CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar rezerv tartışması ile ilgili olarak, “2017’de ucube tek adam rejimine geçişin oylanacağı referandumu, 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimini ve 2019’daki yerel seçimleri kazanmak için satılmış” dedi.

Öztrak'tan yeni '128 milyar dolar' açıklaması: Seçimleri kazanmak için satılmış

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Öztrak, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar rezerv tartışması ile ilgili, “AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş çıktı, ‘pandemi krizi çerçevesinde bu ülkenin insanlarının menfaatine harcanmıştır’ dedi; tek bir cümleye bu kadar yalanı sığdırmak, gerçekten büyük marifet. Pandemi, 2019’da başlamadı. Merkez Bankası Başkanı, rezervlerin satış tarihini 2017’ye kadar çekti. Yani, rezervler pandemiden çok önce eritilmeye başlanmış. 2017’de ucube tek adam rejimine geçişin oylanacağı referandumu, 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimini ve 2019’daki yerel seçimleri kazanmak için satılmış” diye konuştu.

Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

'ERDOĞAN ŞAHSIM REJİMİNİN VERDİĞİ ZARAR BUGÜNE KADAR OLAN TÜM KRİZLERİN TOPLAMINDAN DAHA AĞIR'

"98 yıllık cumhuriyet tarihimizde, dolar cinsinden fert başına gelirin, 7 yıl üst üste düştüğü tek bir dönem var. O da 2014 ile 2020 arasındaki dönem. Yani Erdoğan şahsım rejiminin inşa edildiği ve iş başı yaptığı dönem. Yine dolar cinsinden milli gelirimizin, üst üste dört yıl daraldığı sadece iki dönem var. Birincisi 1944-1947 dönemi, yani İkinci Dünya Savaşı ve hemen ardından gelen dönem.

İkincisi ise 2017 ile 2020 arasındaki dönem, yani Erdoğan şahsım rejiminin iş başı yaptığı dönem. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923’ten 2002’ye kadar geçen dönemde, yani AK Parti iş başı yapana kadar, bu ülke 1929 büyük ekonomik buhranını, İkinci Dünya Savaşı’nı, Sovyet tehdidini, Kore Savaşı’nı, 1970’lerdeki petrol krizlerini, Kıbrıs Barış Harekâtı ve ardından gelen ambargoları, 1961 ve 1980 askeri darbelerini, 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, 1999 Marmara Depremi’ni yaşadı.

Tüm bu kriz ve badirelerin, milli gelir cinsinden maliyeti 227 milyar dolar oldu. Peki, 2014’ten 2020’ye kadar, yani bu ucube rejimin inşa ve faaliyet döneminde, milli gelir kaybımız ne kadar? 241 milyar dolar. Rakamların söylediği gayet açık: Erdoğan şahsım rejiminin tek başına ülkemize verdiği zarar bugüne kadar yaşadığımız tüm felaket ve krizlerin toplamından çok daha ağır.

128 MİLYAR DOLAR SEÇİMLERİ KAZANMAK İÇİN SATILMIŞ

Erdoğan ilkin çıktı, ‘para, Merkez Bankası kasasında, kaybolan bir şey yok’ dedi. Sonra çıktı, ‘salgın bahanesiyle finansal dalgalanma yaratmak isteyenlere karşı kullandık’ dedi. Bir başka AK Parti yetkilisi çıktı, ‘Türkiye’nin 128 milyar dolar satılabilir döviz rezervi hiç olmadı’ dedi. Merkez Bankası Başkanı çıktı, ‘bir protokol dâhilinde, bu dövizleri 2017’den itibaren sattık’ dedi. En son Hazine ve Maliye Bakanı çıktı, ‘yöntemi eleştirebilirsiniz ama kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız’ dedi, ama ardından da ‘bu şekilde döviz satışlarının, kendi döneminde durdurulduğunu’ söylemeyi ihmal etmedi.

Yani her kafadan ayrı bir ses çıktı. Bazen de aynı kafadan birkaç ayrı ses çıktı. Geçtiğimiz hafta, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş çıktı, ‘128 milyar dolar, 2019 yılının başından, 2021’in ilk yarısına kadar süreyle, dünyanın yaşadığı pandemi krizi çerçevesinde, ülkemizde evlerine kapanan, işyerleri kapanan, faaliyetlerine devam etmeyen, işsiz kalan işçilere destek olmak üzere, bu ülkenin insanlarının menfaatine harcanmıştır’ dedi.

Allah için büyük marifet. Tek bir cümleye bu kadar yalanı sığdırmak, gerçekten büyük marifet. Birincisi ülkemizde pandemi 2019’da başlamadı. Pandemi Türkiye’ye 2020 mart ayında geldi. Rezervler ne zaman satılmaya başlandı? Merkez Bankası Başkanı, rezervlerin satış tarihini 2017’ye kadar çekti. Yani, rezervler pandemiden çok önce eritilmeye başlanmış. 2017’de ucube tek adam rejimine geçişin oylanacağı referandumu, 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimini ve 2019’daki yerel seçimleri kazanmak için satılmış.

'BU HÜKÜMET MİLLETİMİZİ SİNİR HASTASI ETMİŞTİR'

Salgında vatandaşlarına en az doğrudan gelir desteği veren hükümetlerin başında, Erdoğan şahsım hükümeti geldi. Bu nedenle çok sayıda müzisyen ve kahveci esnafımız, işsiz ve çiftçi kardeşimiz canına kıydı. Bu hükümet, milletimizi depresyona sokmuştur, sinir hastası etmiştir. İşte daha yeni açıklandı. 2020’de Covid-19 kaynaklı, depresyon ve anksiyete vakalarının artışında, ülkemiz Avrupa birincisi olmuş. 128 milyar dolar gerçekten millet için harcanmış olsaydı, millet depresyona girer miydi? 128 milyar dolar meselesi sıradan bir iş değildir.

Dünya tarihine geçecek büyüklükte bir finansal fiyaskodur. Rezervlerin eritilmesi kadar, satış yöntemi de görülmemiş bir skandaldır. Yapılan bu siyasi hovardalık yüzünden ortada çok ciddi bir kamu zararı var. Bizim hesaplarımıza göre 128 milyar dolar, ortalama 6 lira 30 kuruş, 6 lira 40 kuruş civarından satıldı. Bugün dolar kuru 9 lira 55 kuruş civarında. Yani ortada 416 milyar liralık devasa bir kamu zararı var.

Bu 128 milyar dolar kimlerin cebine gitti? Kimlere ucuza peşkeş çekildi? Bunlar mutlaka ortaya çıkacak. Hesabı da mutlaka sorulacak. Bugün dolar kuru 10 liraya dayandıysa, bunun en önemli sebeplerinden biri de milletin 128 milyar dolarının çarçur edilmesidir. Bu nedenle paramız, içeriden ve dışarıdan gelecek ters dalgalara karşı tamamen savunmasız kalmıştır. Bugün hala Merkez Bankası’nın döviz kasası açık veriyor."

'HAMZA DAĞ BOYUNU AŞAN BU İŞLERİ BIRAKSIN'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın “Bu tezkerede bütün siyasi partilerin nerede yer aldıklarını çok net bir şekilde görürüz. Önceki oylamalarda 'evet' diyen CHP, bu oylamada 'hayır' diyerek kendisi ile çelişmiştir. Çok açık bir şekilde kendisini inkar etmiştir. Bu bir ittifak değildir, bu iltihaktır” sözlerine Öztrak, şu yanıtı verdi:

“Hamza Dağ boyunu aşan bu işleri bıraksın. Partisinde özgül ağırlığı olan Bülent Arınç’ın iddialarına yanıt versin. Tezkere neden 2 yıl süreyle çıktı onu açıklasın.”