Pandemi dönemindeki kısıtlama uygulamaları eleştiren Viranşehir Savcısı Eyüp Akbulut görevinden uzaklaştırıldı.

Pandemi kısıtlamalarını eleştiren savcı görevden uzaklaştırıldı

HSK 2. Dairesi, pandemi kısıtlamaları ve kesilen cezaları eleştiren Viranşehir Savcısı Eyüp Akbulut’u görevden uzaklaştırdı.

HSK'dan yapılan açıklamaya göre, HSK 2. Dairesi, Savcı Akbulut hakkında HSK müfettişlerince hazırlanan ön raporu görüştü.

Hakkında soruşturma yapılan savcının, bulunduğu hal üzere göreve devamının yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceği kanaatine ulaşan Daire, Akbulut'un oy birliği ile Hakimler ve Savcılar Kanununun 77'nci maddesi gereğince, geçici olarak görevden uzaklaştırılmasına karar verdi.

Viranşehir Savcısı Eyyüp Akbulut ‘Esenlik Bildirisi’ başlığıyla bir video yayınlamıştı. “Pandemi genelgeleri hukuki değil” diyen Cumhuriyet Savcısı, ‘’Bunları söylediğim için muhtemelen işimi kaybedeceğim” diye konuşmuştu.

NELER SÖYLEMİŞTİ?

Uygulanan yasaklar ve yargı ile ilgili kabul edilemeyecek sorunlar olduğunu söyleyen savcı Eyüp Akbulut, kanunda “Vali gereken tedbirleri alır ifadesinin” gerekçe gösterilerek yapılan uygulamaların hiçbir şey ifade etmediğini kaydetmişti. Akbulut, bu uygulamaların bu kanuna istinaden yapılamayacağını savunmuş, kabahatler kanunun 32. maddesinin istismar edildiğini söyleyerek emrin yahut yasaklamanın kanunda açıkça düzenlenmesi gerektiğini fakat burada böyle bir unsur bulunmadığını dile getirmişti.

Alınan önlemlerle alakalı olarak il idaresi yasasının zikredildiğini ve işlemlerin 11C ve 66. maddeler uyarınca yapıldığını ifade eden Cumhuriyet Savcısı Eyyüp Akbulut, “Ancak bir yasada “Vali gereken önlemler alır” denmesi bu kısıtlamalar için hiçbir şey ifade etmez. Yoksa vali bizlere aklımızın almayacağı şeyler de emredebilir. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında dar yorum esastır. Kanunilik ilkesi caridir. Bunu bu yasaya istinaden yapamazsınız” şeklinde konuşmuştu.

Akbulut, “Aşı ikna timleri kurulup insanlar aşılanıyor ve onay belgesi isimi altında bir belge imzalatılıyor. Benim incelediklerimde biyotıp sözleşmesi, hasta hakları yönetmeliği gibi mevzuatın ön gördüğü koşulları sağlayan ibareler o metinlerde yer almıyor. Bu metinler hukuken çöp. Çünkü pek çok insanın tereddütleri varken ve bu tereddütler yetkililer tarafından giderilmezken, ortada soruşturma açılmasını gerektirir pek çok iddia varken aydınlatılmış rızanın varlığından bahsedilemez. Aşının prospektüsünde yer verilen yan etkiler, ikazlar dahi o metinde yazmıyorken, ortada aydınlatılmış rıza var denemez. Ben aşı karşıtı birisi değilim, mesleğim icabı ismime aşı tanımlandığı için incelemeye başladım. Ve araştırırken de medyada bilimsel verilerle de desteklenen, tıp sahasında uzman kişilerin beyanlarını, raporlarını gördüm. Bunlar kan dondurucu ifadeler. Cumhuriyet savcısı bunları ihbar kabul edip soruşturma yapmak mecburiyetinde. Ancak bu dillendirildiği zaman insanlar cesaret edemiyor. Ben işim gereği lüzumlu cesareti gösteriyorum.” demişti.