Eski Bakan Pakdemirli, “Türkiye’de para var ki ithalat yapabiliyor” demişti. TMO, 2 Mart’ta açtığı 435 bin tonluk buğday ithalat ihalesinde teklif gelmediği veya fiyatları arttığı için ancak 285 bin buğday ithal edebildi.

Paraları var ama buğdayları yok

Dr. Necdet ORAL

Yoksul halkların beslenmesinde önemli bir yere sahip olan buğday, gıda ürünlerinin yanı sıra hayvan yemi ve endüstriyel üretim alanlarında da kullanılır. Buğday, dünya çapında insanların tükettiği kalorinin yüzde 20'sini sağlar.

Dünyada 2021 yılı itibariyle 224 milyon hektar alanda 794 milyon ton buğday üretimi yapılmış olup, üretimde önde gelen ülkeler yüzde 17’şer pay ile Çin ve AB, yüzde 14 ile Hindistan ve yüzde 11 ile Rusya’dır (GRAFİK 1).

paralari-var-ama-bugdaylari-yok-989285-1.



BUĞDAY ÜRETİMİ 14 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE

Günümüzde 23 yabani buğday türüne ve 400’den fazla kültüre alınmış buğday çeşidine ev sahipliği yapan Türkiye yalnız üretim değil genetik kaynaklar açısından da önemli bir yere sahiptir. Ancak üretimin yüzde 78’inin kuru tarım alanlarında yapılmaktadır. Sadece doğal yağışlarla yetiştirilen buğdayın verimi düşük olmaktadır. Bu nedenle son 30 yıldır buğday üretimi değişmemiş, yıllık ortalama 20 milyon ton dolayında gerçekleşmiştir. 2021 yılında ise yaşanan kuraklığın etkisiyle 17,7 milyon tonla son 14 yılın en düşük seviyesine inmiştir.

Son yıllarda gerek ekim alanlarının daralması gerekse üretimin ve kalitenin düşmesi nedeniyle ithalatta hızlı bir artış yaşanmıştır. İç piyasada buğday fiyatlarının yükselişini durdurmak için üreticiyi ithalatla terbiye etmeye kalkışmak, çiftçinin buğday ekiminden vazgeçmesine ve piyasanın daha fazla dışa bağımlı hale gelmesine yol açmaktadır.

“TÜRKİYE'DE PARA VAR Kİ İTHALAT YAPABİLİYOR”

4 Mart 2022’de görevden af talebi kabul edilen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 20 Aralık 2018 tarihinde ülkenin buğday ve saman ithal ettiğini dile getirenlere karşı “Türkiye'de para var ki ithalat yapabiliyor” demişti. 2018 yılında 5,9 milyon ton olarak gerçekleşen buğday ithalatı, 2019 yılında yüzde 70’lik artışla 10 milyon tonluk rekor seviyeye ulaşmış; 2020 ve 2021 yıllarında ise sırasıyla 9,7 ve 8,9 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında buğday ithalatı için ödenen döviz 2,7 milyar dolara (24,5 milyar TL’ye) yükselmiştir

İTHALATIN YÜZDE 88’İ RUSYA VE UKRAYNA’DAN

Son yıllarda buğday ithalatının büyük çoğunluğu navlun ve rekabetçi fiyat avantajına bağlı olarak Rusya Federasyonu ve Ukrayna’dan yapılmaktadır. 2021 yılı itibariyle bu iki ülkenin Türkiye’nin buğday ithalatındaki payı yüzde 88’e ulaşmıştır (GRAFİK 2)

İTHALAT YAPILAMAMASININ ARKASINDAKİ NEDENLER

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 17 Mayıs 2021 tarihinde ekmeklik buğdayın alım fiyatını 2.250 lira olarak açıkladı. Bu fiyatın karşılığı o günkü döviz kuru ile 270 dolar idi. Bakan Pakdemirli, daha sonra bir soru önergesine verdiği yanıtta açıklanan alım fiyatlarının piyasa fiyatlarının altında kaldığı için TMO’nun çiftçiden buğday alamadığını itiraf etti. Üreticiden buğday alamayan TMO, 2021-2022 sezonunda 9 defa buğday ithalat ihalesi açtı. Sezonun ilk ihalesi 30 Haziran 2021’de ton başına ortalama 263 dolardan yapıldı. Daha sonra açılan 7 ihalede fiyatlar ton başına ortalama 257 ile 344 dolar arasında gerçekleşti. 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya ile Ukrayna arasında savaş başladı. 2 Mart 2022’de TMO 435 bin tonluk ekmeklik buğday ithalat ihalesi açtı, ancak ihaleye 370 bin ton teklif geldi; yani 65 bin ton buğday için teklif verilmedi. Savaşın Türkiye’ye ilk faturası buğday ithalat fiyatlarının artması oldu. İhaleye ton başına 420 ile 517 dolar arasında teklifler geldi. Fiyatı 460 doların üzerinde olan teklifler TMO tarafından iptal edildi. Böylece ton başına 426 dolardan 285 bin ton buğday alımı yapıldı (GRAFİK 3).

paralari-var-ama-bugdaylari-yok-989286-1.



Buğday ithalat fiyatı 18 Ocak’a göre ton başına 82 dolar (yüzde 24) arttı, ancak ihale açılan 435 bin ton buğdayın ancak 285 bin tonu alınabildi. Bu arada serbest piyasada 50 kilo unun fiyatı 420 liraya çıktı. İthal buğday fiyatlarının artması iç piyasada un fiyatlarını da artıracaktır.

Buğdayın gen kaynağı ülkelerden birisi olan Türkiye’de uygulanan tarım politikaları çiftçileri üretemez hale getirmekte ve ithalata bağımlılığı artırmaktadır. Bir ülke gıda üretimi gibi yaşamsal bir konuyu başkalarına (ülkelere, şirketlere) ihale edemez. İklim değişikliğinden kaynaklanan afetler, salgınlar ve savaşların tetiklediği gıda krizleri yeterince gıda üretemeyen ülkelerin hangi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını, kalacaklarını ortaya koymuştur. Bu dönemlerde gıda fiyatları olağanüstü artmakta, hatta ithalatçı ülkeler satın alacak gıda ürünü bulamamaktadır. Gıdaya erişim zorlaşmakta, açlık ve gıda krizleri yaşanmaktadır. Bunun için uluslararası sermaye ve şirketlerin gıda sistemi yerine ülkenin ekolojik koşullarına, halkın kültürüne, ihtiyaç ve çıkarlarına uygun bir gıda sistemini inşa etmekten, yani Gıda Egemenliği için mücadele etmekten başka çare yoktur.