Şekerde özelleştirme yokluk ve zam getirdi. Şekerin kilogram fiyatı, kamu fabrikalarında yüzde 64, özel fabrikalarda ise yüzde 100’ün üzerinde zamlandı.

Özelleştirme şekeri tüketti

Hüseyin ŞİMŞEK

Şeker fabrikalarını özelleştiren, satamadığı fabrikaların mallarını bir bir elden çıkaran ve şeker üretiminde kamu payını yarı oranda azaltan AKP, rekor düzeyde zamlanan şekerin kıtlığı yaşanan ürünler arasında yer almasına yol açtı. 15 şeker fabrikasının işletmesinden sorumlu kamu iktisadi teşebbüsü Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (Türkşeker) genel müdür “oluru” ile şekere yılbaşından bu yana yüzde 64 zam yaptı. 1 kilogram şekerin fiyatı 5 TL 30 kuruştan 8 TL 70 kuruşa yükseldi. Özel sektör tarafından üretilen pancar şekerinin fiyatı ise kamunun ürettiği şekeri ikiye katladı. Özelleştirilen fabrikaların ürettiği şekerin kilogramı 15-20 TL arasında değişen fiyatlarla satışa çıktı.

AKP’nin tüm itiraz ve uyarılara rağmen özel sektöre devretmek için çalıştığı Türkşeker, sofraların “tadını kaçırıyor.” İktidarın kötü yönetiminden payını alan şeker sektörüne ilk darbe, kamuya ait fabrikaların özelleştirilmesi kararı ile vuruldu. 2007 yılında tüm kamu hisselerinin özelleştirme programına alınmasının ardından kurum, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na bağlandı. Özelleştirme Yüksek Kurulu, özelleştirme işlemlerini sürekli erteledi ve son olarak 17 Ocak 2018’de özelleştirmenin 31 Aralık 2023’e kadar uzatılması kararlaştırıldı. Bu dönemde Bor, Çorum, Kırşehir, Erzincan, Erzurum, Turhal, Afyon, Alpullu, Elbistan, Muş, Yozgat, Ilgın, Kastamonu ve Burdur Şeker Fabrikaları, iktidara yakınlığıyla bilinen isimlere 4,8 milyar TL’ye satıldı. Daha sonra Kastamonu Şeker Fabrikası’nın satışı iptal edildi, üç fabrika da devredilmedi. Kurumda, 15 şeker fabrikası, 1 alkol fabrikası, 5 makine fabrikası, 1 elektromekanik aygıtlar fabrikası ve 1 araştırma enstitüsü kaldı. Yüzde 65 olan pazar payı, özelleştirmeden sonra yüzde 35’e kadar düşen Türkşeker, daha sonra da taşınmaz satışları ile gündeme geldi. AKP, satamadığı fabrikaların mallarını tek tek özelleştirdi. Bu durum, şekerde kamu payını sürekli azalttı.

KURULSUZ YÖNETİM

Zam kararlarını “genel müdür oluru” ile alan Türkşeker, yıllardır Yönetim Kurulu bile olmadan yönetiliyor. Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü Mal ve Hizmet Satış Yönetmeliği’ne göre, bir yönetim kurulunun bulunması gereken kurum, bir genel müdür ve üç genel müdür yardımcısı tarafından yönetiliyor. Kurumda tüm kararlar, genel müdür tarafından alınıyor.

PANCAR KOTASI DARALDI

Şekere vurulan darbelerden bir diğeri, pancar üreticilerinin “küstürülmesi” oldu. Özellikle kamuya ait şeker fabrikalarının çiftçilerden aldığı pancarın miktarı, ortalama yüzde 20 oranında azaldı. Bu durum, çiftçilerin pancarlarının tarlada kalmasına dolayısıyla da üretimden uzaklaşmalarına neden oldu.

GİRDİ FİYATLARINDA ARTIŞ

Türkşeker’in kilogram başına yüzde 64 olarak belirlediği ve özel sektörde yüzde 100 oranını aşan zamma gerekçe olarak gösterilen bir diğer etken, “maliyet artışı” oldu. Geçen yıl 24 Mart’ta 6 TL 49 kuruş olan mazotun fiyatı, bugün 22 TL 33 kuruşa ulaştı. Mazottaki yüzde 244’lük artış, nakliye fiyatlarında zirvenin görülmesine neden oldu.

Gübre fiyatlarındaki artış da maliyete olumsuz yansıdı. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi yıllık yüzde 45,61 oranında arttı. Buna göre en yüksek artış, yıllık ortalama yüzde 152,42 ile gübrede yaşandı. Bazı gübre türlerindeki yıllık artış, yüzde 342’ye ulaştı. İlaçlama, işçilik, elektrik ve su fiyatlarına gelen birbiri ardına zamlar, maliyet artışlarının diğer nedenleri olarak öne çıktı.

Şekerde yaşanan krizi değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın bilinçli politikaları sonucu her dört üreticiden üçünün pancar ekiminden vazgeçtiğini söyledi. 400 bine ulaşan pancar üreticisi sayısının 93 bine gerilediğini anlatan Gürer, “Sözleşmeli tarım yapılan şeker pancarı için belirlenen taban fiyat, çiftçileri zarar ettirdi. Özelleşen fabrikalar, şeker pancarından şeker yanında melas, alkol, küspe de elde edip sattı. Çiftçiye özelleştirme kararlarından önce bedelsiz verilen küspe, bu kez tonu 600 TL’den satıldı. Çiftçi zarar ettiği için yeterli ekim yapmadı” dedi.

Devlete ait şeker fabrikalarının zincir marketlere sattığı şekerin fiyatı ile özelleştirilen fabrikaların piyasaya ve toptancıya sattığı şeker fiyatı arasında ciddi fark olduğuna vurgu yapan Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şeker fiyatlarında artış, şekerden mamul ürünlere kadar her alana yansıyacak, olan vatandaşa olacak. Şeker fabrikaları özelleştirilirken fabrika fabrika gezip özelleştirmeye karşı çıktık ama AKP iktidarının yandaşa rant hevesi, şeker fabrikalarının da elden çıkarılmasına neden oldu. Fabrikalar satılmasaydı vatandaşın cebindeki üç kuruşa göz dikilmeyecekti.”

TEHLİKE ARTACAK

Pancar şekerindeki yüksek fiyat artışının sofraların yanı sıra halk sağlığını da etkileyeceğine dikkat çeken Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök, “nişasta bazlı şeker” tehlikesinin altını çizdi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararının ardından maliyetine satış yapan fabrika sayısının azaldığını, özel sektörün ise yüksek girdi fiyatlarından kamu fabrikalarına oranla daha çok etkilendiğini ve kâr hedefinin göz ardı edilmediğini anlatan Gök, “Şimdi asıl izlenmesi gereken şey, halk sağlığına büyük zararları olan nişasta bazlı şekerin iç piyasadaki seyridir. Yönetmeliklerle sınırlandırılmış olsa da yüksek fiyatlar nedeniyle maliyeti daha düşük olan nişasta bazlı şekerin piyasadaki oranını artırma tehlikesi bulunuyor. Eğer koşullar bu şekilde sürerse nişasta bazlı şekerler, pancar şekerinin yerini alacak. İç pazara kota üstü satışlar gündeme gelecektir. Bu Türkiye için çok büyük bir tehlikedir” ifadelerini kullandı.