Ezan ve bayrak, Türk-İslam sentezi… Sedat Peker’in söylediklerinin önemini anlamak için aynı anda yaptığı ‘Bozkurt’ ve ’Rabia’ işaretlerine bakmak yeter. O, bu işaretlerin tam ortasında olan, içeriden biri. Devletle, uzun soluklu ilişkileri var. Ayrıca anlattıklarını belgeliyor ya belgelenmesini sağlıyor.

CİHADİZM: BİR RANT KAPISI

Önceki gün, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akrabası Serdar Ekşioğlu ile yaptığı görüşmeyi yayınladı. Sonra da tweet attı: “Hepimiz aileyiz, her suçta beraberiz.” Suriye’ye yollanan silahlar yine gündeme geldi. Dahası, bunlardan alınan paylar dikkat çekti. Cihadizmin aynı zamanda bir rant kapısı olduğu ortaya çıktı.

“ÜMMETİN GASPÇILARI”

Peker, 9’uncu videosunda sağlamasını da yaptı: “Siz ümmetin hamisi değil, siz ümmetin gaspçısısınız!” İddialar, uyuşturucu, yolsuzluk-gasp, uluslararası terörizm ve paramiliter faaliyetler olarak listelenebilir. ‘Tepeden’ tırnağa suç var! Şimdilik, ’Uluslararası suçlar’ ve paramiliter’ faaliyetlere bakalım.

SURİYE SAVAŞI ÖĞRETTİ

Her şey Suriye’de başladı. Cihadizm ve akıncılık, kendini Suriye’de güncelledi. Ülkücüler, cihadizmden feyz aldı. Hatay’ın karşısındaki Yayladağı’nda bile, bugün anlatılan geniş tablonun, yedeklenmiş tüm klasörünü buluruz. AKP ve MHP tabanının kaynaştığı yer.

EZAN VE BAYRAĞIN KESİŞİMİ: HEPSİ ORADA!

Yayladağı’nda ayrıca, Heysem Topalca gibi istihbarat ile çalışan, kimyasal sevkiyatı yapan ‘sonra da ortadan kaldırılan’ kişilerin izini bulur, uyuşturucu ve silah kaçakçılarının cirit attığını görürüz.

Yayladağı, Konya’dan Adana’ya oradan Hatay’a uzanan dinci dernekleri içine alacak kadar geniştir! MHP’de siyaset yapan, Boğaziçilileri tehdit eden ve düşürülen Rus uçağı pilotunun kafasını kesen Alparslan Çelik oradadır!

YANGINI HER YERE YAYDILAR

Suriye yangını, Türkiye’yi de yakıp Avrupa’ya sıçradı. Cihadizm ve akıncılık aynı çanakta Milli Talebe Birliği’nden gelen, İslamcılığı benimseyip ülkücülüğe göz kırpan AKP MKYK üyesi Metin Külünk gibi ‘seçilmiş’ kişiler tarafından karıştırıldı.

ALMANYALI OSMANLILAR

Bozkurt ve Rabia onlar sayesinde formatlandı ve bu ‘kardeşlik’ Yayladağı’ndan Hatay’a, oradan İstanbul ve Ankara’ya ardından da Avrupa’ya ulaştı. Külünk, Almanya’da, Almanyalı Osmanlılar (Osmanen Germania) ile aynı masada!

Çete, 2014’te kuruldu. 300’den fazla fiili üyesi vardı. Motosiklet ya da boks kulübü diyorlardı. Faaliyetleri, 4 yıl sürdü, 2018’de Almanya İçişleri Bakanlığı’nca yasaklandı.

Rheinland-Pfalz, Baden-Württemberg, Bavyera ve Hessen eyaletindeki 16 şubesine, uyuşturucu, tehdit, şiddet, haraç, kara para aklama, belgede sahtecilik gibi suçlamalar ile ‘toplum güvenliğini tehlikeye atmaktan’ kilit vuruldu. 6 şubesi yavaş yavaş kendini feshetti.

‘Derneğe’, kapatılmadan 1 yıl önce, o dönem AKP vekili olan Külünk’ten para ve silah aldığı iddiası ile de soruşturma açılmıştı. Külünk, iddiaları klasik bir AKP’li gibi cevapladı: “Almanya’daki hayal tiyatrosunu, medya üzerinden servis etmeleri sürpriz değil. FETÖ ve PKK ile iç içe olan bir devletin, bunun ötesinde Türkiye’ye yönelik adım atmasını beklemiyoruz.”

Oysa Hessen Emmiyet Birimi’nin gizli dinleme ve takibat protokolleri, Alman basınına düşmüştü. Üstelik konuşan Külünk ve Erdoğan’dı. Külünk, 1 Haziran 2016’daki konuşmada, Federal Meclis’te kabul edilen, Ermeni Soykırım Tasarısı’na karşı yapılan gösteri hakkında bilgi veriyordu.

“MUHALİFLERİ KORKUTUN”

Erdoğan’dan başlayıp Külünk ve MİT’e uzanan UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği, şimdiki adı UID) ile saçaklanan ve Almanyalı Osmanlılar’a ulaşan ilişkiler başka bir kayıtta da belgelendi.

UETD’nin Ren bölge Teşkilatı Başkanı Yılmaz İlkay Arin, Külünk’ten Almanya’daki AKP’lilerin silahlandırılmasını talep ediyordu. Külünk ise Kürtlerin kafalarına sopalar ile vurulup dövülmelerini, görüntülenmelerini ve bu yolla da muhalefetin korkutulmasını öneriyordu.

Almanyalı Osmanlılar 2014’te kurulmuştu. Kobane olaylarının Türkiye’de başladığı gün Almanya’nın farklı eyaletlerinde, eş zamanlı, demokrat, solcu ve Kürt mekânlarına saldırılması tesadüf değildi. Peker’in aktardıkları ile Külünk’ün Almanya’daki ilişkileri yeniden gündemde. Üstelik para aylık 10 bin dolar değil, çok daha büyük.

Seçim dönemlerinde arabaya çanta ile konulmuş ve şüpheye yer olmayacak biçimde, bir bölümü ya da tümü Avrupa’daki paramiliter çetelere aktarılmış. Almanya’nın oy potansiyeli büyük. AKP’nin orada da seçmeni kutuplaştırıp konsolide etmesi gerekiyordu. Sebep buydu!

Bu bir ‘suç küfesi’. İçine cihatçılar, paramiliterler, uyuşturucu kaçakçıları, organizatörler, ağır silahlar, AKP’liler, ülkücüler giriyor. Küfe, Suriye’den, Türkiye içine, oradan Avrupa’ya taşınıp durdu. Türkiye’de ne olmuşsa, kopyası Yayladağı’nda, Almanya’nın küçük Türkiye diye adlandırılan Kotbusser semtinde de yaşandı. Yaşanıyor! Maceranın büyük bölümü Suriye’de başladı ama Hollanda’da bitecek gibi.

Not: Yayladağı elbette çok önemli ama tek olay yeri değil.