Osmanlı'da "paşa" mebzuldür. Yani pek çoktur. Bize okullarda anlatılan Osmanlı tarihi bir "askeri tarih" olduğu için ben, sözü edilen paşaların hepsini...

Osmanlı'da "paşa" mebzuldür. Yani pek çoktur. Bize okullarda anlatılan Osmanlı tarihi bir "askeri tarih" olduğu için ben, sözü edilen paşaların hepsini "asker" zannederdim. Ne zaman ki sivil olması gereken birçok görevliye "paşa" dendiğini gördüm, aklım karıştı. Ankara Atatürk Lisesi'nin unutulmaz tarih öğretmeni, sevgili hocam Rukiye Kömürcü-oğlu'na sordum. O da bana: "Osmanlı'da "paşa" bir rütbe adı değildir. Bir statünün ismidir" dedi. "Yönetimde, kendi hiyerarşisi içinde belirli bir konuma yükselenler, ondan sonra "paşa" olarak anılır" diye açıkladı. O zaman anladım, hekim olan Makro efendinin, posta memuru olan Talat Bey'in neden "paşa" diye anıldığını.

"Askerlikte de o zamanki rütbelerden mirlivalığı geçenlere (dilerim yanlış hatırlamıyo-rumdur) yani general olanlara "paşa" denir" demişti Rukiye Hoca. Osmanlı paşalarının bir bölümü siyasal tercihlerle, padişah iradesi ile, saray entrikaları ile yükselerek "paşa" olduklarından, okur-yazar olmayan, elifi görse mertek zanneden nice "paşa" devlet yönetiminde görev almıştır. Astığı astık kestiği kestik olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti'ni paşalar kurdu. Ama Osmanlı paşalarının asker kökenli olanları. Onlar askeri okullardan, zamanlarının en iyi eğitimini alarak yetişmişlerdi. Yabancı dilleri vardı. Avrupa'nın aydınlanma çağının düşüncelerini biliyorlardı. Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fevzi Paşa, Rauf Paşa, Kâzım Paşa... Onların başka paşalardan, Enver Paşa'dan, Cemal Paşa'dan ayrıldıkları yer, artık imparatorluğun dağıldığının, eski yurtta yeni bir ülke, yeni bir devlet, yeni bir ulus yaratmak zorunluluğunun farkında olmaları idi. Bu zorunluluğun ayırdım onlara "son Osmanlı paşası", "Sarı Paşa" öğretti. Emperyalizmin ve kapitalizmin acımasız saldırısına karşı konulabileceğine, dahası onun yenilebileceğine inanan Osmanlı Paşası Mustafa Kemal, etrafına aldığı diğer Osmanlı Paşalarına bu inancı, bu gücü aşıladı. Emperyalizm yenildi.

Son Osmanlı Paşası Mustafa Kemal, bu toprakların gördüğü "en büyük devrimci" idi. paşa olmak O'nun için devrimci olmaya engel değildi. Eğer içinde yaşadığın çağı devirmek, toplumu dönüştürmek, dünyanın neresinde en ileri bir toplum varsa en az onun gibi olmak istemin varsa, sen devrimcilerin şahısındır.

Osmanlı Paşası Mustafa Kemal işte böyle bir devrimciydi. 69'uncu ölüm yıldönümünde O'nu, sevgiyle, saygıyla, minnetle anıyorum.