2001 – 2012 Bütçesine temel olabilecek belgeler gecikmeyle de olsa nihayet yayımlanmış bulunuyor. Bunlardan ilki, Orta Vadeli...

2001 – 2012 Bütçesine temel olabilecek belgeler gecikmeyle de olsa nihayet yayımlanmış bulunuyor. Bunlardan ilki, Orta Vadeli Program (OVP) 16 Eylül’ de - yasal süresi mayıs sonuydu - ikincisi Orta Vadeli Mali Plan - yasal süresi haziran ayının 15’indeydi - ve diğerleri (Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi) - yasal süreleri haziran sonundaydı - ise dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bilindiği üzere OVP, ekonominin gelecekteki üç yılının olası seyrini gösteren bir yol haritası niteliğinde belgedir. Bu belgede, önümüzdeki üç yılı kapsayan dönemde (2010 – 2012) makroekonomik göstergelerin olası gelişimi ve uygulaması öngörülen politikalar ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Bugünkü beşinci OVP’ yi ilginç kılan en önemli özelliği, geçen (dördüncü) OVP gibi, Türkiye’nin IMF ile ilişkilerinin ne yönde seyredeceğinin belirsiz olduğu bir döneme denk gelmiş olmasıdır. Ancak Programın ayrıntısından da anlaşılıyor ki, bu belirsizliğin artık hiçbir önemi kalmamıştır. Çünkü IMF olsun ya da olmasın yola yeni bir IMF programıyla devam edileceği açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Zaten bu nedenledir ki, gerek büyük sermaye çevreleri gerekse IMF Programı sevinçle karşılarken, emek kesiminin temsilcisi olan sendikalar Programa karşı bir tavır göstermişlerdir.
Bu tespite nasıl ulaştığımızı açıklamadan önce, geliniz OVP’ yi ayrıntılı bir şekilde açıklamaya çalışalım. OVP, giriş hariç üç ana bölüm ve bir ekten (ekte makroekonomik büyüklüklerle ilgili dört tablo veriliyor) oluşuyor.
Girişte dünya krizinden etkilenen Türkiye ekonomisinin yeniden güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme dönemine girmesinin hedeflendiği belirtiliyor. Programın I. Bölümü’nde dünya krizi ve Türkiye ekonomisine yansımaları ele alınıyor (Bölüm Türkiye ekonomisinin kriz öncesi dönüşüm çabalarının çözümlenmesiyle başlıyor). Bu bağlamda, Türkiye’ de krize karşı alınan önlemler özetleniyor ve değerlendiriliyor.
II. Bölüm’de Programın temel amacı belirtiliyor ve reform alanları ayrıntısıyla veriliyor. Reform alanları şöyle sıralanıyor:
• Mali kural uygulamasına geçilecektir.
• KİT’lerde yeni bir yönetişim modeli hayata geçirilecektir.
• Kamu cari harcamaları öncelikli alanlara yönlendirilecektir.
• Kamu yatırımları önceliklendirilerek etkinleştirilecektir.
• Yatırımların finansmanında kamu-özel işbirliği modellerinin kullanımı yaygınlaştırılacaktır.
• Sağlık hizmet ve harcamaları etkinleştirilecektir.
• Sosyal yardımlarda yerindelik ve harcamalarda etkinlik sağlanacaktır.
• Tarımsal destekler yeniden düzenlenecektir.
• Vergi kayıp ve kaçağı azaltılacaktır.
• Kaçakçılıkla mücadele etkinleştirilecektir.
• Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artırıcı ve mali yönetimlerini iyileştirici düzenlemeler yapılacaktır.
• İş dünyasının talep ettiği nitelikte insan gücü yetiştirilmesine hız verilecektir.
• Esnek istihdam biçimleri yaygınlaştırılacaktır.
• Yeni üniversitelerin beşeri ve fiziki altyapıları güçlendirilerek büyüme sürecine katkıları artırılacaktır.
• Kuruluşları tamamlanan kalkınma ajansları faaliyete geçirilecektir.
• Devlet yardımları şeffaflaştırılacak ve etkinleştirilecektir.
• Kredi garanti fonunun etkinliği artırılacaktır.
• Yargı sisteminin hız ve etkinliği artırılacaktır.
Geliniz, III. Bölüm’de yer alan makroekonomik politika ve hedefler ile Program ekinin neleri içerdiğinin ayrıntısını ise gelecek haftaya bırakalım.