Fakhar Zaman Pakistan, Edebiyat Akademisi’nin önceki başkanı. Benazir Bhutto hükümetinde bakanlık yapmış, ülkesinin en önemli edebiyat ödülünü kazanmış bir yazar. Sordum yazdı, sağ olsun:
“Geçen ay birkaç gün kaldığım İstanbul’a âşık oldum. Tarih ve doğası, mutfağı zengin, insanları cana yakın, kibar, konuksever. Pakistanlı olduğumu öğrenenler daha da yakın davrandı.
Türkiye ile Pakistan pek çok bakımdan benzer ama aynı zamanda farklı. Türkiye özgürleşme ve laiklik açılarından daha gelişkin. Pakistan ise daha modernleşme sürecinde. Dinci yobazlar ülkenin toplum ve kültür dokusuna zarar veriyor ve tehlike büyüyor. Muhammed Ali Cinnah’ın 11 Ağustos 1947’deki Kurucu Meclis konuşmasında belirttiği gibi, Pakistan azınlıkların tam haklara sahip olduğu laik, ilerici, özgürlükçü bir ülke olmalıdır. Ama ne yazık ki Zülfikâr Bhutto ile Benazir Bhutto’nun Halk Partisi dışındaki partiler sağ eğilimli olup ülkenin kurucusunun temel hedefine temelden karşı. Türkiye laik ve özgürlükçü yönlerini sağda gelen meydan okumalara rağmen koruyabilmiş. İnsan hakları ihlalleri konusunda raporlar var ama yeterli bilgim yok. Azınlıklarla ilgili baskılar söz konusu, sanırım.
Sünni mezhebi, Türkiye gibi Pakistan’da da güçlü, ek olarak Vahabi ve Selefi akımlarının etkisi görülüyor. Öte yandan, büyük bir Şii topluluğu da var. Toplumun kaynaşmış bir parçası ama dönem dönem baskıya uğramıştır.
Ordunun iç siyasette çok olumsuz rolü olmuş, kuruluştan bu yana geçen zamanın yarısında yönetimde kalmıştır. General Ziya Ül Hak diktası en baskıcı, faşist dönemdi. Cunta, seçimle başa gelen ilk başbakan olan Zülfikâr Ali Bhutto’yu devirip idam etti. Uyuşturucu, kalaşnikof ve mollalar 1977-87 yıllarında palazlandı. Tarihimizin o en karanlık döneminde halk hor görüldü, yazar ve aydınlar işkenceden geçirildi, hapsedildi. Askerî diktaya direnen yiğit yazarlar oldu. Beş kitabım yasaklandı, meydanlarda yakılan kitaplar arasında yer aldı. Buna karşılık vicdanını satanlar da oldu. Umarım Türkiye’deki siyasetçiler laiklik, özgürlük ve demokrasiden ödün vermez.
Dinci yobazlar zaman zaman şiddete başvuruyor, özellikle kadınları mağdur ediyorlar. Ama Pakistan yazılı basını ile sosyal medyası özgür, duyarlı ve tepkili. O sayede hak ihlalleri azaldı.
Pakistan PEN Merkezi’nin kapanmasına üzüldüm. Canlandırılması için elimden geleni yapmaya hazırım.
Umarım Türkiye, laik yapısını korur. Tersi, toplumun karmaşık yapısına aykırı düşer.”