Oxford Üniversitesi Jenner Aşı Enstitüsü ve AstraZeneca ortaklığında geliştirilen aşı adayının 3. Faz geniş katılımlı klinik denemeleri geçici olarak durdurulmasını uzmanlar yorumladı.

Oxford-AstraZeneca 3. faz aşı denemesinin durdurulmasını uzmanlar nasıl yorumladı?

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Dünyada yeni tip koronavirüse karşı aşı geliştirme yarışını en önde götüren iddialı adaylardan, Oxford Üniversitesi Jenner Aşı Enstitüsü ve AstraZeneca ortaklığında geliştirilen aşı adayının 3. Faz geniş katılımlı klinik denemeleri geçici olarak durduruldu.

AstraZeneca tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada, geçici olarak durdurma işleminin, “denemelerden birinde potansiyel olarak açıklanamayan bir hastalık meydana geldiğinde” gerçekleştirilen “rutin bir adım” olduğu belirtildi.

Firma yaptığı açıklamada, “geniş katılımlı denemelerde hastalıkların tesadüfen olacağını ancak bağımsız olarak incelenmesi gerektiğini” belirterek, denemelere katılanların güvenliğine verdikleri önemi vurguladı.

BİR DENEĞİN OMURİLİĞİNİ ETKİLEYEN İNFLAMATUAR BİR SENDROM OLUŞTU

Geniş katılımlı çalışmada bir denekte "omuriliği etkileyen ve genellikle viral enfeksiyonların sebep olduğu inflamatuar bir sendrom” oluştu. Aday aşının adenovirüslere dayanarak geliştirildiği bilinmekle birlikte, binlerce katılımcının katıldığı denemede deneğin hastalığa aşı denemesinden yakalanıp yakalanmadığı hala tam olarak bilinmiyor.

UZMANLAR NASIL YORUMLUYOR?

Peki yeni tip koronavirüse karşı en iddialılardan olduğu düşünülen bir aşı adayının 3. Faz klinik denemelerinin geçici olarak durdurulması ne anlama geliyor, uzmanlar nasıl yorumluyor?

ABD’de Trump’ın bilim dışı yaklaşımlarına getirdiği eleştirilerle sık sık gündeme gelen Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Direktörü Anthony Fauci, yaşanan gelişmeyi “talihsiz” olarak nitelendirirken, “Umarım denemenin geri kalanına devam edebileceklerdir – ancak bilemezsiniz, daha fazla araştırmaları gerekir” diye konuştu.

Kaliforniya’da Scripps Araştırma Enstitüsünden Moleküler Tıp Profesörü Eric Topol, bu gelişmenin “başımızın belada olduğu” anlamına gelmediğini, bu konuda umutlu olduğunu belirtti ve “nihayetinde onlarca milyon insana uygulanacak bu tür programların güvenlik konusundaki temel kaygıyı pekiştirdiğini” sözlerine ekledi. Topol, söz konusu deneğin yaşadığı sağlık probleminin “transvers miyelit” olduğunu ve bunu aşıdaki adenovirüsün tetiklemiş olabileceğini ifade etti.

“AŞI İLE ALAKALI OLMAMA İHTİMALİ DE YÜKSEK”

İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz ise araştırmayla ilgili twitter adresinde yaptığı değerlendirmede, bunun aşıdaki adenovirüsten kaynaklanabileceği gibi, “aşıdan tamamen alakasız” bir şanssızlık da olabileceğini belirtiyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Aslında bu durum aşı şirketlerinin denemeleri ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. Aşı ile alakalı olmama ihtimali de yüksek, ama ne olur ne olmaz diye geçici denemeyi durdurdular. Bunu iyice inceleyecekler. Aşıdan bağımsız nadir bir durum ise tekrar başlarlar. Paniğe gerek yok.”

Harvard Üniversitesi Genetik ve Metabolizma Profesörü Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil twitter adresinde yaptığı değerlendirmede, bunun aşı çalışmalarında rutin bir durum olduğunu ancak bu koşullarda olumsuz algılanmasının da doğal olduğunu belirtti. Yaşanan gelişmenin bir uyarı olarak değerlendirilmesi noktasında olumlu bile olabileceğini belirten Hotamışlıgil, bu gelişmenin “tüm programları biraz daha dikkatli olmaya teşvik edeceğini” açıkladı.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol ise yaptığı paylaşımda “milyonlarca insana etkin ve emniyetli bir aşıyı rekor hızda gerçekleştirmenin” önemine dikkat çekerek, aşı çalışmalarında şeffaflık, deneyim ve metodolojinin önemine vurgu yaptı.

“BU DURUM ÇALIŞMAYI SONLANDIRMAYACAKTIR”

Üsküdar Üniversitesi TRGENMER Müdürü Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, aşıda kullanılan “Adenovirüslerin diğer virüslerin bağışıklama yapılmak istenen parçaları taşıyabildikleri ve genellikle hafif enfeksiyonlara neden oldukları için kullanıldıklarını ve bazen ciddi viremi tablolarına, bazı enfeksiyon ve bulgulara neden olabildiklerini” belirtti. Ancak bu aşı çalışmasının tekrar başlayacağını düşündüğünü belirten Yılancıoğlu, “Bu durum çalışmayı sonlandırmayacaktır. Mutlaka her aşı, ilaç ve vücuda alınan her türlü molekülün çok küçük ihtimal de olsa ciddi hasar verebileceği bilinmelidir. Mesela her gün kullandığınız ağrı kesiciler mide kanaması yapabilir” diye devam ediyor.

Oxford Üniversitesi Jenner Aşı Enstitüsü ve Astrazeneca ortaklığında geliştirilen bu aşı adayı, tüm dünyadaki aşı çalışmaları arasında yarışı en önde götüren çalışmaydı. Adenovirüs kullanılarak geliştirilen bu aşı, daha önceleri baş araştırmacısı Prof. Dr. Sarah Gilbert’in “bu aşının Eylül ayında hazır olacağından yüzde 80 eminim” sözleriyle gündeme gelmişti.