Kültür Bakanlığı, pandemi nedeniyle tiyatrolar için bir dizi destek paketi önerse de bir tiyatroya bağlı olmadan sigortasız çalışan oyunculara ilişkin bir çözüm sunulmadı. Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu, 10 aydan bu yana yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamadıklarını söyledi. Oyuncular ise belirsizliğin buhranı içinde kaybolduklarını aktardı.

Oyuncular belirsizlik buhranında kayboldu


Işıl ÇALIŞKAN isilcaliskan@birgun.net

Tiyatrolar salgında en çok zarar gören sektörlerin başında geliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde “Dijital Tiyatro” ve “Tiyatrolarımız DT Sahnelerinde” projeleri kapsamında 451 özel tiyatroya destek sağlayacağını açıkladı. Ancak bir tiyatroya bağlı olmadan serbest çalışan oyuncular için yine herhangi bir açıklama yapılmadı.

10 aydır hiçbir destekten faydalanamayan oyuncular sürecin belirsizliği içinde ümitsizliğin pençesindeler. Bakanlığın desteğini yeterli bulmadığını belirten Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu, “Verilen desteği sahnelerin giderine ve oradaki çalışanlara böldüğünüz zaman tabii ki yeterli olmuyor. Kültür Bakanlığı’nın açıkladığı rakam, kültür bütçesi için çok düşük. Kültüre daha büyük pay ayrılmalı” dedi.


DESTEK SAYIŞTAY’DAN GEÇEMİYOR

Sigortasız olarak serbest çalışan oyuncular için Kültür Bakanlığı’na ve diğer devlet kurumlarına dilekçeler ve randevularla talepte bulunduklarını söyleyen Gidişoğlu şunları kaydetti: “Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bireysel sanatçılara aylık insani gelir desteği sağlanmalı. Biz bir yıla varan süreç boyunca bunu başaramadık.”

Gidişoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kanun bireylere destek sağlanmasına izin vermiyor. Ama serbest meslek makbuzu kesiyor, birçok sanatçı ve bu devlete ağır vergiler ödüyor. İşsizlik fonuna destek yapmadığımız için bize destek verilemezmiş! Sayıştay Kültür Bakanlığı’na izin veremiyor.

oyuncular-belirsizlik-buhraninda-kayboldu-830476-1.BÜTÜNSEL POLİTİKA ŞART

Sercan Gidişoğlu, Kültür Bakanlığı’nın bundan sonraki süreçte sigortalılık meselesini yakından takip edeceklerini söylediğini ancak şu an oyun sahnelenmediği için sonucu göremediklerini ifade etti. Bu mevzuya iyimser bakamadığını aktaran Gidişoğlu, “Henüz maalesef zorunluluk haline getirdikleri bir kural yok. Tiyatroda oynayan bir oyuncu bir günde 3-4 farklı işi yapabiliyor. 9.00-18.00 bir yerde çalışan insanlar değiliz biz. O yüzden burada çok daha bütünsel bir politikaya ihtiyaç var” dedi.

KAOSUN PENÇESİNDEYİZ

İsmini açıklamak istemeyen sigortasız bir oyuncu, yaşadıklarını “Birçok sanatçı gibi mecburen ben de ek işler yapmak zorunda kalıyordum. Bu işlerin çoğu da pandeminin ilk olarak vurduğu sektörlerin başında gelen hizmet sektörüydü; kafeler, barlar, restoranlar. Onların da kapanmasıyla daha da artan bir ekonomik kaosla karşılaştık” diye anlatıyor. Oyuncu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bazılarımıza gelen bin liralık yardım ise devletin sorumluluğunu bir şekilde üstünden atışının en ucuz bedeli oldu. Kaldığım evde üstüme düşen kira bedeli bin 500 lira iken o bin liranın hesabını varsın yetkililer yapsın. Ama şu sıra ne yaşadığımız konusuna gelirsek; düzensiz beslenme, sürekli belirsizlik halinin tetiklediği buhran ve tabi kocaman bir gelecek kaygısı.”

Sigorta meselesinin çözülmesi için tiyatroların elinden geleni yapmaya hazır olduğunu fakat buna uygun bir işleyişin tiyatrolar için ekstra külfet getirmeden sağlanması gerektiğine vurgu yapıyor oyuncu. Sanatın bir ihtiyaç olarak algılanıp algılanmaması ideolojik bir tutum olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Verildiği söylenen yardımlara baktığımızda bile hem miktarı bakımından hem de dağıtımdaki kayırmacı ya da özensiz ehemlerle bizde özel tiyatronun, dolayısıyla biz sanatçıların devlet nezdinde ne ifade ettiği-etmediği daha açık hale gelmekte.”

GENÇ OYUNCULARA ACİL ÇÖZÜM

İsmini açıklamak istemeyen bir diğer sigortasız oyuncu ise tiyatroların kapanması ile geleceğe daha umutsuz baktığını ifade ediyor. Bunun kaynağının ise ekonomik sorunların yanı sıra manevi haz ve isteği barındırdığı için bu mesleği icra edememenin duygusal çöküşü de beraberinde getirdiğini anlatıyor. Bugüne dek seyirci karşısına çok fazla çıkamamış genç kuşak oyuncular olarak hem kendilerini gösterme fırsatlarını belirsiz süreyle kaybettiklerini hem de işsizliğin ve geleceksizliğin manevi yükünün altına girdiklerini söylüyor.

Oyuncu, çözüm önerisi olarak ise şunları sunuyor: “Parası olan sanatı yapar’ anlayışından kurtulmak ve kamu kaynaklarından sanatı ve sanatçıyı desteklemek. Daha düşük bütçeli özel tiyatroları ekonomik rekabet ortamı içerisine atmadan geliştirmek. Genç oyuncuları tamamen ayrı olarak tiyatro yapmaya ekonomik imkânlarla birlikte teşvik etmek ve emeklerini kamu kaynaklarıyla güvence altına almak.”