OVP veremedik, eylem planı ve yeni ekonomik modelle  idare edin

Önce 3 Ağustos’ta 100 Günlük Eylem Planı, ardından 10 Ağustos’ta Yeni Ekonomik Model (Yaklaşım) açıklandı. Bunlardan ilki eski rejimden kalan bir alışkanlıkla hazırlanmış. Hatırlanacaktır, geçmişte her iktidar değişikliğinde önce hükümet programı açıklanır, ardından 100 günden başlayıp 1 yıla uzanan eylem planları açıklanırdı. Bu planların sonuncusu Yıldırım’ın son kabinesinin kuruluşunun hemen ardından hazırlanmıştı. Ancak 180 günlük bu plan kamuoyuyla paylaşılmadan aniden rafa kaldırıldı.

Yeni rejimde bu tür bir belge hazırlamanın hiçbir mantığı bulunmuyor. Çünkü yeni rejim gereği ortada bir hükümet yok ve bu yokluğun mantıksal sonucu olarak hükümet programı da yok. Bu durumda, olmayan bir programa bir uygulama takvimi önermek olan eylem planı hazırlamanın hiçbir anlamı bulunmuyor. Bu gelenek bir şekilde devam ettirilmek isteniyorsa, öncelikli olarak açıklanacak eylem planının dayanacağı bir programın hazırlanması gerekiyor. Bunu hazırlayacak resmi merci bellidir. Tek adam konumundaki Cumhurbaşkanının acilen politikalarını belirlemesi ve bunu resmi bir belgeye dönüştürmesi gerekiyor. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre bu belgenin adı Orta Vadeli Program’dır (OVP).

Bu belgenin eylem planına dayanak olmanın ötesinde önemli işlevleri bulunuyor. Bunlardan ilki, ekonominin üç yıllık bir yol haritasını göstermesi. İkincisi, bütçenin temellendiği bir belge olması. Bu ikinci işlev 5018’in 16’ncı maddesinde çok açık bir şekilde ortaya konuluyor. Madde şöyle: “Cumhurbaşkanlığı merkezî yönetim bütçe kanunu teklifini hazırlar ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonu sağlar. Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Cumhurbaşkanı tarafından en geç eylül ayının ilk haftası sonuna kadar kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde onaylanan orta vadeli programın Resmî Gazete’de yayımlanması ile başlar. Orta vadeli program ile uyumlu olmak üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan orta vadeli malî plan, en geç eylül ayının on beşine kadar Resmi Gazete’ de yayımlanır. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanarak en geç eylül ayının on beşine kadar Resmi Gazete’de yayımlanır.” Görülüyor ki, OVP bütçe sürecinin olmazsa olmazı konumunda bir belge.

Toplumun bütün kesimleri bu belgeyi beklerken 100 Günlük Eylem Planı başlıklı planın açıklanması, arabayı atın önüne koşmak anlamına geliyor. Bu nedenle söz konusu planı ciddiye almak mümkün gözükmüyor. Olmayan bir programın uygulama takviminin oluşturulması abesle iştigaldir. Zaten gerçekte yapılan da AKP seçim bildirisinin kısa süreli takvime bağlanmasıdır.

Yeni Ekonomik Model ise 2019-2021 dönemini kapsayacak OVP’ ye ve 2019-2023 dönemini kapsayacak 11.Kalkınma Planı’na öykünüyor.

Modelde makroekonomik göstergelerin sadece 2019 öngörüleri yer alıyor. O da sınırlı düzeyde. Büyüme oranı, cari açık ve bütçe açığı dışında bir öngörü söz konusu değil. Modelin 2019 öngörüleri ve öngördüğü politikaların çoğu zaten daha önce açıklanmıştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın web sitesinde yer alan, temmuz ve sonrasında yapılan bazı basın açıklamalarında bunlar yer almıştı(12,13,18 Temmuz ve 9 Ağustos tarihli basın açıklamalarına bakılabilir).Model üç yıllık OVP’nin ötesine geçerek öngörü dönemini kalkınma planlarında olduğu gibi beş yıla taşıyor. Benzerlik öngörülen sürenin aynı olmasıyla sınırlı kalıyor. Çünkü makroekonomik göstergelerin dönem ortalamalarıyla ilgili hiçbir öngörü yapılmıyor. Görülüyor ki, Model gerçekte ne OVP ne de Kalkınma Planı olabiliyor. Model onlara öykünmekten öteye geçemiyor.

OVP öteleniyor

Akla haklı olarak şu soru geliyor: Söz konusu belgelerle toplum oyalanarak 2019-2021 dönemini kapsayacak OVP neden öteleniyor ve açıklanmıyor? Bunun iki nedeni olabilir. İlki, OVP’nin hazırlanması için gerekli olan 11.Kalkınma Planı’nın henüz sonuçlandırılmamış olması. İkincisi içeresinde bulunduğumuz zor ekonomik koşulların kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan öngörme güçlüğü (bunu önünü görememe olarak da okuyabilirsiniz). AKP iktidarları ilkini bugüne kadar zaten hiç dert edinmedi. Kalkınma planı varken de önemsenmedi. Tüm OVP’ler kalkınma planlarıyla bağ kurulmaksızın hazırlandı.5018’in bu zorunlu düzenlemesi her seferinde devre dışı bırakıldı. BirGün okurları bilirler, eski yazılarımızda bu duruma neredeyse her OVP açıklaması sonrasında dikkat çekilir ve eleştirilirdi. Çok açıktır ki, bu durum OVP ötelenmesinin bir gerekçesi olamaz. Bu durumda geriye ikinci olasılık kalıyor. Yeni hazırlanacak OVP’de şu büyüklüklerin verilmesi gerekiyor: Makroekonomik göstergelerin 2018 yılı gerçekleşme tahminleri ile 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait öngörüleri. İyi ve gerçekçi bir program için bu büyüklüklerin de gerçekçi olması olmazsa olmaz bir koşuldur. Ancak bu gereklilik, bırakınız krizi, bazen normal ekonomik koşullarda bile çoğu kez yerine getirilmiyor. Örneğin 2018-2020 dönemini kapsayan son OVP’nin tüm öngörüleri sapmış durumda. Burada çarpıcı olan programın temel değişkeni olan ortalama dolar kuru öngörülerinin tümden çökmüş olmasıdır. Ortalama dolar kuru öngörüleri şöyle: 2017 yılı gerçekleşme tahmini 3,58. 2018,2019 ve 2020 yılları için sırasıyla 3,73; 3,92 ve 4,02.

Şimdi kriz koşullarındayız, dolar kuru almış başını gidiyor. Bu koşullarda bırakınız 2019-2021 dönemi öngörülerini, 2018 yılı ortalama dolar kurunun gerçekleşme tahminini verebilmek bile son derece güçtür. Bu güçlükten olsa gerek, yeni OVP açıklanamıyor. Çünkü ortada hiçbir hukuki engel bulunmuyor. Yeni OVP’nin açıklanması için eylül ayının ilk haftası sonuna kadar beklenilmesi gerekmiyor. O tarih 5018’den yaptığımız alıntıda ifade edildiği gibi ‘’en geç’’ nitelemesiyle gerekli sürenin sınırını belirliyor.

Cumhurbaşkanı göreve

Toplumu oyalamak için açıklanan belgeler bir kenara bırakılıp derhal yeni OVP açıklanmalı, yapılamıyorsa gerekçeleri açıklanarak acilen bir anti-kriz programı (ama bu kez krizin bedelini emekçiler yerine onu yaratan kesimlere yüklemeyi hedefleyen bir program olmalı) hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunu da yapacak olan Cumhurbaşkanının ta kendisidir. Toplumun çoğunluğunun beklentisi bu yöndedir.