Bir zamanlar, Kültür Bakanı’ydı, epey bir yıl önce; iğrendiğim, alçakça gördüğüm bir sürü işi, o zamanlar da yapmıştı. Şimdi, Erdoğan’ın Meclis Başkanı: Yakışır.

23 Nisan Resepsiyonu’nu iptal etmiş: Ne pislik.

Kim bu canlı, ya hû. Bu ‘canlı’, Erdoğan’ın elemanı.

Bu arada, Bahçeli de, en ‘yüce yurtsever’; tabiî, ben de; yani, Kadir Cangızbay da sırma saçlı yakışıklı delikanlı.

23 Nisan, Meclis’in toplandığı gün; ama, bunlar 24 Nisan’ı bayram ilân edecek tıynette ‘canlı’lar; Berkin’i öldürten, katillerini ‘kahraman’ ilân eden, anasını da yuhalatan mücrimler: Kadıköy vapurundan inen kadınları-kızları dikizlediğiniz, bunu da hiç utanmadan umuma ilân ettiğiniz Dolmabahçe Sarayı’nın mimarının çocukları, torunları nerede?..

Özgecan’ın katilini hapishanede öldürmüşler, hem de tabancayla: Tam bir gaz alma operasyonu; işbirlikçisi ‘içeri’den; ama, esas tezgahlayıcısı –’dışarı’ da yetmez-, ‘en üst’ten, Suriye’ye dört ‘adam’ gönderip bu tarafa sekiz füze göndertecek, Serap kızı sözde KCK’lılara yaktırtacak, Diyadin’de yaralı askerleri ölüme bırakacak, her iki gecede bir İstanbul’da 20-25 arabayı ‘faili meçhul’ PKK’lılara yaktırtacak aşağılık ‘üst-akıl’dan.

Ya hû, bu ne alçaklık: Silahsız, demokratik siyaseti yasakla (en başta %10 barajı), bu yasakları aşabilenleri -2009 seçimlerinde kazanılmış 99 belediye- içeri at (KCK operasyonları), 7 Haziran’ın 80 milletvekilini ‘sözde’ say ve de savaşı başlat, insanları silaha sarılmaya, hendek kazmaya zorla ama zorla zorla; sonra da senin bütün bu alçaklıklarına en asgarîsinden her karşı çıkanı ‘hain’lik, ‘terörist’likle suçlayıp içeri attırt: Sen ne utanmazsın...

Ve de ben, kendi ülkemde, kendi dilimde, kendi insanlarımın karşısında, onlarla birlikte “terör nedir, kime terörist denir, hangi örgüt terör örgütüdür; daha da önemlisi ‘terör örgütü’ diye bir örgüt türü var mıdır yok mudur, olabilir mi, olamaz mı” diye akıl yürütemeyeceğim, söz söyleyemeyeceğim, ders anlatamayacağım, yazı/kitap yazamayacağım.

Bu senin yaptığını, ancak Hitler yapar: İmzacı akademisyenleri serbest bırakman da yetmez; hem onlardan, hem de biz insanlardan özür dile.

Bu arada, beni de ‘teröre destek ve yataklık’tan suçlasınlar diye şundan da haberdar edeyim haysiyetsiz ve de cahil hainleri: Benim doktora tezim ‘Özyönetim’ konusundaydı ve de insanın ‘Aydınlanma’dan yola çıkıp ‘res-publica, république, cumhuriyet’e doğru giderken üzerinde patinaja takıldığı ‘ulus-devlet’, ‘İnsan’ kavramı ve ahlâkiyetine ulaşamamış siyasal dincilerin hayalindeki ümmet ve hilafetle değil, Paris Komünü’nden Rojava’ya uzanan özyönetimle aşılacaktır.