Özel hastanelerdeki sömürü derinleşiyor

AKP iktidarının sağlıkta dönüşüm politikalarıyla birlikte çalışma koşulları ağırlaşan hekimler kamudan ayrılarak özel hastanelerde çalışmaya itiliyor. Son verilere göre ülkedeki toplam 171 bin hekimin 30 bini özel hastanelerde çalışıyor.

Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür ve ATO Özel Hekimlik Komisyonu Üyesi Mine Coşkun özel hastanelerde çalışan hekimlerin çalışma koşullarını anlattı.

ATO Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür, AKP iktidarının sağlıkta dönüşüm politikalarıyla hastaların müşteriye dönüştüğünü kaydetti. Özlük haklarının aşınması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle iki yılda kamuda çalışan yaklaşık 8 bin hekimin istifa ettiğini dile getiren Baytemür, “Ağır koşullar nedeniyle kamuda çalışan hekim sayısı azalıyor uzmanlık gerektiren bazı branşlarda az hekimin olması da kamu sağlık hizmetine ulaşımı olumsuz etkiliyor” dedi.

BORDRO DIŞI ÖDEME

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlar için söylediği “Giderlerse gitsinler” sözünü hatırlatan Baytemür, şunları ifade etti:

“Bu ifade, 'Kamuda çalışmıyorlarsa özele gitsinler' anlamını da taşıyor. Ancak biz de 'Özel güzel mi acaba’ sorusunu soruyoruz. Sağlık Bakanlığı ve tıp fakültelerine bağlı hastanelerde çalışmaktayken liyakatsiz idareciler, düşük ücretler, mobbing, şiddet, memuriyete son verme gibi gerekçelerle istifa eden, emekli olan, mecburi hizmeti biter bitmez kamu kurumundan ayrılıp özel sağlık hizmetlerinde çalışmaya bir anlamda mecbur bırakılan hekimleri çoğu zaman daha iyi koşullar beklemiyor. Tek bir çalışma sistemi yok. Sermaye kendi çıkarları için çalışma koşullarını dönüştürüyor. Kurum hekimin maşını asgari ücret üzerinden yatırıyor, üstünü elden veriyor. Böylelikle hekim emekli olduğunda alacağı emekli maaşı yoksulluk sınırının altında kalıyor. Bu yüzden çoğu SSK’lı Bağ-Kur’lu hekimlerin emekli maaşları yoksulluk sınırının altında. Özel hastanelerde de koşulların kötü olması yurt dışına göçleri arttırıyor. ”

HAK KAYIPLARI ARTTI

ATO Özel Hekimlik Komisyonu üyesi Dr. Mine Coşkun da özel hastanede çalışan doktorların çalışma koşullarınI anlatırken “Eskiden özel sektörde çalışan bir hekimin karşılaştığı standartlar şu an yok. Son yirmi yıl içerisinde özel hastanelerde çalışan hekimler de kamuda çalışan meslektaşları gibi hak kayıplarına uğradı” dedi.

Özel sektörün daha fazla kar elde etmek için doktorlara çeşitli çalışma yöntemlerini dayattığını vurgulayan Coşkun, şunları anlattı:

“Özel hastaneler son dönemlerde doktorlardan hizmet satın almaya başladı. Hekimlere şirket kurdurup ‘Sizden hizmet alacağız’ diyorlar. Şirket kurdurma durumu birçok hastanede ön koşul olarak dayatılıyor. Bu sistemle birlikte işverenin çalışana karşı sorumlulukları azalıyor. Bu durum özellikle mesleğe yeni başlamış genç hekimler açısından ciddi bir sorun. Çünkü bu, SGK’lı ve kadrolu olarak çalışmanın getirdiği tazminat, ücretli izin ve rapor hakkı başta olmak üzere birçok hak kaybına yol açıyor. Hekimler çalışan da olsa bu sistemle hizmet sunan bir şirketin sahibi gibi gösteriliyor ve hukuken güvence altında olması gereken haklarından yararlanamıyor. Örneğin yıllık izinleri bile ücretsiz izin olarak değerlendiriliyor. Bu sebepten yıllık izne çıkamayan hekimler var. Güvencesiz çalışma koşulunu oluşturan bu uygulama sonlandırmalı ve Aralık ayında Meclis'e getirilip geri çekilen yasada var olan emekli olup çalışan hekimlerin maaş kesintisi uygulaması da son bulmalıdır.”

İŞ GÜVENCESİ GEREKİYOR

“Bazı özel hastanelerde hekimlerin öğle tatilleri dahi yok. yeterli dinlenme ve yemek arası olmaması insani sınırları zorluyor. Ayrıca çoğu hastanede hekimler cumartesi günü tüm gün çalışmaya zorlanıyor. Acil servislerde yeterli olmayan nöbet ücretleri, tatil ve bayram gibi farklı ücretlendirilmesi gereken günlerin normal nöbet gibi değerlendirilmesi, ulusal ve uluslararası yasalara aykırı, ancak bunlar yapılıyor. Birçok özel hastanede acil hekimine görevi olmayan hizmetler veriliyor. Şiddetin en çok yaşandığı acil servislerde güvenli çalışma ortamları sunulmuyor. Ayrıca 60 yaşından önce emekli olanlar için tıp merkezlerinde olduğu gibi hastanelerde de kadro tanımlaması yapılmasını istiyoruz. Kadro ve sabit bir maaşın olmaması, her hastanenin acil servis imkanlarının, çalışma koşullarının değişiklik göstermesi, hekimlerin çok sık hastane değiştirmesine neden olmaktadır. Bu nedenle kadrolu, güvenceli bir çalışmanın yaşama geçirilmesi gerekiyor.”