistiklere bakacak olursak 16-24 yaş aralığının yüzde 72’si YouTube’da video izlerken, 25-34 yaş aralığında bu oran yüzde 63 şeklinde. En fazla izlemeye sahip yaş aralığı ise yüzde 75’le 35-44 yaş aralığı, kullanıcılar biraz daha yaşlandığında ise yani 45-54 yaş aralığında ise yüzde 48 şeklinde.

Yüzde 75 ve yüzde 63 oranları çok önemli. Bu dilimde olanların büyük bir bölümünün gelirlerini elde ettiğini ve alım gücüne sahip olduklarını düşünürsek, reklam verenler için YouTube artık ‘olmuş’ diyebiliriz. Bu konuda da televizyon kanallarımızın internet ortamında var olma çabalarını gözlerim kısılarak izliyorum diyebilirim. Her zamanki gibi denenmişin taklidi, yansıması şeklinde olaya baktıkları için yine beceremeyecekler. YouTube’un bir kültür olduğunu, belli bir formasyona sahip olduğunu ve bunu kırmak için ellerindeki araçların yani sunucu, televizyoncu kafası diyebileceğimiz yetişmiş personelin bu işe yaramasının neredeyse imkansız olduğunu görmeliler. Belli ki bir süre daha göremeyecek gereksiz yere para harcamaya ve can yakmaya devam edecekler. Can yakmaktan kastım ‘sunucu’ pozisyonunda olanların, ekran yüzlerinin artık bu işi beceremiyorlar sonucuna varacak olmaları. YouTube’ta yakalanan başarının sırrını çözmedikleri sürece başarız olacaklar. Bunu unutmayın!

Televizyoncu hafızasıyla zor

Eski televizyoncular, ‘Youtupçu’ olmaya çalışıyorlar. Başarılı olanın daha göremedim. Görmemiz de çok zor. Tek şartla olur. TV’de olan YouTube’a geçen kişi gerçekten doğru içerikle YouTube’a ve potansiyel takipçilerimizin karşına geçerse bir ihtimal başarılı olabilir. Bu konuda da TV geçmişleri onların bir handikapı bunu da unutmamak gerek. Oradan hafızalara yer etmiş oldukları pozisyonlar ile değerlendirilerek izlenecekler. Neyse ben bu konuda hep konuşuyorum ama hala aynı nokta da olduklarını gördükçe üzülüyorum. Yapacak bir şey yok.

Araştırmaya dönersek...

Yüzde 90’ının YouTube’u ayda en az bir kez ziyaret ettiği belirtilen raporda, kullanıcıların yüzde 67’sinin YouTube’u her gün, yüzde 22’sinin haftalık, yüzde 10’unun ise ayda bir veya daha az aralıklarla ziyaret ettiği yer alıyor.

Dikkat çeken bir başka detaysa her gün izleyenlerin yüzde 87’si birden fazla kez ziyaret ediyor. Birden fazla kez ziyaret edenlerin dağılımı şu şekilde:

Yüzde 36’sı günde 5 kereden fazla

Yüzde 22’si günde 4-5 kez

Yüzde 29’u ise günde 2-3 kez

Videoları nerede izlediğimize geldiğimizde ise YouTube’u her gün ziyaret edenlerin yüzde 52’si videoları ev dışındayken izlediği belirtliyor. Kullanıcıların nerelerde video izledikleriyle ilgili dağılım şöyle:

Evde yüzde 88

İş veya okulda yüzde 30

Yolda veya ev dışında yüzde 29

Ev dışında genel YouTube kullanım oranı ise yüzde 47

YouTube kullanımın gün içerisinde farklılığı ise bir başka önemli detay. En yoğun kullanım yüzde 45 ile akşamları gerçekleşirken sabahları ve öğlenleri yüzde 14, öğleden sonraları da yüzde 20 oranında izleniyor.

Çift ekran kullanımı

Araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 72’sinin televizyon seyrederken başka bir cihazdan da online olduğu yer alırken. Bu sıradaki internet kullanımı çoğunlukla yüzde 63’le TV’deki programla ilgili olmadığı yer alıyor.

Konuya bir daha ki yazıda devam ederiz. Konumuz burada bitmedi ama maalesef yerimiz bitti...

*****

Yine geride mi kalacağız?

Dünyaca ünlü işlemci üreticisi Qualcomm, geçen hafta mobil internetin sınırlarını zorlayacak yeni mobil modemlerini tanıttı. 1Gbps indirme hızına çıkabilen Snapdragon X16, 2017’de akıllı telefonlardaki yerini alacak. Peki biz 2017’de satın alacağımız akıllı telefonlar bu hızları desteklerken ne yapacağız? Ülkenin çoğu yerinde 20-50Mbps aralığında indirme hızı alabildiğimiz 4.5G interneti bu cihazlarda kullanmaya devam edeceğiz.

4G, 2013-2014 yıllarında dünya genelinde yaygınlaşırken 4G destekli akıllı telefonlarla 3G internet kullanan yine bizdik. Dünya 5G’ye geçtiğinde 4.5G’yle yola devam edecek olanlar da bizler olacağız. Teknoloji her ne kadar gelişirse gelişsin yasal açıdan atılması gereken adımlar bunların kullanımını bizlere mümkün kılmadıkça bir şey ifade etmiyor.

Henüz yeterli değil

5G’yi bir kenara bırakalım. Yeterli seviyede olmasa da yaygınlaşan fiber bağlantının ardından yetersiz kalan Adil Kullanım Kotaları ve ücretlendirmeler gibi konularda da henüz yasal regülasyonlar yeterli değil. Akıllı telefonlarımızdan alabildiğimiz internet hızlarına evlerde yüksek fiyatlar vermeye devam ediyoruz. Hem de internet hızının ayın ortasında 3Mbps hıza düşececeğini bile bile.

Her ne kadar teknoloji tüketiminde aktif olsak da üretim konusunda bu kadar iyi konuşmak maalesef mümkün değil. Yatırımların ürünleri dışarıdan alıp ülke içerisinde uygulama şeklinde olduğu şartlara bir de vergiler eklendiğinde 969 dolar fiyatlı 256GB iPhone 7 Plus’ı 4.599TL’ye satın alabiliyoruz. Ve global anlamda fırsat eşitliğimiz bir anda kayboluyor.

Bu durum sadece akıllı telefonlarda değil her türlü teknolojik üründe böyle. Günlük hayatlarımızda eğitim, ulaşım, iş gibi neredeyse her alanda en önemli araç haline gelen teknolojiye geliştikçe imkan ve olasılıkları da artırıyor.

Gerekli teşvikler ve yasal regülasyonlar konusunda adım atılmadıkça bu konuda üretim ve atılım bir yana tüketim imkanının da giderek azalmaya devam edeceği aşikar. Tüketici talebi ne olursa olsun gerekli imkanlar bize izin verdikçe teknolojiyi kullanabiliyor. Ve biz yeni teknolojileri verimli bir şekilde kullanmak istiyoruz.