Ülkemizin en sevdiği bireylerden birkaçı olan Serdar Ortaç’tan ekonomi açıklaması geldi... Ne açıklayacaktı sandınız?

Anlamsız haberleri ve taraflı aktarımlarıyla çok iyi bildiğimiz artık yandaşlıkta bile çıtayı Allahuekber Dağları’na çeken nadide Sabah gazetesinin Günaydın ekine konuştu Tatar prens. Yandaş olacaksan Sabah, A Haber gibi ol. Halüsinasyonlarına inan, gördüklerini unut...

Prens diyor ki ‘Piyasa kötü diye yakınıyorlar ya daha da kötüsü olabilirdi eskiyi hatırla insanlar tüp gaz kuyruğuna girerdi’... Hatırlayın ya... Hatırlasanıza. Eskiden insanlar kuyruğa girerdi. Şimdi kuyruğa çıkacak kadar bile imkânları olmuyor bazen. Evde kendi imkânlarıyla hayatların son verenler filan var ama onlar kesinlikle devletimizi, milletimizi, başımızdan eksik olmayasıca adminlerimizin itibarlarını yıpratmak için kendi hayatlarına son veriyor...

Tatar prens şova devam ediyor: Muhalifler ‘yolla, otobanla, köprü ile ölçmeyin’ diyorlar Erdoğan’ın yaptıklarını. Ne ile ölçeceğiz? Benim hayat kalitemi artırdı mı bu yatırımlar? Kusura bakmasın kimse ama şu anda Türkiye’de lider olarak bir tek Erdoğan var bana göre. Dünyada da bir-iki liderden biri” dedi...

Gerçekten de Tatar haklı beyler, dağılabiliriz... Yolla ölçmeyeceğiz de insan haklarıyla, güvenli yaşamla, hayatta kalabilmeyle, işimize giderken ölmemeyle, trafikte zaman geçirmemeyle mi, yoksa toplu ulaşımın yaygınlaşmasıyla, işten evimize 20 dakikada gidebilmekle mi ölçeceğiz. Yoksa paramızın diğer paralar karşısındaki değeriyle filan mı ölçeceğiz? Tabii ki yolla ölçeceğiz. Yolla Serdar, yolla!

Bizde adettendir. İnsanlar üçe ayrılır. Parası olanlar, parası olmayanlar ve en altta da kadınlar. Bizde kadın cinayeti adettendir, namustandır. Bizde tecavüz, taciz hükümlüsüysen mesela iyi halden hafiflemen şarttır. Bizde mesela merdivenlerden oturan bir avukatın omurgasını tekmeleye tekmeleye kırabilir, davan da 3 sene sonra görülebilir. O esnada güvenlik güçlerinde hizmet vermeye devam edebilirsin. Bizde normaldir bunlar. Normal zaten buna denir. Türkiye normalleşti diye boşuna demiyoruz.

Bizde ufacık çocuklar kendilerini uçamayacakları kadar hızlı bir şekilde çatılardan filan atabilir. Çocuk kuvveti denir buna. Daha gencecikken hayatına son vermeye niyet etmiş çocuk devletin tüm kurumları tarafından normal karşılanır. İçişleri bakanı ‘Benlik bi şey yok, valla sordurdum bir şey bulamadık’ diyebilir. Normaldir yani. Bir kaç yıl önce dediğiyle şimdi dediği tutmayan bakana mı güveneyim yoksa bu güzel insanlara itibar suikasti yapmak isteyen, gerçeği arayan kişilere mi? Ya hadi gidin gözüm görmesin. Yıpratmayın böyle güzel bıyıklı insanları...

Bu yazıyı yazdığım sırada dünya insan hakları günü mü ne? Böyle olmayan şeylere inanan insanlara da acıyorum. Ya arkadaş sen burada yaşıyorsun, bu toprakların ekmeğini sütünü yiyorsun, sonra da gelip memlekette yok daha iyi yaşamak, daha insanca yaşamak, daha huzurlu yaşamak gibi abidik gubidik şeyler istiyorsun...

Olacak iş değil.

İnsan hakları gününde konuşma yapacağım bi üniversitede ama üniversitelilere şimdi güven olmaz. Bunların hepsi anarşist, vatan hayini. O yüzden üniversiteliler gelmesin benim konuşmama. Ama öyle olunca da salon boş kalacak. Boşa da boş yapmamak için zorunlu olarak bari öğretim üyelerini getireyim... Şimdi onlar da laf eder meder, ben en iyisi bunların ağızlarını filan bantla kapatayım, biraz fondöten... Oldu bu iş ya. Dünyanın en iyi ülkesi biz miyiz neyiz ya? Ay harika!