Saadet Öğretmen’in son bir haykırış olarak zihinlerimize ve vicdanlarımıza kazıdığı pamuk ipliğini güçlendirmek ve tüm eğitim emekçilerinin sağlam bağlarla birlikte mücadelesini sağlamak, bu karanlıktan çıkışımızın tek yoludur

Pamuk ipliğini güçlendirmek

Zehra Kulalı Gezici*

24 Kasım nedeniyle malum, öğretmenlik mesleğine dair çokça hamasete maruz kalacağız.

1948 tarihli İnsan hakları Evrensel Bildirisi’nde her insanın eğitim hakkı olduğu ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ise her çocuğun parasız, temel eğitim hakkı bulunduğu ilan edilmiştir.

Buradan bakıldığında eğitimin devletin temel görevlerinden olduğu tarif edilebilir.

Ancak, eğitime ayrılan kamu bütçesi ve eğitimin yapısı gereği kurucu bir unsur olması nediyle “nasıl bir eğitim’’ meselesini hep tartışılan bir konu olmaya devam etmiştir.

Eğitimin kurucu bir unsur olması nedeniyle neoliberal politikalar açısından eğitimin piyasaya açılması yeterli değildir. Sistemin yeniden yapılanma ihtiyacından kaynaklı olarak da bir anlamı vardır. AKP’nin siyasal-ideolojik hedefleri ve ihtiyaçlarına paralel olarak hızlanan yapısal değişikliklerin en başında eğitimde yapılan 4+4+4 yapısal değişikliği gelmektedir. Bu değişiklikle eğitim; dinselleşme, ticarileşme ve işçileştirme politikaları üzerine oturtulmuştur.

Eğitim Sen ‘in 2018/ 2019 sene sonu raporuna göre;

Eğitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasında özel okulöncesi eğitim kurumlarındaki öğrenci sayısı yüzde 53, ilkokullarda öğrenci sayısı yüzde 40, özel ortaokulda yüzde 96 ve özel liselerde okuyan öğrenci sayısı yüzde 305 artmıştır. 15 Temmuz 2016 sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Nisan 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 100 bini aştı. Ücretli öğretmen sayısının ise 92 bin olduğunu görüyoruz. Özel okullarda çalışan öğretmen sayısının da 150 bin olduğunu biliyoruz.

pamuk-ipligini-guclendirmek-653222-1.
Saadet Öğretmen

15 Temmuz sonrasında, sözleşmeli öğretmen atamaları sözlü sınav/mülakat üzerinden yapılmaya başlanmış, öğretmen atamalarında liyakatin adım adım terk edilerek yerine sadakatin gelmesine, KPSS birincilerinin elendiğine tanıklık ediyoruz. Öğretmen atamalarında siyasi torpil ve kayırmacılığı ön planda olduğu, eşit yurttaşlık ilkesinin rafa kalktığı, öğretmen atamalarının öğretmenlik meslek ilkelerine göre değil, iktidarın siyasal çizgisine göre belirlendiğini görüyoruz. Sözleşmeli olarak atanan çok sayıda öğretmenin sözleşmesinin ‘güvenlik soruşturması’ gerekçe gösterilerek iptal ediliyor.

Öğretmenlik meslek kanun tasarısının da içinde olduğu 2023 Eğitim vizyon belgesi; öğretmenlerin hiçbir şekilde sürece dahil edilmediği, iradesi dışında yasalaştırılmaya çalışılıyor. Sözleşmeli öğretmenlik ile meslektaşlarımızın aile bütünlüğü gibi anayasal haklarının olmadığını, hatta kadroya alınma durumlarının ancak yandaş sendika üyesi olamaktan geçtiği gibi ciddi siyasi baskılara maruz kaldıklarına tanıklık ediyoruz.

Diğer yandan ücretli öğretmen arkadaşlarımızın sadece maaş karşılığıyla ve 16 günlük sigorta primi ile 30 saat ders karşılığında 2000 tl’ ye varmayan bir ücretle çalıştıklarını, hasta olduklarında ve tatillerde ücretlerinin kesildiğini, örgütlenme haklarının ellerinden alındığını biliyoruz.

Birçok öğretmenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için ek iş yapmak zorunda kaldığına tanıklık ediyoruz.

pamuk-ipligini-guclendirmek-653223-1.

Öğretmenler odasında çok farklı istihdam biçimleriyle ve statüyle ayrılan öğretmenlerin birlikte mücadele olanaklarını güçleştiren bu sistem, çalışma barışının da önünde bir engel olarak durmaktadır.

Dini cemaat, vakıf ve derneklerle yapılan protokoller kamusal eğitim hakkının önünde bir engel olmakla birlikte, öğretmenlik mesleği yerine ikame edilen kişilerce de itibarsızlaştırılmaktadır.

2023’te sayıları 1 milyona ulaşacak atanmayan öğretmenler ve işsizlik her gün meslektaşlarımızı aramızdan alırken, öğretmenlik mesleğinin itibarını ve geleceğini de tehlikeye sürüklemektedir.

Saadet Öğretmen’in son bir haykırış olarak zihinlerimize ve vicdanlarımıza kazdığı pamuk ipliğini güçlendirmek ve tüm eğitim emekçilerinin sağlam bağlarla birlikte mücadelesini sağlamak, bu karanlıktan çıkışımızın tek yoludur. İstihdam rejimine, statü politikalarına, mobbinge, soruşturmalara ve yalnızlaştırmaya karşı yüz yılı aşkın mücadelenin hafızasını bugüne taşıyanlar tüm eğitimcilerin ortak mücadelesini kurarak birleşik mücadelenin sesini yükselteceklerdir.

*Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı

cukurda-defineci-avi-540867-1.