Paşa keyfi!

V itor Pereira’nın üç stoperinin yokluğunda savunmanın göbeğini Mehmet Topal ve Mihael Kadlec ikilisine teslim etmesi bekleniyordu ancak Diego’nun eksikliğinde orta üçlüyü Meireles, Ozan Tufan ve Josef de Souza’dan oluşturması sürprizdi. Fenerbahçe’nin bu defansif yönü güçlü orta saha kurgusuna Rıza Çalımbay’ın öncelikle rakibini durdurma planı da eklenince ilk yarıda sahada her iki takımın kadro kalitelerinin gerisinde bir oyun vardı. 45 dakika boyunca Caner’in hücuma katkısı Del Valle’nin de caydırıcılığının da etkisiyle standardının oldukça gerisinde kalırken, Şener tek başına sağ koridoru hem hücümda hem de savunmada işler tutmayı başarıyordu. Rıza Çalımbay’ın doğru Fenerbahçe analizi sonucu konuk ekip sadece cılız pozisyonlar bulabiliyordu. İlk yarının başladığı skorla biteceğini düşünenleri yanıltan gol köşe vuruşundan geldi. Nani’nin arka direğe kestiği topa hamle yapan Josef de Souza hem ilk yarını sonucunu belirliyor hem de futbolseverleri oyunun kalitesinin ve temposunun yükseleceğine dair umutlandırıyordu.

Maçın ilk hamlesini Rıza Çalımbay zorunlu olarak yaptı. Sakatlanan Hakan Arslan’ın yerine 52. dakikada Aydın Yılmaz oyuna girdi. Zaten ikinci yarıya istekli başlayan ev sahibi bu değişikliğin ardından pozisyonlar bulmaya da başladı. Pereira 10 dakika sonra karşı hamlesini Van Persie ve Nani’nin yerine Alper ve Markovic’i oyuna alarak yaptı. Takımın en yaratıcı oyuncularını oyundan almak riskli bir karardı. Bu hamle Fenerbahçe’nin beklerini rahatlatsa da taraftarlarını rahatlatan kendi kendine kırmızı kart gören Veysel Sarı oldu. Sonrasında da şapkadan tavşan çıkaran olmayınca Fenerbahçe üç puanı tek golle aldı.

Lige verilen arada memlekette yaşadıklarımız hepimizin uykularını kaçırdı. Yaşananların stadlara yansıması da bekleniyordu. Bolca bayrak, şehit ve terör vurgusu görsem de “barış” kelimesine denk gelmedim. Bir dostumun dediği gibi; “ölmez diye bir şey yok, insanlar ölürler, çocuklar da, şehitler de...”