Bir coğrafyayı tanımanın en hızlı yolu, kadın ve çocukları izlemektir. Gözlerini kaçıran bir kadınla, dosdoğru yüzüne bakarak konuşan kadının yaşadığı şehirlerin rengi de, kokusu da bir olmaz. Çocuk da bazı yerlerde daha çocuktur mesela. Kimisi, yolcu uçaklarına neşeyle el sallarken, kiminin ilk bildiği savaş uçağı olur. Kiminin oyun oynadığı mahallede şeker satılır, kiminin top koşturduğu sokakta tank dolanır. Kadın, kadınlığından utanır; çocuk, çocukluğunu tanımaz. Yedi yaşındaki Muhammet ve altı yaşındaki kardeşi Furkan, küçük bedenlerinde büyümüş yüzler taşıyan çocukların yaşadığı Silopi’de doğdu. Büyük bedenlerde küçülmüş düşler ülkesi Türkiye’de de toprağa verildi. Çünkü altı ay önce bir gece yarısı, üzerlerinden zırhlı polis panzeri geçti. Evlerinde; kendilerini en güvenli hissetmeleri gereken anda; uykudayken... Öyle bir hızla dalmıştı ki eve panzer; duvar, kolon ne varsa yıkmış ve yer yatağında uyuyan iki kardeşi öldürmüştü. O günden beri; başta baba Mesut Yıldırım ve aile olmak üzere, yüreğinde insan olmanın sorumluluğunu taşıyan herkes adalet peşinde.

•••

Gürültüyle koştukları salonda çocuklarının ölüsüyle karşılaşan anne baba, akıllarını kimsenin tahayyül edemeyeceği şekilde yitirirken, polisler çekip gitmişti bile. İki çocuk devletin panzeriyle yataklarında öldürülmüştü ve bu tepeden aşağı bütün sorumluların hesap vermesini gerektiriyordu. Kardeşlerin ölümü, üst düzey yetkililer tarafından sessizlikle karşılanırken iki polis geçen salı günü (17 Ekim) hakim karşısına çıktı. Sürücü polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren Murat Maden ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 15’e yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Tutuklu polis Yeğit, panzeri kullanmak için kurs almamış ve sertifikası da yok. Bu ifadenin, görevlendirmeyi yapan yetkililerin ihmalini gözler önüne seren açıklığının yanında ortaya çıkardığı bir diğer şey de; kontrol etmesi özel eğitim ve deneyim isteyen kim bilir daha kaç panzerin daha sokaklarda ehliyetsiz kişilerin elinde gezindiğine dair o korkunç şüphe!

•••

Ehliyetsiz araç kullanmak, kazaya ve ölüme sebebiyet vermek bir suç! Muhammet ve Furkan da ehliyeti olmadan panzer kullanan, kullanmasına izin verilen bir polis memuru tarafından, yataklarında uyurken öldürüldü. İlk duruşmada, tutuklulukla geçen sürenin yeterli ve delillerin de toplanmış olduğunu düşünen savcı sanık polis memurunun tutuksuz yargılanmasını istedi. Oysa ki, olaydan dakikalar sonra panzerin kaldırılmasıyla olay yeri incelemesi yarım bırakılmıştı. Çekilen aracın direksiyonunda da parmak iznine rastlanmamış ve bunun delil karartmaya yönelik bir girişim olduğu şüphesi doğmuştu. Ancak avukatların, delillerin toplanmadığı gerekçesiyle tutuklu yargılanmasını talep ettiği sanık polis memuru Ömer Yeğit, ilk duruşmada tahliye edildi. Aile üzgün. Avukatlar, STK’ler yeni ölümlerin yaşanabileceğine dair kaygılı.

•••

Bilirkişi raporuna göre panzer eğitimli personel tarafından kullanılıyor olsaydı bugün iki kardeş belki de yaşıyor olacaktı. Ehliyeti olmamasına rağmen polis memurunu panzeri kullanması için görevlendiren kim? Araçta en az iki kişi olması gerekirken, Yeğit’in tek başına panzer kullanmasına izin veren kim? Benzer araçlarla onlarca çocuğun öldüğü bölgede; sürücü polisin tahliyesini isteyen savcı, emri verenin peşine düşer mi? “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmene bir yıl üç ay hapis cezası kesen mahkemelerden, evinde panzerle öldürülen Furkan ve Muhammet için adalet çıkar mı?