Özgecan Aslan'ın katillerinin cezaevinde silahlı saldırıya uğramasına ilişkin görülen davada karar çıktı.

Özgecan'ın katillerinin öldürülmesi davasında karar açıklandı

Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesine ilişkin davada ağırlaştırmış müebbet hapis cezasına çarptırılan hükümlülerden Ahmet Suphi Altındöken'in Adana'daki cezaevinde silahlı saldırıda ölmesi, babası Necmettin Altındöken'in ise yaralanmasıyla ilgili davada karar açıklandı.

Sanıklardan tutuklu Gültekin Alan, ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 29 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edildi.

Tutuksuz 6 sanık ise delil yetersizliğinden beraat etti.

Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına tutuklu Gültekin Alan, tutuksuz sanıklar Ferat Yüksel, infaz koruma memuru Hacı Ahmet Özdoğan, Gamze Bağlar, Serkan Akkoca ile avukatları katıldı. Başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar Ahmet Tekin Baykal ve Hüsamettin Bağlar ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemi ile duruşmada hazır oldu.

Öldürülen Ahmet Suphi Altındöken’in olayda yaralanan babası Necmettin Altındöken de hükümlü olduğu Silivri Cezaevinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.

İddia makamının geçen celsede verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrarlamasının ardından sanıklara son savunmaları soruldu.

Sanık Gültekin Alan savunmasında, 18 duruşmanın 3’üne katıldığını, bunlardan birinde de susma hakkını kullandığını ifade ederek, mahkemede düzgün savunma yapamadığını öne sürdü.

Suç aleti silahı bir yıl önce tuvalette bulduğunu ve bacak arasında sakladığını ifade eden Alan, Ahmet Suphi Altındöken'i korkutmak isterken öldürdüğünü ve babasını yaraladığını söyledi.

Alan, olay anını yazılı savunmasından şöyle okudu:

"Silahın nasıl cezaevine sokulduğunu bilmiyorum. Olay günü halı sahaya çıkacağımız belli değildi. İnfaz koruma memuru daha sonra halı sahaya çıkacağımızı söyledi. Bu sırada infaz koruma memurları, Özgecan Aslan’ı öldüren ile babasının F Tipi Cezaevine getirildiğini ve hangi koğuşta kaldıklarını konuşurlarken duydum. O günler kafam dağınıktı. Özgecan Aslan’ın öldürülmesi rüyalarıma giriyordu. Benim de 2 kızım var. Görevli halı saha kapısını açtı. O sırada sinema perdesi gibi Özgecan Aslan ve kızlarımı gördüm. Halı sahaya girmedim, kendi kendime 'Hadi ne bekliyorsun?' diyerek saniyeler içinde karar verdim."

Merdiven boşluğuna doğru ateş edip ölüm korkusu vermek istediğini anlatan Alan, şunları dile getirdi:

"Cezaevinde en büyük ceza birisine ölüm korkusu vermektir. Kaldıkları kapının mangalını açtım. Orta yaşlı biri mangala doğru geldi. Ahmet Suphi’nin babası olduğunu bilmiyordum. 'Suphi’yi çağır, evrakı var' dedim. 'Suphi' diye seslendi. Yukarı merdivenlerden inerek mazgalın önüne geldi. Diğer kişinin babası olduğunu bilseydim o anda ikisinin de kafasına sıkabilirdim. Ahmet Suphi ile karşı karşıya geldik. Namlunun ucu ona doğruydu. İsteseydim kafasına sıkardım. Ona 'Özgecan Aslan’ın selamı var, geri çekil' dedim. Geri geri kaçarken merdiven boşluğuna doğru gitti. 2 defa tetiğe bastım. Kurşunlardan biri sol göğsüne isabet etti. Öldürmek amacım olsaydı tabancamdaki diğer kurşunları da boşaltırdım. Hedef gözetmeden ateş ettim. Göz ucuyla içeri baktığımda bir kişinin kaçtığını gördüm. Ahmet Suphi sandım. Bir el ateş daha ettim. Oysa babasıymış. Tasarlayarak yapmadım. Biri bizi gözetliyor gibi her yerde kamera var, tasarlamam imkansız. Spontane gelişti. 1 dakikada oldu bitti."