Adamın yaptığı, eşkıyalık. Eşkıya, şakinin çoğulu; ama yaratık, yüzlerce-binlerce şakiye hükmediyor; hakemleri, uzaktan telefon emriyle alıkoyduruyor.

‘Adam’ dedim; tabiî hata ettim: ‘Adam’, Türkçede cinsiyetler-üstü bir anlama sahip; zira, bir anne kızına pekâlâ “şu yaşa geldin, hâlâ ‘adam’ olamadın” diyebilir ve burada ‘adam’ olamadın derken kastettiği, erkek olamadın, sakalın-bıyığın çıkmadı, pipin teşekkül etmedi değildir. Bildiğimiz/aşinası olduğumuz Batı dillerinde homme, man, mann, uomo vb, bizdeki hem insan, hem adam, hem insan hem de herif anlamına gelir; ki, bizde öyle değildir: ‘Adam’, Trabzonspor Başkanı’nı kapsamasına izin vermeyecek bir nitel içeriğe vurgu yapar.

Hakemler, alıkonuyor ve orada ne polis var, ne vali, ne savcı; kısacası ne de devlet. Bu şakiye kim telefon ediyor: Kendisini ‘cumhurbaşkanı’ olarak adlandırıp empoze etme peşindeki şahıs; oysa kendisi, aslında cumhuriyeti fiilen ilga eden eleman: Makama (başbakanlık) mahsus bina ve uçağa el koyarak, kendi şahsî saltanatını kurmuş. Saray/Külliye denilen utanç abidesinin kaçak olmasından da önemli olan, işte bu; yani, şahsa ihdas edilip Cumhuriyet’in temeli olan ‘tek hukukluluk’ ilkesinin açık açık hiç mi hiç utanmaksızın ihlal edilmesi. Ayrıca, Cumhuriyet, saray kurmak bir yana, var olan sarayları yıkar, saray olmaktan çıkartır.

Hani bizde bir lâf vardır ya, “görmemişin bir oğlu olmuş, tutmuş pipisini kopartmış”; bunlara uyarlarsak “görmemişin bir kızı olmuş, tutmuş pipi taktırmış”: Bu yaratıkları, kim, nerede, nasıl yetiştirmiş? Cumhurbaşkanlığı Sarayı, görmemişin kızına taktırttığı pipi.

Şakiyle telefonda konuşan, kim? Ayıptır, be… Aynı canlının en büyük destekçisi de, mafya babası; kedicisine destek mitingi düzenliyor, devlet himayesinde ve cani sürüngen açık açık biz insanları tehdit ediyor ‘oluk oluk kanınızı akıtacağız’ diyerek.

Kulüp başkanı şâki bozuntusu, kadınlara da hakaret ediyor; telefonda konuştuğu ‘mümtaz şahsiyet’le hemfikir, ‘mümta şahsiyet’imiz ise, pedofil/nekrofil/seksoman komple sapık Mursî’nin kankası olmanın da ötesinde, akıl hocası.

Adam (lâf gelişi adam), Türkiye’de istikrar ve güven ortamından söz ediyor: Türkiye’de istikrar gösteren şey, iş ve kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri ve sentetik uyuşturucu kullanımındaki artış.

Mursî’yi desteklemenin bir insanlık suçu, içkiyi yasaklamanın sivil edepsizliğin ötesinde bir medeniyet düşmanlığı, Berkin’in anasını yuhalatmanın en büyük alçaklık, kefenli cani bozuntularını mitingten mitinge taşımanın en büyük teroristlik, “PKK terör örgütü değildir” demeyi ‘teröre destek’ addetmenin de düşünce özgürlüğüne en büyük düşmanlık olarak görülmediği yerde demokrasiden bahsetmek en büyük eblehlik değilse, en büyük alçaklıktır.

Madem ki lâfa eşkıyalıkla başladık; Kayyım Ahmet ile boynu giyotinlik sergerdeyi de anıp Erdoğan’a hakaret davalarının, ‘Emden çukuru’ndan bahseden bütün coğrafya ders kitaplarını yasaklatmaya kalkmaya mümasil bir maskaralık olduğunu belirtip yazımızı bitirelim; ama bu arada şunu da unutmayalım: Sosyalizm, belki biz yaşarken, belki de hiçbir zaman kurulacak değildir; ancak, biz bisikletimizin pedalına basmaktan; yani, emeğin kadar /emeğine göre yol alma ilkesinden bir an olsun vazgeçmeyelim.