Ekonomik kriz ve patlamanın etkileriyle boğuşan Beyrut halkı adalet için hükümete tepki eylemleri yapıyor. Aynı zamanda birçok ülke Lübnan’a yardım için uluslararası konferansa katılmaya hazırlanıyor.

Patlamaya neden olan sorumlular yargılansın: Halk adalet istiyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlerin sayısı 154’e yükselirken 5 bini aşan yaralılar için kentin birçok noktasında sahra hastaneleri kuruluyor, yardım ekipleri enkaz kaldırma çalışmalarına devam ediyor.

Lübnan halkı da hem patlamanın hem de ekonomik krizin getirdiği ağır koşullarda hükümete tepki eylemleri yapıyor. Başkent Beyrut’ta önceki gün yurttaşlar sokağa çıkarak, patlamadan sorumlu tutulan hükümeti protesto etti. Meclis Binası’na yürümek isteyen eylemcilere güvenlik güçleri biber gazıyla müdahale etti.

Hükümet ise hem öfkeleri dindirmek hem de uluslararası baskıyı azaltmak adına patlamaya ilişkin soruşturma sürecini hızlandırdı. Limanda görevli 16 kişi gözaltına alındı. Ayrıca, patlamanın meydana geldiği 12 Numaralı depoda çalışan 18 kişinin de ifadesi alındı.

KONUT SORUNU

Güç koşullarda kalan yurttaşlara yardım paketleri de açıklanmaya devam ediyor. Beyrut Belediye Başkanı Cemal İtani, patlama sonucu evlerini kaybedenler için yapılan planlamaları açıkladı. İtani, basına verdiği demeçte “Bazı şehirler, mağdurlar için geçici konut sağlamayı teklif etti. Ayrıca Beyrut’un diğer bölümlerinde boş ve yeni inşa edilmiş binalar var. Mağdurları oralara yerleştirmeyi de planlıyoruz” diye konuştu.

HAVA KİRLİLİĞİ

Ayrıca, patlamanın etkisiyle havaya salınan kimyasalların oluşturduğu hava kirliliği seviyesinin başkent sakinleri için son derece tehlikeli olduğunu belirten İtani, “Beyrut Araştırma Merkezi’ne hava kirliliği seviyesini ölçme ve kirliliği gidermek için metot geliştirme talimatı verildi. Amonyum bulutunun şehre ve sakinlerine verdiği zarar henüz net olarak bilinmiyor” dedi.

KREDİ DESTEĞİ

Lübnan Merkez Bankası da patlamadan zarar görenlere kişisel limitlerine bakılmaksızın kredi desteği verileceğini açıkladı. Yayımlanan genelgede, bankalar ve finans kuruluşlarından da yurt dışından ülkeye dolar likiditesi sağlamaları istendi.

YARDIM KONFERANSI

Lübnan için birçok ülkeden başlatılan yardım seferberliğinin kapsamı genişletiliyor. Beyrut’a giden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, patlamanın ardından Lübnan’a destek için uluslararası bir video konferans düzenleneceğini duyurdu. Yarın yapılması planlanan konferansa, ABD, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nden temsilciler katılacak. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ise bugün Beyrut’a gidecek. Lübnan’ın ekonomik kriz ve artan koronavirüs vakalarıyla mücadelede zorlandığını belirten Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de Beyrut’a 15 milyon dolarlık yardım çağrısı yaptı. ABD Lübnan Büyükelçiliği, başlangıç olarak Lübnan’a 17 milyon dolar üzerinde yardım yapılacağını duyurdu. Yapılacak yardımın, Lübnan Kızılhaçı’na verilecek gıda yardımı, tıbbi ve mali desteği içerdiği belirtildi. Cezayir de Lübnan’a sahra hastanesi gönderen ülkeler arasında yer aldı.

‘DIŞ MÜDAHALE’ İHTİMALİ DE SORUŞTURLUACAK

Cumhurbaşkanı Mişel Aun’un ofisinden yapılan açıklamada, patlamaya dış müdahalenin yol açıp açmadığının da soruşturulacağı belirtildi. Aun, “Neden henüz belirlenmedi. Bir roket veya bomba veya başka bir eylem aracılığıyla dış müdahale olasılığı da var” ifadelerini kullandı. Öte yandan Aun’un, Lübnan’ı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de konuyu görüştüğü ve duruma açıklık getirmek amacıyla Fransa’dan uydu görüntülerinin sağlanmasını istediği belirtildi. Fransa’da olmaması halinde görüntülerin başka kaynaklardan talep edilebileceği de kaydedildi.

BÜYÜKELÇİ İSTİFASI

Lübnan’ın Amman Büyükelçisi Tracy Chamoun’dan ise hükümete tepki içeren bir istifa geldi. Chamoun, “ülkesindeki ihmal ve yolsuzluklara karşı insanların gözlerinde gördüğü acılara dayanma gücü kalmadığı” için istifa ettiğini açıkladı. Lübnan’daki sınırsız ihmal ve yolsuzluklar sonucu limanda patlamanın meydana geldiğini savunan Chamoun, 1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaşın ardından yönetime gelen siyasilerin gitmesi gerektiğini ve yeni bir seçim yasasıyla erken seçime gidilmesi gerektiğini ifade etti.