25 Kasım’da kadınlara yönelik polis şiddeti yapılan açıklamalarla protesto edildi. Yaşanan şiddete ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını açıklayan kadınlar, "Bugün birlikte ses çıkarmazsak yarın çok geç olabilir" dedi.

Özgürlüğümüz için susmuyoruz
Kadınlar 25 Kasım’da yaşadıkları şiddeti gerçekleştirdikleri açıklamayla protesto etti. (Fotoğraf: BirGün)

Kayhan AYHAN

25 Kasım Kadın Platformu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınların maruz kaldıkları polis şiddeti hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, "Herkesi birlikte mücadele etmeye, susmamaya, vazgeçmemeye, itaat etmemeye çağırıyoruz" denildi. Eylemde gözaltına alınan BirGün gazetesi muhabiri Yaren Çolak da “Kadınlar mücadelelerinden vazgeçmeyecek, basın da hiçbir zaman susmayacak" ifadelerini kullandı.

25 Kasım’da Taksim’de yapılan açıklama sırasında 226 kadın, pazar günü Kadıköy’de ise 118 kadın gözaltına alındı. 25 Kasım Kadın Platformu, polis şiddetini protesto etmek için Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklama öncesi eylemlerde kadırnların darbedilerek gözaltına alınmalarına ait görüntüler izletildi. Ardından platform adına açıklama yapan Özengül Ergün, “Devlet, kadınların şiddete karşı güvenli bir şekilde buluşmasını sağlamak yerine, tüm gücünü kadınları engellemek için seferber etti. 25 Kasım gecesi yaşananlar kamu düzenini kimin bozduğunu, toplumsal iç barışı kimin tehdit ettiğini, kimin hak ve özgürlükler sorunu yarattığını bir kez daha açıkça gösterdi” dedi.

VAZGEÇMEYECEĞİZ

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde kadınların yaşadığı polis şiddetinin, aleni bir Türkiye tablosu olduğuna dikkat çeken Ergün, sözlerine şöyle devam etti: “İktidarını korumak için her şeyi yapmayı göze alan AKP, kadınlar ve LGBTİ+’lar başta olmak üzere toplumsal muhalefetin tamamına karşı savaş açmış durumda. Yasaklarla, baskılarla, hukuksuz gözaltılar ve tutuklamalarla kendisine karşı mücadele edenleri bir bir geri çektirmeye çalışan iktidar karşısında kadınlar ve LGBTİ+’lar susmadı, korkmadı, itaat etmedi, vazgeçmedi. Son zamanlarda Türkiye’nin normali haline getirilmeye çalışılan bu şiddet ortamını konuşanı, yazanı, itiraz edeni ‘terörist’ diye hapseden bu iktidarın karşısında, herkesi birlikte mücadele etmeye, susmamaya, vazgeçmemeye, itaat etmemeye çağırıyoruz. Bugün birlikte ses çıkarmazsak yarın çok geç olabilir. Biz kadınlar haklarımızdan, hayatlarımızdan, mücadelemizden, özgürlüğümüzden, eşitlikten asla vazgeçmeyeceğiz."

BirGün muhabiri Yaren Çolak da, "Bugün iktidarın hedef gösterdiği tüm kesimler sokaklarda polis şiddetiyle karşılaşıyor. Kadına yönelik hedef göstermeler arttıkça polis şiddetinin boyutu da artıyor. Aynı şekilde basın da iktidarın hedefinde. Bu nedenle haber takibi yapmak da her geçen gün zorlaşıyor. Bizler kadın gazeteciler olarak alanda iki yönlü bir şiddete maruz kalıyoruz. Artık haber yapamıyoruz bir noktada haber yapamayan ama haber olan konuma geldik" dedi.

Gözaltına alınırken kimlik kartını göstermeye dahi fırsat verilmediğini kaydeden Çolak, "Darbedilerek ters kelepçeyle gözaltına aldındım. Fakat şunu biliyoruz ki bu yıldırma politikaları ne kadınlarda ne de basında etkili olacak. Kadınlar mücadelelerinden vazgeçmeyecek, basın da hiçbir zaman susmayacak" ifadelerini kullandı.

Platform, polis şiddetini belgeleyip suç duyuruları ile görevini kötüye kullanan doktorlara karşı disiplin soruşturmaları için hazırlık yaptıklarını açıkladı.

***

AVUKATLAR DA POLİS ŞİDDETİNE UĞRADI

25 Kasım’da avukatlar da şiddete uğradı. Hiçbir uyarı yapılmadan gözaltına alındıklarını belirten avukatlardan Damla Atalay yaşadıklarını BirGün’e anlattı. Atalay, "Polis bizi sürükleyerek, bazı arkadaşlarımızı ölüme ve kalıcı sakatlıklara sebebiyet verecek derecede darbederek ters kelepçe işkencesiyle gözaltına aldı. Bir avukat arkadaşımız yüzü ve başı tekmelenerek, ağır darbedildi. Arkadaşımızın araca alındıktan sonra dahi kanayan burnunu, yüzünü silmesinin engellendiğini öğrendik. Avukat olduğumuzu, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının Anayasa ile güvence altına alınan bir hak olduğunu her halükarda zaten uyarı yapılmadan gözaltı yapılamayacağını, ters kelepçenin işkence olduğunu ve kamu görevlisi olduğumuz için avukatların alınamayacağını ben de meslektaşım da defalarca söyledik. Meslektaşımı yüz ve başından tekmeleyerek ağır şekilde darbeden polisler beni de sözlü şiddet ve işkence ile gözaltına aldı. 6 saat ters kelepçe işkencesi ile gözaltında tutuldum. Soruşturma aşamasında da avukatları silmeye çalışan polisler, hem avukatın temel görevini yapmasını engellemiş hem de yurttaşlık haklarını ihlal etmiştir" ifadelerini kullandı.