1 Mayıs 2019’da Türkiye çapında çok sayıda yürüyüş ve miting düzenlendi; coşkulu, kitlesel ve “olaysız” bir 1 Mayıs yaşandı. Ekonomik krizle birlikte yakıcı hale gelen geçim sıkıntısı, kıdem tazminatının fona devri, 3600 ek gösterge gibi emekçilerin ortak yakıcı sorunlarına rağmen sendikalar, 1 Mayıs 2019’da parçalı ve dağınık bir görünüm sergiledi. 1990’lardan 2012’ye kadar 1 Mayıs’ı […]

Ortak sorunlar ayrı 1 Mayıs’lar

1 Mayıs 2019’da Türkiye çapında çok sayıda yürüyüş ve miting düzenlendi; coşkulu, kitlesel ve “olaysız” bir 1 Mayıs yaşandı. Ekonomik krizle birlikte yakıcı hale gelen geçim sıkıntısı, kıdem tazminatının fona devri, 3600 ek gösterge gibi emekçilerin ortak yakıcı sorunlarına rağmen sendikalar, 1 Mayıs 2019’da parçalı ve dağınık bir görünüm sergiledi. 1990’lardan 2012’ye kadar 1 Mayıs’ı ortak kutlayan farklı sendikal örgütler bir süredir yan yana gel(e)miyor.

Bu yıl ülke çapında ortak mitingler de yapılmasına rağmen DİSK ve KESK merkezi mitingi İstanbul’da yaparken, Türk-İş Kocaeli’de, Hak-İş ve Memur-Sen Urfa’da, Türkiye Kamu-Sen ise Samsun’da ayrı kutlamalar yapmayı tercih etti. Konfederasyonların merkezi mitinglerine diğer konfederasyonlardan pek katılım olmazken, bazı illerde ise ortak kutlamalar yapıldı. Ankara’da Türk İş, DİSK ve KESK’in Ankara temsilcilikleri tarafından düzenlenen ortak kutlamaya Türk-İş’e bağlı sendikalar ve onların şubeleri de katıldı. Ancak Türk-İş’in Kocaeli kararı nedeniyle bazı sendikaların Ankara mitingine katılmak yerine Kocaeli’yle gittikleri görüldü. Kocaeli mitingine yoğun ve coşkulu bir katılım oldu.

Ortak talepler ayrı sendikalar

İzmir’de de DİSK, Türk İş ve KESK’in yerel temsilcilikleri ve meslek örgütleri tarafından ortak bir miting düzenlendi. Birleşik Kamu-İş ise başta Ankara olmak üzere diğer illerde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine katıldı. Urfa’da Hak-İş ve Memur-Sen tarafından düzenlenen 1 Mayıs mitingine giden beş emekçi trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi. 1 Mayıs 2019’un en acı ve üzücü olayı bu oldu. Tek tek yapılan kutlamalar da ayrı kutlamalar da coşku içinde geçti. Bir kez daha 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nün geniş bir meşruiyet sağladığı görüldü. Geçmişte 1 Mayıs’a “komünist bayramı” ve “müşrik ve Yahudi bayramı” diyerek kara çalanların, 1 Mayıs kutlamalarını suç olarak gören sendikal anlayışların bugün 1 Mayıs’ı idrak etmiş olmaları sevindiricidir.

Öte yandan emekçilerin bunca ortak sorununa rağmen ayrı ayrı 1 Mayıs kutlamasının sebebini anlamak ise oldukça zor. Farklı ve ortak tüm 1 Mayıs gösterilerine kıdem tazminatı damgasını vurdu. İşçiler kıdem tazminatına sahip çıkma kararlılığını gösterdi. Yine ekonomik kriz, 3600 ek gösterge ve EYT’lilerin talepleri 1 Mayıs’ın temel gündemiydi. Bu ortak taleplere rağmen ayrı 1 Mayıs zorlaması akla, mantığa ve sendikal mücadelenin gereklerine uygun değil. 1990’larda Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK tarafından yapılan ortak 1 Mayıs kutlamalarına 2000’li yıllarda Memur-Sen ve Kamu-Sen de katılmaya başladı. Emek Platformu pek çok başka alanda olduğu gibi bu 1 Mayıs için de ortak bir zemindi. Ancak özellikle 2010 Tekel Direnişi’nden sonra “görünmez bir el” önce Emek Platformu’nun sönümlenmesini sağladı ve ardından da Türk-İş ve Hak-İş özellikle İstanbul’da ortak 1 Mayıs kutlamalarından kaçınmaya başladı. 2013 sonrasında İstanbul’da ortak 1 Mayıs kutlaması yapılamadı.

İstanbul 1 Mayıs’ı

Ankara’da ve İzmir’de ortaklaşa yapılan 1 Mayıs neden İstanbul’da yapılamıyor? Bazı konfederasyonları İstanbul gibi devasa bir emekçi kentinde 1 Mayıs kutlamaktan alıkoyan ne? İşveren örgütleri ile alakasız konularda bir araya gelebilen kimi sendikal örgütlerin İstanbul’da 1 Mayıs kutlaması yapamamalarına ne demeli? İşverenlerle ortak tutum alabilen bazı sendikalar, diğer sendikaları kendilerine işverenlerden daha mı uzak görüyor? İstanbul gibi bir emekçi kentinde varlık göstermeden emeğin hakları nasıl savunulur?

2019 İstanbul 1 Mayıs’ı yine tartışmalara sahne oldu. Siyasi iktidarın hukuksuz Taksim paranoyası ve inadı bu yıl da devam etti ve Taksim’de 1 Mayıs’a izin verilmedi. Oysa 2010, 2011 ve 2012’de aynı meydanda yasal kutlamalar yapılmıştı. Taksim Meydanı’nı adeta bir tabu haline getiren siyasal iktidar, 1 Mayıs kutlamalarının elverişsiz alanlarda yapılmasına neden oluyor. Şehrin merkezinde yapılması gereken 1 Mayıs etkinlikleri uzak ve elverişsiz alanlara sıkıştırılıyor.

Geçen yıl Taksim talebinin reddedilmesi nedeniyle Maltepe’de yapılan 1 Mayıs, bu yıl düzenleyiciler arasındaki anlaşılmaz tartışmalar nedeniyle Maltepe’de yapılamadı ve İstanbul’daki en kötü miting meydanı olan Bakırköy pazar alanında yapıldı. Bu yıl İstanbul 1 Mayıs’ına daha yoğun bir işçi ve sendika katılımı vardı. DİSK kortejinin en büyük kolunu Birleşik Metal-İş üyesi işçiler oluşturdu. Toplam üye sayısı içinde kadın metal işçisi az olmasına rağmen, 1 Mayıs’a katılan kadın metal işçilerin sayısı dikkat çekiciydi. Belediyelerdeki değişim, Genel-İş üyesi işçilerin katılımını ve coşkusunu artırmıştı. Lastik işçilerinin ve EYT’lilerin katılımı da dikkat çekiciydi. Kıdem tazminatı hassasiyeti İstanbul’daki 1 Mayıs mitingine damgasını vurdu.

1 Mayıs’ın özellikle İstanbul’da daha fazla işçileşmesi, emek renginin daha da artması gerekiyor. 1 Mayıs gündeminin emeğin yakıcı sorunları etrafında yoğunlaşması ve emek örgütlerinin önceliklerinin diğer katılımcılar tarafından da benimsenmesi, daha güçlü ve etkili 1 Mayıs’lara imkân hazırlayacak. Gelecek yıllarda ortak taleplerle sendikaların ortak 1 Mayıs’larını artırmak gerekiyor.