Bursa’da Atılım Tekstil fabrikasında, sendikalı bazı işçileri işten atan patron şimdi de çalışmakta olan işçilere para teklif ederek sendikadan istifaya zorluyor.

Patronun yeni silahı rüşvet

Rıfat Kırcı

Bursa Kestel’de faaliyet gösteren Atılım Tekstil fabrikasında e-devlet şifrelerini alarak sendikalı olduğunu tespit ettiği 26 işçiyi Kod-29’la işten atan patron, çalışmakta olan işçileri ise rüşvet teklifiyle sendikadan istifaya zorluyor. İşten atılan öncü işçilerden Serap Yumuşak “Arkadaşlarımızı para teklifleriyle sendikadan istifaya zorluyorlar. Bazı sendikalı arkadaşlarımızı tazminatlarını ödemeyi teklif ederek istifa etmeye zorluyorlar” dedi.

Öncü işçiye karşı Kod-29 sopası

Bursa Kestel’de faaliyet gösteren ve 460 kişinin çalıştığı Atılım Desen Apre Boya Tekstil işletmesinde işçiler, işyeri yönetiminin düşük ücret politikasına ve psikolojik baskılarına karşı iki ay önce Türk-İş’e bağlı TEKSİF Sendikası’na üye oldu. Ancak işyeri yönetimi, sendikal çalışmaların öncü isimlerinden olan Yakup Mayda’yı, 3 işçiyi sendikaya üye yapmak için tehdit ettiği suçlamasıyla Kod-29’la 1 Nisan’da işten çıkardı. TEKSİF Sendikası ise baskılara karşı işletmede teşkilatlanma çalışmalarını hızlandırarak toplu sözleşme imzalamak için gerekli olan çoğunluğu kısa sürede sağlayıp Çalışma Bakanlığı’na 26 Nisan’da yetki başvurusunda bulundu.

E-devlet şifresini alıp sendikalıyı kovdular

Daha sonra işveren vekilleri, mayıs ayının başında yurt genelinde uygulanan tam kapanmayı fırsat bilerek işçilere çalışma izin belgesi çıkaracakları bahanesiyle e-devlet şifrelerini topladı. E-devlet üzerinden sendikalı işçiler tespit edilerek istifaya zorlandı. İşyeri yönetimi, daha sonra da 7 Mayıs’ta öncü kadın işçilerden Serap Yumuşak’ı ‘kumaşların fotoğraflarını izinsiz çektiği’ bahanesiyle Kod-29’la işten attı. Daha önce Yakup Mayda’ya yapılan haksız ve hukuksuz uygulamalardan rahatsız olan işçiler, Serap Yumuşak’ın da benzer haksız uygulamalara maruz kalmasına tahammül edemedi. İşçiler fabrika önüne çıkarak Serap Yumuşak’ın işe iadesini talep etti. Bunun üzerine fabrika sahibi Veysel Çetin Ayran 23 işçiyi daha Kod-29 ile işten attı.

Sendika yetkiyi aldı, ama sözleşme yapılmıyor

TEKSİF Sendikası 17 Mayıs’ta işyeri önüne direniş çadırı kurarak işe geri dönme mücadelesi başlattı. İşyeri yönetimi ise direnişteki işçilerle vardiyadaki işçilerin birbirleriyle temas kurmasını engellemek için fabrika çevresinde bulunan tel örgülere siyah branda çekti. Ayrıca direnişteki işçilerin, fabrika bahçesindeki mola yerlerine yaklaşmasını önlemek için fabrika bitişiğindeki geniş alanı tel örgülerle kapattı. Bu sırada 20 Mayıs’ta sendika Çalışma Bakanlığı tarafından fabrikada çoğunluğu sağladığı ve yetkili olduğuna dair belgeyi aldı. Patron ise işyerinde baskıları artırmaya devam ederek toplu sözleşme masasına oturmayı reddetti.

Patronda her suç var: Tehdit, mobbing, rüşvet

Kod-29’la işten atılan işçilerden olan Serap Yumuşak işyerinde baskıların giderek arttığına değindi. Patronun fabrikaya sendikayı sokamamak için elinden geleni yaptığını aktaran Yumuşak “Biz çoğunluk belgesini aldık. Ama içeride arkadaşlarımızı tazminatlarını ödemeyi teklif ederek istifaya zorluyorlar. Arkadaşlarımızın sendikadan istifa etmeleri durumunda ücretlerde artış yapacaklarını söylüyorlar. Bu zamana kadar neredelerdi? Baskıyla, zorlamayla 30 arkadaşımızı sendikadan istifa ettirdiler. Ancak biz yetki belgemizi aldık. Toplu sözleşme masasına oturana kadar vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Sendika tarafından gazetemize yapılan açıklamada ise çalışmaya devam eden işçilerle direniş çadırında bulunan işçilerin görüştürülmemesi için olağanüstü bir çaba harcandığına değinildi. Sendikanın ses sisteminin gürültü yaptığı gerekçesiyle şikayet edilmesine rağmen direniş çadırındaki işçilerin sesinin duyulmaması için fabrika sireninin çalındığı aktarılan açıklamada “Sendikanın boyahane fabrikası önünde yaptığı konuşmaların vardiyadaki işçiler tarafından duyulmasın diye güvenlikte bulunan siren sesi açılıyor, giriş kapısı önüne kamyonlar çekilerek içerideki işçilerle temas kurulması engelleniyor” dendi.

Açıklamada işçilerin yıllık izin kullanmasının da yasaklandığı belirtilerek “İşçiler ücretli izin istediği gün izin verilip sonradan işe gelmediği gerekçesiyle haklarında tutanak tutuldu” dendi.