Merhaba sevgili okur! Çıktığı anda listelerin en tepesine fırlayan o şarkıdan bir bölüm ile başlayalım yazımıza:

“Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek
Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan”


Tarkan’ın son şarkısı “Geççek” konuşuldu bütün hafta. İyi de oldu. Daha da konuşulsun. Aman efendim bir yaygara koptu sosyal medyada. Bu kadar durmuş da yapa yapa bunu mu yapmış Tarkan. Adam sanki Grammy’ye aday şarkı yaptı da “Yok, bu şarkıyla alamazsın ödülü” diyorlar. Sosyal medyada söylediğimi bir de buradan yazayım:“Maşallah herkesin amma müzikal kaygıları varmış. Sanırsın sabahtan akşama herkes Pink Floyd dinliyor ülkede.”

Aynı fikirde olan da oldu, katılmadığını söyleyen de. Peki ya hakaret edenler? Hem de karşısına hiç bir argüman koymadan! Birisi de demiş “Bu nasıl bir üstten bakış!” Ya nereden bakacağım? Beş yaşımdan beri müzikle iç içeyim. Yirmi beş yıldır profesyonelim. Bir doktor çıkıp da teşhis koyunca “Bu nasıl bir üstten bakış” diyor musunuz diye soracağım. Onu bile diyen oluyor! Aziz Sancar’a “Haddini bil” diyen hadsizler var bu ülkede.

***

Bir “müzikalite” lafıdır gidiyor. Çoğu kişi “müzik” ve “kalite” sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuş sanıyor bu “müzikalite”yi. Açıklıyoruz onu da. Yazıyorum yine sosyal medyada; “müzikalite” sözcüğünün “kalite” ile alakası olmadığını, Fransızca “musicalité” sözcüğünden geldiğini ve “müzikal” olan, “müziğe uygun olan” anlamında olduğunu söylüyorum. Bu konuda bile kavga eden, karşı çıkan oluyor. Mümkün mü böyle bir şey? Fikir yazmıyorum ki, bilgi veriyorum. Nesini tartışıyorsun bunun benimle! Akıl almaz bir hadsizlik!

Tarkan’ın eylemini övüyorum, bir akademisyen arkadaşım mesaj atıyor; globalizmden, kapitalizmden, Rusya’nın çıkartacağı savaştan, Çin’in ileride tek kutup olacağından falan bahsediyor ve ekliyor: “Övme şu Tarkan’ı!”

Sezen Aksu’ya “dilini koparırım” diyorlar, kadın kalkıyor en iyi bildiği şekilde tepkisini koyuyor ve diyor ki:

“Nereye baksam acı/ Nereye baksam acı/ Kim yolcu kim hancı /Dur bakalım…”

“Ne güze demiş” diyorsun, “ama o yetmez ama evetçi” diyorlar: “Övme şu Sezen’i!”

***

E benim güzel kardeşim, bu insanların fikirleri değişmezse, bu tarafa geçmezlerse sen nasıl kazanacaksın rakibine karşı? “Ne güzel, o da anladı ve geldi” diyeceğine abuk analizler kasmanın ne manası var?

Eurovision jürisi gibi oturup bir de şarkı eleştirmek nedir?

En güzelini Umay Umay söylemiş: “Geççek milli moraldir, tepinmelik neşedir. İyi ki yaptı. Poptan da fazlası beklenmez.”

Bir milyoncularla iş tutan sözde “indie (bağımsız)” müzisyenler yirmi yıllık zulmün son günlerinde yaya kalmamak için Tarkan’ın gemisine binmeye çalışıyorlar. Yemezler! Ama bir şey diyor muyuz? Binsinler, bu bile iyidir.

Bu iktidarla ülkenin politik şarkıları da evrim geçirdi. “Ekonomi Tıkırında”dan “Geççek”e geldik. Olsun! Kötü bir şey yok bunda, yeter ki geçsin, yeter ki gitsin!

***

Köşemizi sözü, müziği Timur Selçuk’a ait bir şarkıyla kapatırken hepinize iyi haftalar diliyorum:

“Ekonomi tıkırında
ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var bunalım var

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
İşveren zor durumda
İşçiyi bağrına basar
Reva mı bu efendim
Bunalım bundan doğar

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Demek ki ne yapmalı
Paradan at bir sıfır
Artsın öyle fiyatlar
İşçi fazla at gitsin

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
İşsizlik pahalılık
Konjonktür enflasyon
Milletçe fedakârlık

Kriz bunalım derken
Bilançoya bir baktık
Bu yıl iki misli kâr
Hayret şu işe bak sen
Nerden geldi bu kârlar
Kime gitti bu kârlar

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kime gitti bu kârlar
Aman kimse sormasın
Kim kazandı bu işten
Şşşt
Aman kimse duymasın

Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Oyna vatandaş oyna
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var”