Özgür hislerin peşinden: Josin

Taner Turna

Çevremdekilerle beğendiğim şarkıları paylaşmayı severim. Fakat benim için en heyecanlısı hep bir sanatçıyı tanıtmak olur. Bir dost masasına, cam kenarındaki masanın gönül yanına yeni bir arkadaşı davet etmek gibidir. Bugünün konuğu da hayatın kesiştirdiği köşe başından sizi alıp kolunuza girerek sessizliğe doğru yürüten bir isim: Josin.

Josin, her ikisi de opera sanatçısı olan Koreli bir anne ve Alman bir babanın tek kızı. Müzik dolu bir evde büyümesine rağmen hayali hep tıp okumak olmuş. Zamanı geldiğinde bunu başarmış ve doğup büyüdüğü şehir olan Cologne’den ayrılıp Nice’e yerleşmiş. Okulda ilk yılının ardından içinde yükselen seslerden daha fazla kaçamamış ve müziğin peşinden gitmeye karar vermiş. Bazen tutkular çarpışır. Ortalık karışır. Sular çekildiğinde ise geriye yürünecek tek bir yol kalır. Josin için de aynısı olmuş.

Herhangi bir vokal eğitimi almadığını gönül rahatlığıyla söyleyen Josin, çocuk yaşlardan itibaren dinlediği Björk ve Thom Yorke sayesinde mükemmel bir yorumcu olmaktan çok kendi sesini bulmanın daha değerli olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Björk, sesimi savunmasız ve acımasız bir enstrüman olarak kullanmam için bana ilham verdi. Bunu güzellikle değil, anlamla değerli kıldı.”

Peki böyle konuşan birisinden nasıl bir müzik çıkıyor? Bu sorunun cevabını vermeden önce Josin’in bu zamana kadar neler yaptığından bahsedelim. İlk olarak 2016 yılında “Ocean Wait” isimli bir tekli ile müzik sofrasına bir sandalye çeken Josin, sonraki yıl “Epilogue” adını verdiği beş şarkılık bir EP yayımladı. Biz 2018’e merhaba derken o da ilk albümü “In the Blank Space”i yeni yıl dileği olarak evrenle paylaştı. Kısa sürede eteğinde biriken bütün taşları döktü. Belli ki o müzikten uzun süre kaçsa da içinde bir yerde sır tutmayı bilen bir dost hep beklemiş. Soruya geri dönecek olursak. Öncelikle Josin’i ilk dinlediğinizde özgün üretimine engel olacak tüm kaygılardan arınmış olduğunu hissediyorsunuz. Bu doğallık, şarkılara kendinizi bıraktığınızda meditatif bir etki de yaratıyor. Müzikal kimliğinde ise klavyelerle geliştirilmiş, klasikten elektroniğe kadar çeşitli geleneklerden faydalanan, şiirsel vokallerin ön planda olduğu dinamik ve yalın bir karışım yer alıyor. Kendi kendini eğiten bir prodüktör olmanın özgüveniyle Josin, sesinde ve bestelerinde deneysel alanlara girmekten korkmuyor. Bu da ondan çıkan her şeyi daha tedirgin, daha geçirgen kılıyor.

Josin, daha kariyerinin başında olmasına rağmen headliner olarak turneye çıkıyor. Avrupa’nın pek çok şehrinde biletleri tamamen tükenen konserler veriyor. Çakıl taşlarıyla dolu bir yoldan yürüse de iyi müziğin bir şekilde yolunu bulma özelliğini sonuna kadar kullanıyor. Henüz ülkemize uğramadı ama siz şimdiden kendisine kulak verip yarattığı atmosferde yaşabilirsiniz. Ben müsaadenizi istiyorum. Josin size emanet.

cukurda-defineci-avi-540867-1.