Pastırma yazı yaşandı ve bitti. Artık kara kış yüzünü gösterdi. Sanal sıcaklıklar, geçici iyileşme belirtileri gerçekleri gizleyemeyecek boyutta. Koca ülkenin, yağan karın altında kalmaması için şimdiden hazırlık yapılması lazım.

Pastırma yazı ve Kara Kış Fonu

DR. ALİ MERT TAŞCIER

Küçüklüğümde anne babamın her yıl birkaç kez konuştuğu konulardan biriydi pastırma yazı ya da sıcakları. Soba yakıldığı için odun, kömür hesaplamaları yaparken de işe yarıyordu. Meteorolojik açıklamalarını yapamam ama pastırmanın yapıldığı tarihlerle ilgisi olduğu biraz araştırılınca bulanabiliyor. Bozkırda yaşayanlar daha iyi anlar pastırma sıcaklarını. Çünkü Ankara’da ekim sonu kasım başı kışın kendini hissettirmeye başladığı dönemlerdir. Tam o arada bahardan hatta kimi zaman yazdan kalma günler yaşarsınız.

Pastırma sıcakları mutluluk verir. Gerçekten kalın montlara büründüğünüz zamanlarda cekete ya da ince monta dönersiniz. Parklar, bahçeler dolar. Yalnız çok büyük riskleri de barındırır. Her şeyden önce gündüz sıcaklığı yükselirken gece yaşanan ani derece düşüşleri tehlikelidir. Hele ki gün içinde sıcağa güvenerek önlemsiz sokaklara çıkılması hastalıklara davetiye çıkarır. Çocukluğumuzda etrafta arkadaşlarımızın ve çoğu zaman da bizim hastalıktan kırıldığımız dönemlerdir de bu sıcaklar. Asıl tehlikesi ise sanal bir sıcaklığın birden gerçek soğuğa dönüşmesi. Aslında mevsim kışa giriyorken bir yalancı bahar yaşatır. Gerçeklerle yüzleşmek uzun sürmez ve kara kış kapıya dayanır, kendini hatırlatır. Yalan, soğuğun gerçeğine teslim olur. Hayatımın hep odağında olan pastırma yazını ölüm iyiliğine benzetirim hep. Ölümden kısa bir süre önce hastanın iyileştiği belirtilerini gösterdiği süreci andırır.

SİYASETTE PASTIRMA YAZI

Türkiye’de artık kara kış yüzünü gösterdi. Pastırma yazı ise yaşandı ve bitti. Sanal sıcaklıklar, geçici iyileşme belirtileri gerçekleri gizleyemeyecek boyutta. Döviz, altın biraz düşebilir, Türk Lirası değer kazanabilir. Ekonomide zorlama olsun olmasın kimi veriler toparlanma işareti verebilir. Dış politikada yaşananlar -olmasa bile- geri adım gibi trajikomik ifadelerle başarı hanesine yazılabilir. “Kapıcı da bile araba var, iki cep telefonu taşıyorlar, aslında yurt var ama bu öğrenciler Gezici, uzaya gideceğiz” söylemleri espri gibi ortaya atılabilir. Fark etmez. Hepsi pastırma sıcağı... Biraz sonra kara kış yüzünü gösterecek. Ölüm iyiliğindeki düzelmeler, sonucu değiştirmiyor. Yapılan kamuoyu araştırmaları da bunu gösteriyor.

Kısır döngü başlamış durumda. Düştükçe hatalar artıyor, hatalar çoğaldıkça daha da düşüyorlar. “Böyle bir hata yapılır mı?” sorusu soruldukça yeni hatalar geliyor. Ajansından danışmanına, yandaşından gazetecisine, inanılmaz bir çözülmeyi tarihe tanıklık yaparak görüyoruz. Film sahnelerini andıran şeyler yaşanıyor. Ancak son günlerde bir olaya ayrı bir başlık açmak şart: Kara Kış Fonu.

METAFORDAN GERÇEĞE PASTIRMA YAZI

Bir benzetmeyle ele aldık pastırma yazını ama bunun bir de gerçekliği var. Ekim sonu başlayan pastırma sıcakları, genelde kasım ortasına kadar kendini hissettirebiliyor. Yani tam da içerisinde olduğumuz günlerden bahsediyoruz. Bir iki hafta içerisinde soğukların yüzünü göstermesi bekleniyor. İşte asıl kara kış, ekonomiyle birleşen meteorolojik bir olay haline gelecek gibi. Benzine 10 gün içerisinde toplamda 85 kuruştan fazla 3 zam yapıldı. Hepimiz biliyoruz ki benzin sadece benzin değildir. Nakliyedir, toplu taşımadır, ulaşımdır. Meyve sebzenin en çok üretildiği dönemde, asgari ücretli bunlara ulaşamıyorken, kışın ne olacak? Doğalgaz yakmak hayal olacak ama alternatifi yakıtların fiyat artışları? Elektriğe söz yok bile. Bu ekonomide sıcak para çıkışı artıyor. Öte yandan siyasi olarak gerginliği azaltarak -çok inandıkları- piyasayı rahatlatma sinyalleri verilmiyor. Başka bir ifadeyle ülke topyekûn devasa bir krizin tam eşiğinde duruyor. Krizler geniş emekçi kitlelerini, yoksulu, hatta kaldıysa orta direği vurur. Bunun önüne geçilmesi için geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Kara Kış Fonu hayati önemde. “Tüm enerji sektörü paydaşlarına ve belediyelerimize davet mektubu göndereceğim” diyerek konunun taraflarını bir araya toplaması, önerinin toplumsallaşması açısından önemli bir adım. “Silinen vergilerin iadesi, vergi cennetlerinden gelen paraların vergilendirilmesiyle bu fona kaynak yaratılabileceğini” daha önce söyleyen Kılıçdaroğlu’nun Kara Kış Fonu önerisi, Meral Akşener’in bu konudaki etkili katkıları ve pandemi dönemindeki performanslarıyla takdir toplayan belediyelerin harekete geçmesiyle Millet İttifakı’nın uzun zamandır taşıdığı moral üstünlüğü ve gündem belirleme yeteneğini farklı bir boyuta taşıyabilir.

İktidarın pastırma yazı bitti. Koca ülkenin, yağan karın altında kalmaması için şimdiden hazırlık yapılması lazım.

Son söz yerine:

“Ve şehir

Kör bir insan gibi kaldı

Altında yağan karın.”

Nazım Hikmet