Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi oldu mu? Hayır, bu iyi niyetli bir yaklaşım. Türkiye aynı zamanda selefiler yurdu da oldu. Diyanet’in Türkiye din haritası, 7 bölüme ayrılıyor. İçinde ‘Gelenekçiler’, Risale-i Nur grupları ve tarikatlar gibi akımlar var. Selefiler için açılan başlık ayrı.

Geçen haftanın ana gündemlerinden biri, eski adıyla GATA, yeni adıyla Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Ali Edizer’in ifadeleriydi. Çok eşliliği savunan ve Medeni Kanun’un kaldırılmasını isteyen açıklamaları tepki topladı.

AL MENZİL’İ VUR İSKENDERPAŞA’YA

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu, Menzilci Edizer’e inceleme başlattı, sözleşmesi feshedildi. Buraya kadar olanlar kamuoyunu tatmin edici gibi. Fakat madalyonun diğer yüzü farklı: Edizer, toplum baskısı ile yine bir Nakşibendi kolu olan İskenderpaşa Tarikatı’na yakın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından kızağa çekilmek zorunda kaldı.

2012’deki Menzilci eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, o dönem özel kalemi olan Edizer ile ilgili, “anormal bir arkadaş” yorumu yaptı. Akdağ, eski müdürünün kendinden “Recep abi” diye söz etmesini değerlendirmedi! Hastane ziyaretlerinde ‘Menzilci dostlarının’ karşısında ip gibi dizilip seremoni yapmasını da unuttu!

Eski Bakan üzerinden, siyasal İslamcıların 2 eğilimi ortaya çıkıyor. Gerçeği yansıtmayan ifadeler ve takiye ile yeri geldiğinde birlikte yol aldıklarını değil, babasının oğlunu bile satacak kapasitede olmaları!

DİYANET’E GÖRE 12 EYLÜL SONRASI DEMOKRATİK ADIMLAR ATILMIŞ!

Konuyu ‘münferittir’ kabına sokmak istiyorlar. Oysa tarikatlar, açısından eski ve yeni sağlık bakanlarına bakılınca bile durumum münferit olmadığı görülüyor. Diyanet’in gizli ‘Dini-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dini Oluşumlar ve Dini Yönelişler’ 2019 raporunda çarpıcı satır araları var.

Tarikatların gelişiminde 2 dönem öne çıkıyor. İlki 1950’de iktidar olan Demokrat Parti (DP) dönemi. Diyanet, “50’den itibaren dini alan özgürleştirildi, cemaatler görmezden gelindi” diyor. Diyanet, diğer ‘yükseliş’ dönemini de şöyle anlatıyor: “80 darbesi sonrası, önemli demokratikleşme adımları ile dini yapılar devlet eli ve sivil yollarla ciddi şekilde büyüdü, gelişti.”

Diyanet, 90’larda başlayıp özellikle 2000’lerden sonra artarak günümüze uzanan gelişmeleri ise özetle, ‘ekonomik alanlara yöneliş ve eğitimden başlayarak devlet kademelerinde kurumsallaşma’ diye yorumluyor.

Diyanet’in ‘özgürlükler, demokratikleşme’ dediği ‘yükseliş’ dönemleri gerçekçi bir perspektiften de ele alınabilir. Tarikatlara, cemaatlere yol verilerek laik Cumhuriyet ile ödeşme girişimi başladı. 1950’de imal edilen bomba, 12 Eylül sonrasında Cumhuriyet rejiminin altına yerleştirildi ve AKP iktidarı ile pimi çekildi.

Tarikatların 4 kolu var: Nakşibendiler, Halvetiler, Rifailer ve Kadiriler. Nakşibendiler Erenköy, İsmailağa, İskenderpaşa ve Menzil de içlerinde olmak üzere 13 cemaati barındırıyor. Diyanet ‘gizli’ raporunda Menzil’in faaliyetlerini anlatılıyor: “Semarkand TV, Radyo 15, Semerkand Çocuk, Aile, Genç Okur dergileri etkin. Semerşah ve Erşah Turizm ile umre düzenliyor. Avrupa’nın pek çok yerinde dergâhları var.”

Şah-ı Menzil, Adıyaman’dan Konya’ya, Ankara’dan Antalya, İstanbul, Eskişehir, Van ve Sakarya’ya kadar uzanan ve binin üzerinde dergâhı olan bir tarikat! Hem ekonomik- ticari hem dini-bürokratik-siyasi ilişkileri görmek için Eskişehir, Sivrihisar’daki 10 bin dönümlük alana yayılan kompleks emsal olabilir.

Sakarya Nehri yanındaki dev tesiste benzinlik, cami, sıralı dükkânlar, çay ocağı ve market var. Yatakhane, yemekhane ve abdesthane de aynı tesiste. Tesisin çatı katları, ‘özel misafirler’ için ayrılmış. Karşısı soğan deposu. Soğan, Menzil’in kendi tarlalarından taşınıyor. Fıstık bahçeleri, üzüm bağları ve tarlalarda müritler sigortasız çalıştırılıyor. Yani bir jüri aynı zamanda ucuz işçi.

Tesisin arka tarafına müritler ‘Şelale’ diyor. ‘Buhara’ tabelası takip edilerek, 5-6 kilometrelik yol izlenince ‘Hz. Şahı Zaman’ denilen Şeyh Fevzettin Erol’un malikanesine ulaşılıyor. 2 şeyhten biri. Diğeri Gavs olarak bilinen amcası Abdülbaki Erol. O Menzil’de.

Tüm Menzil dergâhlarında usul aynı. Önce şeyhin hanesi sonra kadınlar ardından da erkekler tarafı düz bir hatta uzanıyor. Kadınlar şeyhe uzaktan bakıp feyz alıyor. Şahı Zaman’ın kendisine ait yüzme havuzu ve terası da aynı dergâh içinde.

DİYANET’E GÖRE SIKINTI YOK!

İşte Menzil, gözümüzün önünde böyle bir gücü elinde tutup örgütleniyor. Diyanet, “Son zamanlarda, kamuoyunda etkinliklerini artırdıklarına, bürokraside teşkilatlandıklarına yönelik bir kanat var” diyor. Ancak raporuna, kısa vadede bir sıkıntı görmediğini de ekliyor. Hayırlısı!