İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması, Fuar İzmir’de başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sağlıklı ve güvenli yaşam hakkına vurgu yaparken, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise, doğa olayının felakete dönüşme sebebinin rant olduğunu söyledi.

Ortak Akıl Buluşması başladı: Türkiye’de rant hırsı bilime galip geliyor

Berkay SAĞOL

İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen 6.9 şiddetindeki ve 115 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremin yaraları sarılmaya çalışırken, depremin tartışılacağı “Ortak Akıl Buluşması” gerçekleştiriliyor. Buluşmaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden deprem alanında uzman akademisyenler, bilim insanları katılacak. Fuar İzmir’de başlayan “İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması” iki gün boyunca sürecek. Programın açılış konuşmalarını ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türk Mimar Mühendis Odalar Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Alim Murathan yaptı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ve İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, programa konuşmacı olarak davet edilmelerine rağmen katılım sağlamadı.

Yerel yönetim reformu için çağrı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Depremin yaralarını sarmak için İzmir genelinde dayanışmayı örgütledik. İzmir depremi sonrasındaki bu dayanışmanın uzun vadede sürmesi gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum. Deprem coğrafyamızın jeolojik gerçekliği. İzmir depremi bu gerçekliğe karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini gösterdi. Afetlerle mücadele sağlıklı, güvenli ve demokratik bir yaşam hakkının olmazsa olmazıdır. Mevcut Afet Kanunu 1959 yılındaki kanun, Mevcut İmar Kanunu ise 1985 yılındaki haliyle aynı duruyor. Günümüz kentleşmesine bakıldığında bu iki yasanın tekrar ele alınması gerektiğini görüyoruz” dedi.

ortak-akil-bulusmasi-basladi-turkiye-de-rant-hirsi-bilime-galip-geliyor-804222-1.

TMMOB’un sürecin dışında bırakılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Soyer, “Afet durumundaki yasal mevzuat ise yeni bir yerel yönetim reformuna ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Afetle mücadele yerelde başlayıp yerelde kazanılıyor. Afet kanunu belediyeleri temel alacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Afet risklerini azaltmanın en önemli araçlarından biri de kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm için yerel bir kanun oluşturulması, belediyelerinde yetki ve etkinliliğinin artırılması kaçınılmaz bir durumdur. Bu koşullar altında afetlere hazırlık, acil müdahale etkilerinin azaltılması gibi tüm süreçlerde hepimiz ortak akıllarda birleşmeliyiz. Bu konularda katılımcı olmayan hiçbir süreçten başarılı olması beklenemez. TMMOB bu durumları ilke edinmiş bir meslek odası. Üniversiteleri ve TMMOB’u sürecin dışında bırakarak afet önlemlerinde başarılı olmak mümkün değildir. Tam da bu yüzden İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması adını verdik. İzmir depremi hem merkezi, hem yerel yönetimler için bir süre sonra hiçbir şey yokmuş gibi davrandığımız bir sürecin devamı olmaz. Aksine çok daha bilinçli politikalar üreteceğimiz milat olur” ifadelerini kullandı.

“ÇALIŞMALARIMIZA GEREKLİ ÖNEM VERİLMİYOR”

TMMOB’un hasar tespit çalışmalarına katılmasının engellenmesini eleştiren TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da, “TMMOB olarak bizde depremin ardından İzmir öznelinde bazı çalışmalar yaptık. Mühendislik, mimarlık ve şehir plancıları olarak ilk andan beri bilgi ve birikimimizi paylaşmak istedik. İzmir Valiliği hasar tespit çalışmasına katılmak adına İzmir’deki odalarımızın talebini reddetti. İzmir Valiliği’nin bu tutumu düşündürücüdür ve bu tavrı şiddetle kınıyorum. Bu ülkede mühendislerin, mimarların ve şehir plancılarının, uygun olmayan yerleşim alanlarının ve tarım alanlarının yapılaşmaya açılmaması konusundaki uyarıları dikkate alınmamıştır. Bu konuda yapmış olduğumuz çalışmalara gerekli önem verilmiyor. Güvenli ve sağlıklı yapılarda yaşama hakkı en temel insan hakkıdır ve bir devletin asli görevidir. Depremin hasarlarını en aza indirecek köklü önlemler bir türlü alınmıyor. Her depremden sonra siyasilerden hamasi nutuk dinliyoruz. Türkiye’de rant hırsı insan sağlığına, bilime ve akla galip geliyor” ifadelerini kullandı.

İzmir’de gerçekleşen depremin uyarıcı nitelikte olduğunu dile getiren Koramaz, “İzmir’de gerçekleşen bu deprem, olması beklenen depremin 4’te 1 düzeyindedir. Deprem bu şiddetiyle bile birçok kayıplara neden olmuştur. Doğa bizlere bedeli ağır olsa da güçlü bir mesaj vermiştir. Bunu anlamamız gerekiyor. İmar planlarının afet riskine göre hazırlanmasına, halkın deprem konusunda eğitilmesine ihtiyacımız var. Depreme hazırlıklı olmak bir devlet politikasıdır. Devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin ortak sorumluluğudur. Depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlanmalıdır. Mühendis, mimar ve şehir plancılığı hizmetlerinin eksiksiz bir biçimde uygulanmasıdır. İmar afları yasaklanmalıdır. Kamu yararı ve ülke çıkarını gözeten bir eylem planı yapılmalıdır. Kamusal yapılanmalarda TMMOB ve bağlı odalar temsil edilmelidir. Her doğa olayının felakete dönüşmesinin ardında rantsal düşünceler yatmaktadır. Bu doğal afetlerdeki kayıplara karşı çözüm, mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmekten geçmektedir” dedi.

ortak-akil-bulusmasi-basladi-turkiye-de-rant-hirsi-bilime-galip-geliyor-804223-1.

KAYIP SIRALAMASINDA EN ÖN SIRADAYIZ

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan ise şunları söyledi: “2020 yılında dünyada deprem istatistiklerine baktığımızda 9 depremi 7 üzerinde olduğunu görüyoruz. Dünyada kayıp sıralamasında en ön sıradayız. Yaşadığımız yüzyılda ülkemizde bu kadar kayıp yaşanması gerçekten düşündürücü ve üzücüdür. Bilim ve teknik depremlerin yıkıcı etkisine karşı her türlü önlemi alabilecek niteliğe ulaşmış durumdadır. 30 ekim depremi özellikle Bayraklı bölgesinde yaşayan yurttaşlarımızda çok ciddi güven problemi oluşturdu. İnsanların en temel ihtiyacı kendilerini güvende hissetmektir. Deprem sonrası yurttaşlar kendilerini güvende hissetmemektedir. Depremin yıkıcı etkilerini azaltmak ve ihtiyaçları belirlemek için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tek başına baş etmesi mümkün değil. Bu kentin bilim insanları, STK’lar, derneklerin oluşturduğu ortak bir akıl buluşmasına ihtiyacımız vardı.”