Pandemide seyahat fotoğrafçılığı

ÖZHAN ÖZDE

Koordinatörlüğünü yaptığım İFSAK Gezi Birimi için organize ettiğimiz Küba Fotoğraf Gezisi, katıldığım son yurtdışı fotoğraf gezisiydi. Hep birlikte, modern zamanların getirilerini yeniden deneyimlemiştik. Uzak coğrafyalarda bile gezginlerin hayatını kolaylaştırabilmek adına yapılan düzenlemeler (konaklama, ulaşım, yeme-içme vb.) gözümüzden kaçmamıştı. Etkin bilgiye ulaşabilmenin en kestirme yolları olan kütüphaneler ve müzelerdeki yeniden yapılanmalar, yabancı dil bilen lokal insan sayısındaki artış, çevrimiçi iletişim kanallarındaki neredeyse sınırsız olanaklar seyahat keyfini arttırıyordu. Benzeri sebeplerle turistik amaçlarla gezen insan sayısındaki artış ise popüler yerleri kalabalıklara boğuyordu. Buralarda güncel yaşayıştaki değişimi rahatlıkla görebiliyorduk ve kültürel değişimi kadrajlayabilme imkânı buluyorduk. Castro’dan sonraki Küba, ekonomik meselelere çözüm arayan Küba, kolonyal dönemin el değmemiş sokaklarına sınırlı imkanları ile kentsel yenileme uygulamaya çalışan Küba, tüm devlet sistemine güncelleme talep eden gençlerle dolup taşan Küba hem fotoğraflarımıza hem de zihnimize yansımıştı. Edindiğimiz izlenimlerle oluşturduğumuz güncel sorularımızı yanımıza alıp, yeniden buluşmak üzere Havana’ya veda ettik ve uzun süreli uçuşumuza başladık.

Bu uçuşun sonunda başka bir gerçekliğe varacağımızı hiç düşünmemiştim. 2020 yılı Şubat ayını neredeyse hiçbir haberi takip etmeden geçirdiğim için pandeminin ne kadar ciddi bir hal aldığını tam kavrayamamıştım. Önceden planladığımız Transilvanya gezisine kafa yormaya başladığımda hızlıca iptal işlemleri gerçekleştirdik ve arkasından karantina uygulamaları başladı. Böylelikle, yoğun bir seyahat programım varken aniden tüm takvimim senelerdir ilk kez boşalmış oldu. 2020 yılı Mart ayının başladığı günlerde geçen ve benim için unutulmaz bir hatıra olarak yaşayacak bu hikâyeden kısaca bahsetmemin nedeni, yeni normal dediğimiz kavrama adım atarken sık seyahat eden fotoğrafçılar adına bir örnek vermekti.

Aradan geçen yedi ayda yaşadıklarımıza sanırım kimse hazır değildi. Bu süreçte seyahat fotoğrafçılarının ilgisi nerelerdeydi biraz da bu konudan bahsederek devam etmek istiyorum. Basitçe anlatmak gerekirse seyahat fotoğrafçısının; seyahat öncesinde araştırmak, planlamak ve hazırlık yapmak, seyahat esnasında oluşan fırsatları görebilmek ve etkili fotoğraflar üretebilmek, seyahat sonrasında elde edilen fotoğraflardan bir seçki yapmak ve yaratıcı ürünler (gösteri, sergi ya da detaylı bir metin ile zenginleştirilmiş dergi ya da blog yazısı gibi) ortaya koymak ile devam eden bir iş akışı vardır. Seyahat edebilmenin mümkün olmadığı ya da kendimiz ve çevremizdekiler için ciddi sağlık riskleri oluşturduğu günlerde fotoğrafçılar, ilgilendikleri seyahat öyküleri üzerine yaptıkları araştırmalara odaklandılar.

Bu durum, beraberinde önceden var olmayan imkanlar da sağladı ve sağlamaya devam ediyor. Yapılan araştırmaların temelini oluşturan kitaplar için neredeyse tüm yayınevleri ve kitapçılar seyahat, görsel kültür, referans kitapları gibi birçok yayınında ciddi indirimler ve gönderi kolaylıkları sağladı. Özellikle fark yaratan gelişmeler çevrimiçi alanda gerçekleşti. Önce Instagram, YouTube vb. kanallarda bilinen gezgin ya da fotoğrafçıların canlı yayınlarına tanık olduk. Dikkate değer bilgi ve tecrübelerin paylaşıldığı bu yayınlar sokağa çıkılamayan günlerde başlayarak hızla arttı ve konuyla ilgilenenler tarafından dikkatle takip edilir hale geldi. Çevrimiçi kütüphaneler belirli periyotlar ile tüm ziyaretçileri ücretsiz olarak kabul etmeye başladılar. Eşzamanlı olarak sayısız dijital arşiv de kullanıcıların erişimine açıldı. İçerik üreticileri de bu kaynaklara erişimi listelemeye koyuldular. Örnek vermek gerekirse https://www.flickr.com/commons linkinden ulaşılan portal, katılan ve destek veren kuruluşlarla birlikte önceden uzun zaman ve emek gerektirecek araştırmaları çok daha etkili ve hızlı yapabilmeyi sağlamaya devam ediyor. İnanılmaz boyutta veri barındıran Google ise Arts&Culture (https://artsandculture.google.com) ve Kitaplar (https://books.google.com.tr) bağlantıları ile çok yönlü araştırmalara imkân sağlıyor. Yine çevrimiçi çeviri hizmetlerinde yapılan güncellemeler ise hâkim olmadığımız yabancı dillerde de araştırma yapabilmeyi kolaylaştırıyor. Benzeri şekilde önemli müzelerin çoğu (örneğin Louvre Müzesi https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne#tabs) çevrimiçi gezilebiliyor.

Güncel imkânları bu şekilde birbiri ardına sıralayarak düşündüğümüzde, evde kal çağrılarına kulak vermek, okumaya, dinlemeye ve izlemeye daha fazla vakit ayırmak için oldukça doğru bir zaman olduğu sonucuna rahatlıkla varıyoruz. Neticede, sürecin sağlıkla geride bırakılmasını diliyor, seyahatlerimize kaldığımız yerden devam etmek için hazırlanıyor ve elden geldiğince zamanımızı efektif kullanmak için gayret sarf ediyoruz.