Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanlığı'nın "iç savaş çağrısı yaptığı" gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunulacağını duyurması üzerine açıklama yaptı. Özdağ, "Türk halkını uyarıyorum. İçişleri Bakanı başta olmak üzere ülkeyi yöneten kadrolar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindedir. Görevde tutulması ülke için milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir" dedi.

Özdağ'dan İçişleri Bakanlığı'na yanıt
Fotoğraf: AA

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Çataklı, Özdağ'ın söylemlerinin 'iç savaş çağrısı' olduğunu söyledi.

Ümit Özdağ söz konusu açıklamanın ardından bugün partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Özdağ, “Türk halkını uyarıyorum. Türk Devleti ve Türk milletini, FETÖ ve PKK’dan koruyamayan Ak Parti zihniyeti bugün ülkemizin 10 milyondan fazla sığınmacı ve kaçakla dolarak bir felakete gitmesine yol açmaktadır. İçişleri Bakanı başta olmak üzere ülkeyi yöneten kadrolar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindedir. Görevde tutulması ülke için milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir” dedi.

"KOMPLOLARIN MERKEZİ OLMUŞTUR"

Özdağ'ın açıklamaları şöyle:

“Bu hassas bakanlık 20 yıldan bu yana Türk Devleti'ne karşı kurulan iç ve dış komploları engellemek yerine komploların ne yazık ki merkezi olmuştur. 2002-2014 sürecinde FETÖ casusluk ve terör örgütünün en etkili olduğu bakanlıkların başında İçişleri Bakanlığı geliyor.

15 Temmuz FETÖCÜ darbe girişiminden sonra bakanlığın büyük bir rehabilitasyondan geçmesi ve sağlam temeller üzerine oturtulması gerekiyordu. Ne yazık ki İçişleri Bakanlığı’na güvenlik meselelerinden hiç anlamadığını kendisinin de ifade ettiği ki ilk kez doğru söylüyor, hiç anlamıyor. Süleyman Soylu ve yardımcısı İçişleri Bakanlığı’nı ‘suç işleri bakanlığı’ olmaya sürüklemiştir. Bugün de bu eylemlerine fütursuzca devam etmektedirler.

2011’den bu yana durum değişmiştir. Ülkemize çoğu kendi ülkelerinde iç savaş deneyiminden geçmiş travmalı 10 milyonu aşan insan sokulmuştur. Türkiye’de bu insanları sosyal taban olarak kendisine alan selefi terör örgütü şebekeleri oluşmuştur. Suriyeli uyuşturucu mafyası her geçen gün ülkemizde biraz daha güçlenmekte ve yaygınlık kazanmaktadır. İŞİD’in lideri üç hafta önce İstanbul’da yakalandı. Hepimiz biliyoruz ki, Süleyman Soylu bile biliyor, eğer İŞİD terör örgütünün lideri İstanbul’da yakalandıysa, İŞİD’in karargâhı da İstanbul’dadır.

“BÜTÜN SOSYAL ÇEVRESİ KRİMİNALLERDEN OLUŞUYOR”

AKP’nin PKK terör örgütüyle müzakere yaptığı dönemde de o müzakerelerin en önde gelen savunucularından bir tanesiydi. O tarihte ben Abdullah Gül dahil olmak üzere bütün devlet yönetimini terörle müzakerenin Türkiye’ye çok ağır bir bedel ödeterek biteceği konusunda sözlü ve yazılı olarak uyarırken Soylu, Türk ilçelerinin PKK’nın eline teker teker geçmesine neden olan terörle müzakereyi alkışlıyordu ve açılım güzellemesi yapıyordu. Onun için ben Soylu’nun ve ekibinin burunlarının ucunu görmediğini biliyorum.

Stratejik öngörü diye bir kavramı duymadığını biliyorum. Kendi ifadesiyle en hoşuna giden ses, poliçe kesen makinanın sesiymiş. Böyle bir adama bu kadar kritik bir dönemde Türkiye’nin güvenliğini emanet ettik. Bu adamın bütün sosyal çevresi kriminallerden oluşuyor. Suçlularla fotoğraf üstüne fotoğraf veriyor. İçişleri değil suç işleri bakanı.

“GÖREVDE TUTULMASI ÜLKE İÇİN MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ HALİNE GELMİŞTİR”

Türk halkını uyarıyorum. Türk Devleti ve Türk milletini, FETÖ ve PKK’dan koruyamayan Ak Parti zihniyeti bugün ülkemizin 10 milyondan fazla sığınmacı ve kaçakla dolarak bir felakete gitmesine yol açmaktadır. İçişleri Bakanı başta olmak üzere ülkeyi yöneten kadrolar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindedir. Görevde tutulması ülke için milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir.

"CANINIZ CEHENNEME"

Ülkemize on binlerce Afgan ordusu mensubu geldi. Nerede bu Afgan ordusu mensupları, ne yapıyorlar? ‘122 bin tane Suriyeliyi kaybettik’ diyorsunuz. Kurşun kalemden mi bahsediyorsunuz? Kaybettikleriniz dışında bir de kayıt altına almadıklarınız var. Böyle bir ortamda Zafer Partisi Türkiye’nin bir iç çatışmaya emperyalist bir projeyle amacı Büyük Kürdistan olan bir iç savaşa sürüklenmemesi için bu göç politikası, vatandaşlık verme politikası, ekonomik harcamalar yanlıştır diye uyarısı konusunda da suç duyurusunda bulunuyorsunuz. Canınız cehenneme sizin. Hiçbir suç duyurunuz bizim Türkiye’nin barışı, istikrarı, huzuru için vermiş olduğumuz mücadeleyi engelleyemeyecek. Sonuna kadar 10 milyon sığınmacı ve kaçağın ‘Anadolu Kalesi Projesiyle’ vatanlarına dönmesi mücadelesini yapacağız.

İSMAİL ÇATAK'A TEPKİ

Bu açıklamayı yapan İsmail Çatak’a da bir sözümüz var. İsmail Çatak, konuştuğumuz İçişleri Bakanlığı’yla işi olan bütün avukatlar senden büyük övgüyle bahsediyorlar. Çok iyi iş takibi yapıyorsun. Aldığın her işi sonuçlandırıyorsun. Göç İdaresi İl Müdürlükleri’ndeki torpil odalarına ne kadar işlem yolladın? Bugün benimle ilgili suç duyurusunda bulunacağını söyledin, aktif terör kodu olanları havaalanlarından nasıl ve ne karşılığında geri aldırdın ve ülkeye sokturdun? Soylu ve İçişleri Bakanlığı, Zafer Partisi’yle mücadele edeceğine, Konya’da üretilen otomatik tüfeğin kimlere, kimler tarafından dağıtıldığını açıklasınlar. Yoksa biz açıklayacağız.”

(ANKA)