İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı tarafından, iş insanı Osman Kavala’nın yeniden tutukluluğuna ilişkin yapılan açıklamada, “Erdoğan’ın açıklaması Kavala’nın yeniden tutuklanma gerekçesinin siyasi olduğunun açık bir işareti” denildi

Osman Kavala’nın tutukluluğu siyasi

Haber Merkezi

İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı, Gezi Davası’na ilişkin 840 gün tutuklu kalmasının ardından hakkında tahliye kararı verilen ancak kısa bir süre sonra darbe girişimi soruşturması kapsamında tekrar hakkında tutuklama kararı verilen Osman Kavala için açıklama yaptı. Kavala’nın derhal serbest bırakılması istenen açıklamada, tekrar tutuklanmasının kötü bir muamele olduğuna dikkat çekildi.

Tutuklama kararının hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından büyük ihlaller içerdiğine değinilen açıklamayı okuyan Hafıza Merkezi’nden Burcu Bingöllü, şöyle dedi: “Osman Kavala, 18 Ekim 2017 tarihinde gözaltına sadece Gezi soruşturması kapsamında alınmamıştı.

O tarihte Kavala hakkında açılan dosya, ‘15 Temmuz darbe girişimi’ çerçevesinde TCK 309’u da kapsıyordu. Ancak Kavala TCK 309’dan, 11 Ekim 2019'da re'sen tahliye edilmişti. Bu dosyaya ilişkin, soruşturmanın başlamasının üzerinden iki yıldan fazla süre geçmesine rağmen, bir iddianame hazırlanmadı. ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la getirilen şüphelinin aleyhinde dava açılmadan iki yıldan fazla tutulması yasağının ihlalidir. Bu durumda, Kavala’nın bu dosyadan, avukatların başvurusu bile gerekmeden, savcı ve hâkim inisiyatifine bırakılmadan, 25 Şubat 2020’de tahliye edilmesi kanuni mecburiyettir.”

HUKUKİ ZEMİNİ YOK

Tutuklama kararının hiçbir hukuki zemini olmadığının altını çizen Bingöllü, şu ifadeleri kullandı: “Bu karar, Osman Kavala’yı cezaevinde tutmaya kararlı bir siyasi iradenin, hukuku bu amaç için kılıf olarak kullanmaya çalışmasından ibarettir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Osman Kavala gözaltındayken yaptığı, ‘Bir manevrayla onu beraat ettirmeye kalktılar’ açıklaması da Kavala’yı yeniden tutuklama gerekçesinin siyasi olduğunun açık bir işaretidir.

AİHM, ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasını da incelemişti. Bir diğer deyişle, AİHM’in “Derhal serbest bırakın” kararı, sadece Gezi Davası’nı değil, 15 Temmuz soruşturmasını da kapsamaktadır. Hukuku bir yıldırma ve intikam alma aracı olmaktan çıkarmalı, Osman Kavala dahil tüm yurttaşlara, hukukun üstünlüğü güvencesini sağlamalıdır.”