CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, "Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, bize yaptıran Allah'tır" sözlerine, “Normalde böyle bir şey yaptığında akıl hastanesinden görevliler gelirler, önlüğü giydirir götürürler. Süleyman Soylu, aklını yitirmiş bir meczup değilse, sizi dinle kandıran biridir” diyerek tepki gösterdi.

Özgür Özel'den Soylu’nun ‘Bize yaptıran Allah’tır’ sözlerine: Meczup değilse, sizi dinle kandıran biridir

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun partisinin il toplantısında yaptığı, "Cenab-ı Allah biliyor. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Kim ne derse desin. Onun için sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır" açıklamalarına tepki gösterdi.

Özgür Özel, “Normalde böyle bir şey yaptığında akıl hastanesinden görevliler gelirler, önlüğü giydirir götürürler. Kara kışın ortasında insanlar doğal gaz yakamaz, kömür alamaz hale gelmiş; ‘bunu bize yaptıran Allah’tır’ diyerek kurtaracak ama, yaptığı iş İslam dini açısından da tam bir rezalet. Süleyman Soylu, aklını yitirmiş bir meczup değilse, sizi dinle kandıran biridir" ifadelerini kullandı.

CHP'li Özgür Özel'in, TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında yaptığı konuşması şöyle:

"Gündemden düşmeyen bir İçişleri Bakanı. Dün Bursa’da konuştu, yine kendinden geçti. Titreye titreye konuşuyor. Geldin burada konuştun, 20 gündür sus pustun. İBB ile ilgili büyük iftira kampanyasının başında ve anlık yürütüyor. İki tane suçlu bulsa, CHP’ye yükleyecek, oradan yürüyor ama saymış saymış bütün terör örgütlerini, terör örgütü reklamı yapmamak lazım. Süleyman Soylu maşallah 360 derece kampanya yapıyor, her yerde söylüyor. Türkiye’deki terör örgütleriyle ilgili Süleyman Soylu’nun kullanmadığı tek imkan billboard.

‘Biz bu kadar reklamımızı yapamazdık.’ İspat et, yok, tespit ispatla mümkündür. Bunu savcı yapar. Savcı iddia eder, mahkeme kanıtlara bakar. Yargılanan 455 kişi falan da yok. Geçen seneden 3-5 kişinin iddianamesi var, onların da bununla alakası yok. Dedikoduysa ülkeyi boşuna meşgul etmeyin, tespitse savcıya gitmek için bir an bile tereddüt etmeyin.

'MECZUP DEĞİLSE SİZİ KANDIRMAYA ÇALIŞAN BİRİDİR'

Bu kafa karışıklığı ile Süleyman Bey, çıkmış Bursa’ya; diyor ki, ‘Bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah’tır.’ Normalde böyle bir şey yaptığında akıl hastanesinden görevliler gelirler, önlüğü giydirir götürürler. Zam var, benzin fiyatları iniyor, ama pompaya yansımıyor, vergi olarak devlete gidiyor. Bir buçuk liralık ekmek, üç buçuk dört lira olmuş. İşsizlik artıyor. Kara kışın ortasında insanlar doğal gaz yakamaz, kömür alamaz hale gelmiş ‘bunu bize yaptıran Allah’tır’ diyerek kurtaracak ama, yaptığı iş İslam dini açısından da tam bir rezalet. Peygamber İslam dininde bu dili kullanmaz.

Ayet var, hadis var, sünnet var. Peygamber bile ‘bana bunları Allah yaptırıyor’ demez. ‘Allah’ın isteğine uygun davranış biçimi budur’ diye söyler. Ama ‘bana bunları Allah yaptırıyor’ ifadesi inanç dünyasında sadece meczupların söylediği bir sözdür. Doğuda insanlar sandık başına gidiyorlar, yüzde 75 ile belediye başkanı seçiyorlar, kayyım atıyor, ‘bana bunları Allah yaptırıyor.

Öğrenci gitmiş, protesto için gitmiş, kolunu büktürüyor, ‘terörist’ diyor, sonra ‘bana bunları Allah yaptırıyor.’ Herkesi terörist yaftası ile yaftalayan, hırsızı makamında ağırlayan… ‘Bu kadar da haramzadelik olur mu’ diyene, ‘bana sorma Allah yaptırıyor’ diyor. Süleyman Soylu, aklını yitirmiş bir meczup değilse; sizi dinle kandıran, dinle aldatan, bütün kusurlarını, günahlarını hep din üzerinden ‘Allah böyle istiyor’ diyerek üzerinden sizi dinle kandırmaya çalışan biridir.

'YÜKSEK FİYATLAR VATANDAŞIN SIRTINA BIRAKILMIŞTIR'

Nureddin Nebati. Her gün yeni bir gaf yapıyor. Saçıldığı yerde herkesi şaşırtıyor. Dün de 6 ay sonrasını işaret etmiş. Yani 6 ay boyunca temel çıkarım şu. ‘Keşke uyusanız’ diyor. Kara kış geldi, fiyatlar uçtu gitti. Türk İş’in söylemesine göre, ‘sadece aralıkta yüzde 25 arttı fiyatlar.’ Toplamda en az yüzde 50’lik bir fiyat artışına işaret ediyorlar. Şöyle bir rezalet yaşanıyor. ‘Kurlar nispeten inişte.’ Efendim ‘kur düştü, fiyatlar niye düşmüyor’ diyorlar. Düşmez. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kışın uzun geçeceğinin imzasıdır. Özetle, cumhurbaşkanlığı kararı diyor ki, ‘kur yükselirken petrol, mazot, benzin fiyatları arttı; şimdi kur düşüyor, onlar da düşecek, aradaki ÖTV tahsil edilecek.’ Kur 18 liralıkken neyse akaryakıt fiyatı o fiyat kaldı zaten.

Kamyonun, mazotun fiyatı ucuzlamadan, ürünün fiyatı ucuzlar mı? Hiçbir şeyin fiyatı akaryakıt fiyatları ucuzlamadan ucuzlamaz. Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla kriz, yüksek kur ve onun getirdiği yüksek fiyatlar vatandaşın sırtında bırakılmıştır. Nebati o yüzden ‘6 ay keşke uyusanız’ diyor. Millet artık uyandı. 6 ay sonra elinden tamamen gitmiş asgari ücreti görecek. Yine istikrarsız fiyatları ve mücadele edemeyen Merkez Bankası’nı görecek. Kimsenin gözüne uyku giremeyecek. Bütçede beş dakikası var adamın. 2 dakika dua, iki dakika tercüme, bir dakika da cumhurbaşkanına saygı okuyor. Geminin kaptanının kaptanlık belgesi yok, ehliyeti yok.

'BU GEMİNİN SÜRÜKLENMESİNE CHP İZİN VERMEYECEK'

O dediği Çin’in; enflasyonu sabit, kuru 20 yıldır sabit. Fabrika yanındaki yatakhane demek Çin modeli. ‘Bunu mu diyorsunuz’ dedik? Sonra Türkiye ekonomi modeli- TEM. Herhalde seçim kaybettikten sonra TEM’den gitti ya Binali Bey. Kendilerine ayrılan TEM’den hızlı bir şekilde seçim bittiğinde gittiklerinde, o zaman ekonominin düzelmesi mümkündür. Korkarız Nebati, daha bana kaptanlık belgesini yollayacaktı, belge melge gelmedi. Ehliyetsiz, liyakatsizliği ile buz dağına doğru sürükleniyor. Gemi batarken Edvard gibi ‘elveda arkadaşlar ben gidiyorum’ diyecek. Bu gemiyi batırtmayız. Ne kaptan Edvardlar geldi geçti ama bu gemini sürüklenmesine CHP izin vermeyecektir.

'DÜNYA GENÇLERİNİN BU ÜLKEYE GELMEYİ HAYAL KURDUKLARI ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ'

Bu 2022 yılına giren herkes şunu bilsin. Türkiye’ye büyük moral geldiğinde nasıl olumlu değişimler olacağını hep birlikte göreceğiz. Dünyanın gençlerinin bu ülkeye gelmeyi hayal kurdukları bir ülke haline getireceğiz. 4 partinin ekonomi masası harıl harıl çalışıyor. Kimse enseyi karatmasın. En kötüsü geride kaldı. En kötüsü Albayrak’tı geride kaldı ama bu işin sonunda Türkiye Cumhuriyeti liyakatli ellerde ve en büyük ittifakında herkese huzur, güven veren mutabakatı yaşayacağız. Yorulmanın, yılmanın, teslim olmanın, kaygıya kapılmanın değil; umudu yükseltmenin günleridir. Çok inat ederlerse çok hasar vererek 2023’te ama emin olun ki 2022’de negatif olan moralin pozitife döndüğünü göreceğiz.

''REİS NE DEMEK’ SORUSUNA BİRİ ‘ERDOĞAN’ DEMİŞ GEÇMİŞ DİĞERİ ‘TEMEL REİS’ DEMİŞ ELENMİŞ'

Çalışmış, yüksek not almış herkese, ‘söyleyemeyiz ama devletin bildiği var’ diyorlar. Çok mağdursunuz ya, bu kadarı kime yapıldı kardeşim? CHP iktidarında, bunlar gittiği gün, gelir gelmez ilk yapacağımız iş, mülakatı kaldırmaktır. Mülakatla olacak işlerde, kamera olacak. Elendin mi itiraz komisyonuna. ‘Beni haksız elediler.’ Orada da sonuç alamadı, mahkeme açık. Bunun dışında bir yöntemle kamuya alım yapılmayacak. Torpil listelerinin anlamı kalmayacak. Bugünkü torpil listelerinde, yargının yolu açılacak. Hesabı var kardeşim. İkisine de sormuşlar ‘reis ne demek’ diye. Biri ‘Recep Tayyip Erdoğan’ demiş geçmiş, biri ‘Temel Reis’ demiş elenmiş, böyle sübjektif olur mu?"