NASA yarın yeni uzay aracı OSIRIS-REx’i, asteroid’e gönderecek. 2023’te geri dönecek olan uzay aracı, uzayda yeni yaşam potansiyelleri arayacak.

OSIRIS-REx için şimdi görev zamanı

DERYA AYDOĞAN
deryaaydogan6@gmail.com

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), NewHorizons ve Juno'dan sonra yarın yeni uzay aracı OSIRIS-REx'i, asteroid'e gönderecek. OSIRIS-REx'in örnek toplayıp, 2023'te dönmesi planlanıyor. OSIRIS-Rex ve Juno hakkında merak edilenleri Nasa'da çalışan astrofizikçi Dr. Umut Yıldız ile konuştuk.

»OSIRIS-REx’ten beklenen nedir?

Amerikan Bilimler Akademisi’nin tavsiyesine göre şekillendirilen NASA’nın Yeni Sınırlar (New Frontiers) programına göre bu 10 yıllık dönem içinde çalışmak üzere üç uzay misyonu seçilmişti. Bunlar, Plüton’a giden Yeni Ufuklar, Jüpiter’e giden Juno ve son olarak bu hafta 8 Eylül 2016’da fırlatılacak olan Asteroid Misyonu OSIRIS-REx. OSIRIS-REx, henüz daha yeni keşfedilen (11 Eylül 1999’da) Bennu adlı asteroidi inceleyip, sonrasında oradan numune alıp dünyaya getirmek üzere planlanan bir misyon. Birçok bilimsel hedefinden de bahsedebiliriz. Özellikle Bennu gibi asteroidler 4.5 milyar yıl önce Güneş Sistemi’nin ilk oluştuğu zamandaki gibi kalabiliyor, böylece Güneş Sistemi ve gezegenler nasıl oluştu, diğer yerlerde yaşam potansiyeli olabilir mi gibi soruların yanında asteroidlerin genel olarak yapıları araştırılacak. Öte yandan bu tür asteroidlerin potansiyel olarak bize nasıl zarar verebilirler, onları öğrenmeyi amaçlıyor.

»Örnek toplanacak olan Bennu Asteroid’i neye göre seçildi?

Bennu Asteroid’i, keşfedildikten sonra yapılan hesaplamalarda Dünya’ya çarpma riski olan bir asteroid olarak fark ediliyor. Ancak sonraki hesaplamalarda 2135 yılında Dünya’ya çok yakın geçecek olsa da Dünya ile Ay arasındaki mesafeden biraz daha yakın bir geçiş yapacağı ancak çarpma riskinin çok az olduğu bulundu. Öyle olunca bu asteroide özel bir ilgi doğdu. Ama sadece bu kriter, Bennu’nun bir uzay misyonu olarak seçilmesinde büyük etkene sahip değil. Diğer kriterler de ulaşılabilirlik, yani uzay aracının birkaç yıl içerisinde ona gidip, üzerinden numune alabilecek kadar yakınlaşılabilmesi gerekiyor, öte yandan boyut kriteri olarak Bennu, 492 metre çapında olduğundan ne çok küçük ne de çok büyük denilebilir. Eğer ki çok küçük olsaydı, çok hızlı dönerdi ve uzay aracının yörüngede tutunması çok zor olurdu ve yüksek dönme hızından dolayı üzerinde toz parçası bırakmazdı, böylece numune alacak bir yer olmazdı. Bennu neredeyse bir top gibi bir şekle sahip ve kendi ekseni etrafında dönüşü 4 saatten biraz fazla sürüyor. Öte yandan karbon bakımından zengin bir asteroid olduğundan dolayı da organik moleküller olması tahmin ediliyor.

»Asteroidler ne kadar tehlikeli?

Yakın zamanda herhangi bir medeniyeti yok etmiş, bildiğimiz bir asteroid olmasa da asteroidler yine de gözlem altında tutulmalı. Çünkü Dünya’nın nüfusu artık 7 milyar oldu ve herhangi bir yere orta büyüklükte yani Bennu gibi 500 metre çapında bir asteroid çarpsa birkaç şehri anında yok edebilecek bir güce sahip olabilir. Tabii asteroidin büyüklüğü yanında kompozisyonu ve Dünya’ya giriş açısı da felaketi artırabilir. NASA, aktif bir şekilde şu anda Dünya’ya yakın asteroidleri arama ve takip etme görevi yapıyor. Ama yine de yeterli değil. Şu ana kadar Dünya’ya potansiyel bir tehlike oluşturabilecek çapı 1 km’den büyük asteroidlerin %95’i keşfedilmiş ve takip ediliyor. Güzel haber ise bunlar arasında Dünya’yı 100 sene kadar rahatsız edecek bir asteroid yok. Bennu gibi çapı 500 metre civarı olan astroidlerin %51’i keşfedildiği gibi çapı 150 metre civarı olan asteroidlerin ise sadece %5’i keşfedildi. Yani aslında yapacak çok şey var ve daha önce kataloglanmamış bir asteroid yörüngesini her an Dünya’ya çevirip çarpabilir ve bize uyarı olarak da belki sadece birkaç gün bile verilmeyebilir. Öte yandan asteroidlerin yörüngeleri birçok küçük etkenlerle değişebiliyor, o nedenle sürekli takip yapılması gerekiyor.

»Juno'nun Jüpiter geçişi heyecanını yaşıyoruz, nedir ilk sonuçlar?

Juno, 4 Temmuz’da Jüpiter’e çok büyük hızla yaklaştığından, ilk Jüpiter yanından geçişinde sadece yavaşlama mekanizmasını çalıştırdıklarından bilim araçları açılmamıştı. Şu anda iki tane 53.5 günlük yörüngesinden birini tamamladı ve yeniden Jüpiter’in yanından geçti. Daha henüz 1 tane daha 53.5 günlük yörüngesiyle Jüpiter geçişi yapacak olmasının yanında 36 kez daha 14 günlük yörüngede geçiş yapacak. Her bir geçişte Jüpiter’in manyetosferinin içine kadar girerek ölçümler yapacak. 27 Ağustos’taki geçişinden ilk fotoğraflar geçen hafta halka sunuldu ve gerçekten çok ilginç bir şekilde Jüpiter’in fırtınaları ve güney kutubundaki auroraların resmini gönderdi. Henüz daha bilimsel araştırmalar devam ettiğinden bunların tam olarak ne anlama geldiğini sonraki geçişlerinden alınan sonuçlara eklenince daha iyi anlayabileceğiz.

»Jüpiter, radyasyonla ünlü. Juno bununla nasıl baş edebildi?

Evet, bu aslında misyonun en kritik noktalarından birisi. Jüpiter dev gezegen olduğu için aynı zamanda devasa bir manyetik alanı var. Hatta bu manyetik alan o kadar büyük ki, Güneş Sistemi’ndeki en büyük yapı diyebiliriz ve Dünya’nın manyetosferinden 1 milyon kat daha büyük. Hatta iç içe katmanları da var ki oluşan manyetik alan Dünya’dan milyonlarca kat daha şiddetli. Yani hiç uğraşmayalım, her ne kadar gaz gezegen olup üzerinde bir kara parçası olmasa da bu manyetik alandan dolayı Jüpiter’de yaşayamayız, insan göndermeyi aklımızdan bile geçiremeyiz.Tabii ki Jüpiter’in radyasyonundan korunmak için Juno’nun bütün bilim enstrümanları ona göre bir koruma zırhının içinde bulunuyor. Bu zırh, 1 cm kalınlığında ve toplam 172 kg ağırlığında titanyum bir kalkan. Bu kalkan Jüpiter’in radyasyonundan 800 kat düşürecek bir koruma sağlıyor. Bu kalkan olmasaydı zaten bu radyasyonun şiddetinden, mekiğin bütün elektroniği daha ilk yaklaşmasında anında kızarabilirdi. Kısaca amaç bir nevi, yaklaş, ölç ve kaç, sonra yeniden yaklaş, ölç ve kaç şeklinde olduğundan manyetik alandan en az şekilde etkinlenmesi planlandı.