Devletlerin Ortadoğu ve Afrika’daki terörist yüzüyle okuyucuları tanıştıran Mükoma Wa Ngügi, Siyah Yıldız Naırobı’de, çok yakın tarihten bugüne halkların üzerinde çorap ören vahşi küresel sistemi masaya yatırıyor dersek abartmış olmayız

Ortadoğu ve Afrika niye kanıyor?

AYSEL SAĞIR

Siyah Yıldız Naırobı, yeraltından seslenen bir politik roman. Zira günümüzde devletler düzeyinde yaşanmakta olan entrikaları konu ediniyor. Mükoma Wa Ngügi, Siyah Yıldız Naırobı’de, çok yakın tarihten bugüne halkların üzerinde çorap ören küresel sistemi masaya yatırıyor dersek abartmış olmayız. Konunun toplumların ve bireylerin kaderini belirleyen olaylar etrafında dönmesi ve bu sesin yeraltı edebiyatından gelmesi metni daha da ilginç kılıyor.

Zira ABD’nin başını çektiği küresel sistem Ortadoğu ve Afrika’da bir hayli iş çeviriyor. Dolayısıyla Wa Ngügi’de devletlerin terörist yüzüyle tanıştırıyor okuyucusunu. Böyle olunca da konu bir hayli hassaslaşıyor. Bir yerlere konulan bombalar sonucu gerçekleşen kitlesel ölümlerin arkasında yine bu devletler yatıyor. Ortadoğu’yu, Afrika’yı dizayn etmeye çalışan küresel sistemin bu işlerde kimleri görevlendirdiği, istihbarat, polis teşkilatlarının… nasıl bir yapıdan oluştuğu gibi bilgiler ise alt metin olarak işliyor.

Patron sadece arabanın rengine karar verir

Tabii alt metinde sadece bunlar yok. Siyaseti nasıl okumak gerektiğine dair de bir hayli düşünce formatları mevcut. Örneğin, asıl aktörlerin gölgeler olduğuna dair tespitler çok önemli. “Dünyanın en güçlü adamlarına bir bakın. Onları bir düşünün. Bildiğiniz fotoğraflarını, duyduğunuz hikayelerini; her zaman bir gölge vardır etrafta, arka planda bilinmeyen adam figürü… Siz göreve gelen ve değişim yaratan vizyoner, karizmatik patronu görürsünüz. Ama kurumlar liderlerle değişmez. Kurumu yürüten orta düzey yönetimdir, sekreterlere ve çöpleri toplayan elemana varana kadar. Bir yanda kurallar ve yönetmelikler vardır, bir de işlerin her zaman yapılageldiği usüller. Bizler, güçlerinin farkına varmış görevlileriz. Patron arabanın rengine karar verir, biz onu yapmaya ve buna ne kadar para harcanacağına karar veririz.”

ortadogu-ve-afrika-niye-kaniyor-168445-1.Olayların ben diliyle takip edildiği metinde, uzman dedektifler Ishmael ve O, ana karakterler olarak başı çekiyor. Karşımıza ise oldukça aşina olduğumuz bir ülke atmosferi çıkıyor. Kenya’da başkanlık seçimi öncesinde başlayan hengamenin altına ise küresel sistem imza atıyor. Böylelikle bir ekip olarak çalışan karakterlerimiz de Kenya, Meksika ve ABD merkezli uluslararası alanda seyreden musibet(ler)in peşine düşüyorlar. Naırobı’de derinleştirilen etnik karmaşanın aktörlerinin yine bu uluslararası şebeke olduğunu söylemeye gerek var mı(?) Gerçek ise böylelikle, başta Naırobı olmak üzere, Afrika’ya gelmek üzere olan felaketi önlemeye çalışan dedektiflerin yaşadıklarında görünür hale geliyor. Buradan hareketle olaylar şimdide yaşadıklarımıza oldukça çok benziyor. Zira dünyayı yaşanmaz hale getiren baş sorumlular hiç değişmiyor.IMF, Dünya Bankası Amerikan Demokrasi Fonu…

Hatta gerçekleştirdikleri yıkım türü bile birbirlerine çok benziyor. Şer şebekelerinin işlerini nasıl yürüttüklerine dair anlatılanlar da tanıdık geliyor. Naırobı’ye yapacakları yıkıcı planlama için bir araya gelenleri takip eden dedektifler, “Teatcher’in özel kalem müdürü, Reagan’ın kişisel asistanı, Clinton’ın eski hukuk danışmanı, Kofi Annan’ın özel danışmanı ve Mandela Vakfı’nın idari direktör yardımcısıyla” karşılaştıklarında hiç de şaşırmıyorlar. Tabii geriye kalan üçünün “IMF, Dünya Bankası ve Amerikan Demokrasi Fonu”yla ilişkili olmasına da.

Bilim üretmekle yükümlü olan üniversitelerin rolü de bir hayli değişiyor tabii. “Ordu, CIA, şirketler, herkes üniversitelerden bilgi” toplarken, ortaya yine bildiğimiz bir tablo çıkıyor. Buradan baktığımızda ise metin sıkı bir siyasal roman niteliğine bürünüyor. Akıcılığı, esrarengiz olaylar, merak uyandıran ilişkiler, olacakları reel atmosferden dolayı tahmin etme gücü, bu tahminin doğrulanması… dikkat çeken unsurlar olarak öne çıkıyor.
Tabii en önemlisi de -anlatılanlar günümüzde yaşananları daha çok işaret ettiğinden-, konu basit bir dedektiflik hikayesi olmanın çok çok ötesine geçiyor. Zira Ortadoğu ve Afrika halen kanıyor.