Barış Akademisyenleri tarafından yayımlanan, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirisinin yıldönümünde yazılı açıklama yapılarak "Bizler, ağaca, canlıya, akla düşman bir zorbalığa karşı hak ve özgürlüklerimizi savunmaya, özgür bilimsel eğitim ve araştırma için vicdanımızı dinlemeye, hakikati aramaya ve ifade etmeye devam edeceğiz” denildi.

"Özgürlük gelene kadar mücadeleye devam"
(Arşiv)

HABER MERKEZİ

Barış Akademisyenleri'nin, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirisinin yıldönümünde yapılan açıklamada; "Türkiye'ye barış, akademiye özgürlük gelene kadar mücadele edeceğiz” denildi.

İnsan hakları savunucuları ve dayanışma akademileri, 11 Ocak 2016’da bin 128 akademisyenin imzasıyla yayınlanan 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirinin yıl dönümünde yazılı açıklama yaptı.

Aradan geçen 8 yılın tarihe 'sosyal ölüm' olarak geçen siyasi yargılamalar, imza çekmeye zorlama, açığa alınma ve yıldırmalarla geçtiği belirtilen açıklamada, aynı zamanda ortaya çıkan dayanışmaya da dikkat çekildi. 822 imzacı akademisyenin “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla ceza mahkemeleri önünde yargılandığı dile getirilen açıklamada, 2019 yılında AYM’nin Barış Bildirisi’ne imza atmanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmetmesiyle birlikte akademisyenlerin beraat ettiği kaydedildi.

Buna rağmen Kamu/Vakıf üniversitelerinde çalışan imzacı akademisyenlerden 406’sının ise OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri ile akademik görevlerinden ömür boyu çıkartıldığı kaydedilen açıklamada, Türkiye'ye barış akademiye özgürlük gelene kadar mücadelenin süreceği vurgulandı.

Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasına da değinilen açıklamada, “7 yıl sonra bugün, bu kez, barış akademisyeni, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklu yargılandığı bir davanın duruşmasının yapıldığı 11 Ocak tarihinde, tarihe bir kez daha kayıt düşüyoruz; bizi açlıkla, yoksullukla, siyasi yargıyla terbiye etmeye çalışanlara dayanışma ve hak savunusu ile yanıt veriyoruz. Bu coğrafyada yaşayan halklara, ağaca, çocuğa, kadına, bilim ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak suç değil, onurlu bir görevdir. Bizler, ağaca, canlıya, akla düşman bir zorbalığa karşı hak ve özgürlüklerimizi savunmaya, özgür bilimsel eğitim ve araştırma için vicdanımızı dinlemeye, hakikati aramaya ve ifade etmeye devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.