Milli Eğitim Bakanlığı, "Eğitim Bülteni'' çıkarmaya başladı. Elimizde haziran sayısı… 50 sayfalık, kuşe kağıda basılmış, kaymak gibi bir dergi...

Milli Eğitim Bakanlığı, "Eğitim Bülteni'' çıkarmaya başladı. Elimizde haziran sayısı… 50 sayfalık, kuşe kağıda basılmış, kaymak gibi bir dergi.

Üşenmedik saydık, 50 sayfada 43 kez Hüseyin Çelik’in adı geçiyor. Bakanlığın dergisinde olacak o kadar… Fakat derginin künyesi daha da ilginç. Dokuz kişilik Yayın Kurulu’ndaki ilk isim Şengül Aydın. Şengül Aydın kim mi? Hüseyin Çelik’in özel kalem müdürü…

Bakanlıkta bu derginin yayın kurulu üyeliğini yapacak yetenekli kadrolardan bir hayli olsa gerek… Hüseyin Çelik’in onca yoğunluğuyla ilgilenen Sayın Aydın’ın bir de dergiyle uğraşması, takdir edilmeyecek gibi değil.

Felsefe mi; imam hatip mi?

Çorum’dan Felsefe Öğretmeni Muharrem Ağırman, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı müdür yardımcılığı sınavını kazanır. Fen Lisesi’ne ya da Kız Meslek Lisesi’ne atanması istemiyle Çorum Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurur. Fakat daha sonra, Fen Lisesi’ne İmam Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmeni Hasan Hüseyin Fındıkçı’nın, Kız Meslek Lisesi’ne de yine İmam Hatip Lisesi meslek dersi öğretmeni Kadir Erden’in atandığını öğrenir. Öğretmenimiz de İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne itirazda bulunur. Ağırman, Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 7. maddesinde, "atanacağı kuruma branşı itibariyle öğretmen olarak atanabilecek nitelikte olmak'' hükmüne yer verildiğini anımsatır. Ağırman’ın anımsattığı bu yönetmelik hükmü, bakanlığın çıkardığı bir genelgeyle kaldırılmıştı! Genelgede, bu koşulun "yeni yönetmelik çıkarılıncaya kadar uygulanmaması'' istenmişti. Ancak yapılan, ya da yapılamayan atama bu genelgeden önceydi. Türkiye tipi Milli Eğitim Bakanlığı manzaraları… Kuran, fıkıh gibi meslek dersleri öğretmeni Kız Meslek Lisesi’ne müdür yardımcısı olarak atanır. Felsefe öğretmeni dışlanır. Türkiye’de ilk kez bir genelgeyle yönetmelik koşulu ortadan kaldırılır.

Değişiklik öncesi yapılan bu atamalar nasıl gerçekleşmiştir? Bir an için genelge geçerli olsa bile, bakanlıkta işler "geriye mi yürümektedir?''

Son soru anlamsız…

Geriye yürümeden şüphesi olan var mı ki?

Önce sülaleyi ikna et!

Milli Eğitim Bakanlığı-UNICEF işbirliğiyle gerçekleştirilen "Haydi Kızlar Okula'' kampanyası çerçevesinde yapılan araştırmanın ön bulgularından biri şöyle:

"Kız çocuklarının okula gönderilmesi kararını hem anne hem de babanın verdiği örnekler olsa da, karar verme sürecinde yetkin olan kişinin baba olduğu; ancak annenin baba üzerindeki etkisinin büyük olduğu tespit edilmiştir. Önce anneler ikna edilmelidir, ardından anne aracılığıyla babalara ulaşılmalıdır. Bununla birlikte kız çocuklarının okula gönderilmesi konusunda dede, nine, çalışan abla veya ağabey ile özellikle "amca oğlu-amca kızı'' evliliğinin desteklendiği topluluklarda amcanın etkisi de büyüktür.

Kırşehir unutuldu mu?

KIRŞEHİR’DEN Şakir Şenol, ÖSS sonuçlarına göre Kırşehir'in eşit ağırlıklı ve sözel puanda birinci il olduğuna dikkat çekiyor. Şenol'a kulak verelim: ''100 bin nüfuslu bu küçük Anadolu kentinde 1 tane özel okul var, gerisi hep devlet lisesi. Kırşehir'in ÖSS başarısı heyecandan mı unutuldu? Devlet liselerinin her şeye rağmen başarıları görülmek istenmedi mi? İnşallah heyecandandır.'' Heyecandır Sayın Şenol, sınav heyecanından!.

Kelepir öğrenci…

Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde öğrenci Ankaralı Kenan Özdoğan anlatı yor. "Deprem tehlikesi nedeniyle kirada kaldığım ev yıkıldı, yenisi yapılacak… Ben de yazın kira parası ödemeyeyim diye yeni ev kiralamadım. Eylülde dönünce arkadaşlarımla kiralayacağım.''

"Orada kiralar ne kadar?''

"Kim soruyor?''

"Ben soruyorum.''

"Size 300 milyona bulunur..''

"Niye, Manisalılar beni çok mu seviyor?''

"Hayır, size 300 milyon, öğrenciye çarpı iki..''

"Ciddi misin?''

"Bazen insaşı ev sahipleri de bulunuyor.''

"İyi bari…''

"Örneğin emlakçılarda şöyle tabelalar görürsünüz: Üç öğrenciye 300 milyon, dört öğrenciye 400 milyon…''