Ovayı kül kapladı, meyveler çürüdü, insanlar göç etti: Daha fazla zehrin kamu yararı yok!
Elbistan’ı küle boğan termik santrala ek ünite yapılmasına karşı açılan davada bilirkişi raporu tamamlandı. Bilirkişiler: ÇED raporunda, mevcut dört ünitenin yarattığı kirlilik hesaba katılmadı; emisyon değerleri sınırları zaten aşıyor.

Gökay BAŞCAN
Ülkenin en büyük dördüncü ovası Elbistan, kırk yılı aşkın süredir solunamayan hava, yok olan tarım ve göçün adı oldu. 1984’te kurulan Afşin-Elbistan A Termik Santralı ve ardından gelen B Santralı, köyleri adeta hayalet kasabaya çevirdi. Bugün geriye, külle kaplı bahçelerde nefes almakta zorlanan yaşlı nüfus kaldı. Evler yeraltı suyunun çekilmesiyle çatladı, tarım ürünleri kül altında çürüdü, hayvancılık ölü doğumlarla yok oldu. Yörede astım, kalp ve kanser vakaları artarken, sağlık çalışanları bile “Maraş’tan mı geldiniz?” diye sorar hale geldi.
Greenpeace’in 2014 tarihli "Sessiz Katil" raporuna göre, Afşin’deki santrallar Avrupa’nın en yüksek kirlilik kaynaklı muhtemel ölüm oranına sahip. Greenpeace’in raporuna göre Maraş’ın Afşin ilçesindeki termik santrallar, 17 bin erken ölüme neden oldu.
Elektrik üretiminin merkezi olan köylerde insanlar hem soludukları havadan hasta oluyor, hem de yüksek elektrik faturalarıyla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Yıllardır yöre halkının tepkisi değişmedi: “Pisliğinizi biz çekiyoruz. Ne tarım kaldı, ne hayvancılık, ne de sağlıklı bir nefes.”
MÜCADELE SÜRÜYOR
Tüm bu tabloya rağmen Afşin-Elbistan A Termik Santralı’na iki yeni ek ünite yapılması için ÇED süreci başlatıldı ve ardından 2024 yılında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verildi. Afşin ve Elbistan sakinleri, Elbistan, Nurhak ve Ekinözü Belediyeleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB), TEMA Vakfı ve Greenpeace Türkiye’nin de aralarında olduğu kurumlar ÇED olumlu raporunun bilimsel ve teknik esaslara dayanmadığını, uygulanması halinde telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağını belirterek iptali istemiyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açtı.
DÖRT ÜNİTE UNUTULDU
Haziran 2025’te yapılan bilirkişi keşfi sonrası Kahramanmaraş 4. İdare Mahkemesi’ne sunulan rapor, yeni ünitelerin kamu yararına uygun olmadığını ve ÇED raporunun ciddi eksikler taşıdığını ortaya koydu. Raporda, mevcut çalışan dört ünitenin yarattığı kirliliğin görmezden gelindiğini ve sınır değerleri aştığına dikkat çekildi.
Raporda öne çıkan bulgular şöyle:
• Kamu yararı yok: Yaklaşık 38 milyar TL olan bedelli iki yeni santral ünitesi eklemenin hiçbir kamu yararı yok.
• Eski teknolojiye dayalı planlama: ÇED raporu, 2006 tarihli belgeler ve yürürlükten kalkmış AB direktiflerini esas alıyor. Bu durum, santralin inşa edilmeden eski teknolojiye mahkum edilmesi anlamına geliyor.
• Gerçek emisyonların gizlenmesi: Hava kalitesi modellemesinde mevcut 4 ünitenin yarattığı kirlilik dikkate alınmadı. Zaten sınır değerleri aşan emisyonlar yok sayılarak rapor güvenilirliğini yitirdi.
• Halk sağlığında ciddi riskler: Solunum yolu hastalıkları ve kanser vakaları zaten yüksek olmasına rağmen raporda istatistiksel veriler, hassas gruplar (çocuk, yaşlı, kronik hastalar) için analizler yer almadı. Sağlık koruma mesafeleri (25-30 metre) bilimsel tavsiyelere (500 metre) aykırı belirlendi.
• Tarım arazilerinin görmezden gelinmesi: Etki alanındaki yüzlerce dönüm tarım arazisi dikkate alınmadı. ÇED’de sadece tek bir tarladan söz edilerek tarımsal tehdidin üzeri örtüldü.
• Toprak ve maden hataları: Bitkisel toprak derinliği sahada ölçülmedi; bu da toprağın kaybına yol açabilir. Ayrıca yeni üniteler için kömür ihtiyacı %55 artacak, bu da çevresel etkilerin daha da büyümesi demek.
• Sosyolojik tehdit: Bölge halkının %88,9’u topraklarını kültürel ve manevi değer gördüğünü belirtirken, bilgilendirme süreçlerinin yetersizliği halkı dışlanmış hissettirdi. Karar süreçlerinin adil olmadığı görüşü öne çıktı.
• Kamu yararı bulunmuyor: Proje bedeli 37,5 milyar TL’yi aşan ek ünitelerin kamuya hiçbir faydası olmayacağı sonucuna varıldı.
BÖLGE KALDIRMAZ
Elbistan Doğayı ve Hayatı Koruma Platformu, bilirkişi raporunun ardından yaptığı açıklamada, “Daha önce Afşin C santralı için verilen ÇED olumlu kararının iptali gibi, bu rapor da bölgenin artık yeni santralleri kaldıramayacağını ortaya koyuyor. Sadece yeni değil, mevcut santrallerin bile etkileri yeniden masaya yatırılmalı” dedi.


