“1999 yılında oynanan Macaristan-Portekiz maçında TFF Macaristan Milli Takımı’na 750 bin dolar ‘teşvik primi’ gönderdi…” Hadi Türkmen bunu açıkladığında kimse sanırım buna itiraz etmemiş, hatta milli mesele diyecek kadar gözlerini karartmışlardı.

Hani Milli Meselenin boyutu teşvike kadar uzanıyor da; gerekçe ne olursa olsun kazanalım mı? Diyorlar…
Önceden vardı ya “vatanın bölünmez bütünlüğü” deyip her haltı yapmak gibi? Sonra da bir kısmı Yüce Divan’da birbirlerini akladılar…

Bir şeyi kurcaladın mı da; ne bölücülüğün kalır, ne de vatan hainliğin kalır.

Gerçi koşullarda oynama olmadığından dolayı Nazım hikmet “Vatan Haini”liğine hala (….) devam ediyor ya, olsun…

Biz de büyük sözü dinleriz.

Şimdi;

Türkiye Hollanda ile Çek maçlarını biraz merak edip incelemek istedim ve kadrosundaki değişkenliklere baktım; oldukça ilginç isimler karşıma çıktı.

Çek Cumhuriyeti’nin ana kadrosuna baktığımızda; Cech, Kaderabek, Sivok, Kadlec, Umbersly, Darida, Dochal, Roslcky, Kreici, Lafata ve Vacha’dan oluşuyor.

Bu, şöyle bir kenarda dursun.

Sakatlıklar ve cezalar birtakım değişkenlikleri mecbur kılmasına rağmen, değişkenlikler futbol mantığı çerçevesinde olmak zorunda.

Sakatlıklarda veya cezalarda da en meyilli (!) 11 de şöyle oluyor: Cech, Kaderabek, Suchy, Kadlec, Gabri, Darida, Scalak (Dochal), Pavelka, Sural (Krejci), Plasil ve Necid’den(Lafata) oluşuyor.

Şimdi peş peşe oynanan Türkiye ve Hollanda maçlarında Çek Cumhuriyeti’nin değişkenliklerinde de; Cech, Kadlec,Selassia, Necid, Scalak, ve Plasil Türkiye maçında oynamamış ve Hollanda maçında oynamış futbolcular olarak ilginç bir şekilde karşımızda duruyor.

Sanırım bu da çeklerin i-meyilli!

Çeklerin bu kadar büyük rotasyona “meyilli” (!) de tabi ki futbol için zarar vericidir, bununla beraber; aynı oyunu ve skoru yakalamak mümkün değildir.

Hele hele Cech gibi bir kalecinin oynaması ve oynamaması ciddi bir farklılık yaratır.

Türkiye’ye yenilip, Hollanda’yı yenmesi zaten aradaki çelişkiyi net ortaya koymakla beraber; futbolun içindeki birtakım kaygıları da haklı çıkarmaktadır.

İzlanda’nın takım değişkenliklerine baktığınız zaman bu kadar büyük fark görünmüyor ve oyun karakteri ile oyun kurgusu hep aynı düzeydedir.

Türkiye’nin son üç maçında ise; aynı kadro ve aynı şablonda bir yapıdan söz edebiliriz. Oyun içeriği vasat bile olsa belirli bir seviyede oyun tutulabiliniyordu. Mesela Letonya maçındaki kırılgan değişkenlikler hem oyuna, hem de skora etki etmiştir.

Diğer bir husus da;

Ülkemizde birtakım stratejiler vardır; olayları farklı bir yöne yöneltmek gibi…

Bunlardan biri de; kendi çıkarları için yaptıklarının örtbas edilmesi için; karşı bir argüman bulunarak algı değişkenliğinin yaratılmasıdır.

İşte tam o da; Hollanda Teknik Direktörü Blind’in attığı son derece basit bir e-mailin üzerinde kalıp onu manipüle etmek gibi oluyor.

Terim Bey’in “ortada i-meyiller dolaşıyor” demesi gibi…

Kalkıp kimse bana bu ülkede doğruluktan ve masumiyetten bahsetmesin. Gırtlağına kadar şikeye, ranta, komisyona ve teşvike batmış olan futboldan bir kahramanlık öyküsü çıkartmasın.

Ha, bu arada da aklıma bir kanun geldi;

Hani kim, ne zaman, ne için çıkardı bilmiyorum?

Kanun No. 6222

Kabul Tarihi: 31/3/2011

Yasak Fiiller ve Ceza Hükümleri

Şike ve teşvik primi

MADDE 11 – (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

(6) Bu madde hükümleri;

a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,

b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla, prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.

Bu 6. Maddedeki “a” bendi aynı eylem yapmadan canlı bombalar tutuklanmaz denmesine benziyor.

Barışçıl bir yasa,

“Teşvik” edici bir yasa!

Not: Bazı yerlerde e-mail, meyil olarak veya i-meyilli olarak yazılmıştır, burada yazar Mr. Terim’in yöresel dilini kullanarak olayın kolay anlaşılmasını sağlamaya çalışmıştır.