Bir uçağının pilotaj hatası nedeniyle pistten çıkmasından tedirgin olan Pegasus patronu Ali Sabancı, olayın nedenini araştırmak ve pilotların eğitimi konusunda bilgisine başvurmak üzere öğretmen, tıp doktoru, ilahiyatçı, gazeteci ve ziraatçilerden bir heyet oluşturdu. Dün İstanbul’da düzenlenen konferansın alt çalışma gruplarından çıkacak görüş kitaplaştırılarak Ulaştırma Bakanlığı’na sunulacak. Bakanlık, konferanstan çıkacak görüş ve önerilerden yararlanarak havacılığın paradigmasını değiştirecek.

Hayır, tabi ki bu bir kurgu; Ali Sabancı özel uzmanlık gerektiren havacılık konusunda uzmanına danışır. Ama Ali Sabancı, davet edildiği “2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi Konferansı”nda aşağıdaki konular hakkında Eğitim Bakanlığına görüşünü beyan etmede beis görmez!

1.Nasıl bir müfredata ihtiyacımız var? Bu müfredatlarda öğrencilere hangi beceriler kazandırılmalıdır.

2.Nasıl bir öğretmen istiyoruz?

3.Kaliteli bir eğitim için nasıl bir okul ortamı oluşturmalıyız?

4.Ülkemizde bölgeler arası eğitim farklarını gidermek için ne tür önlemler alınmalıdır?

5.Öğrenci seçme ve yerleştirme sınavları nasıl olmalıdır?

6.Eğitim sisteminde izleme, değerlendirme, ölçme, denetim, özdenetim mekanizmaları nasıl olmalıdır?

7 Eğitimimizde kültür, sanat ve spor etkinliklerine nasıl yer vermeliyiz?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 4 eğitim sendikası hariç geri kalanı kendisinden başkasını temsil etmeyen islamcı, liberal, işinsanı, gazete yazarı ve özel okul sahibi 90 kişinin davetli olduğu “2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi Bulma Konferansı” düzenledi. “Farklı kesimlerden görüş alma” amacı taşıdığı belirtilmiş olsa da davetli listesi, farklı kişilerden aynı görüşü alma amacı taşıdığı anlaşılıyor. Ziya Selçuk, 15 Ekim’de açıklayacağı “yol haritası”nı “toplumun geniş kesiminin görüşünü alarak” hazırladığını söyleyecek. Konferansın tek amacı bu.
Ali Sabancı, Bekir Ağırdır, kimi temsil ediyor? Esra Albayrak babasının adına orada diyelim; meteorolog Mikdat Kadıoğlu, tıp doktoru Sinan Canan, tıp doktoru Mehmet Güllüoğlu, tıp doktoru Ahmet Lütfi Orhan; Bekir Gür, Sevinç Atabay, Süheyla Subaşı, Servet Özdemir, Avni Özgürel, Şeref Oğuz, Özgür Bolat, Levent Çalıkoğlu, İsmail Hakkı Polat ve diğerlerinin toplumdaki karşılığı nedir?

Eğitim sendikaları hariç katılımcılar arasında pedagojiyi temsil eden hiçbir kurum yok. Konferansta, hemen hemen tüm öğretmeni temsil eden eğitim sendikaları popüler şahsiyetlerle aynı statüde ve eşit söz hakkına sahip. Mesela Eğitim Sen başkanı müzisyen, tıp doktoru, yayıncı, gazeteci gibi kendi mesleğinin uzmanlarıyla yukarıdaki başlıklar hakkında bakanlığa yol gösterici fikir oluşturacak.

Konferansta ele alınacak başlıkların her biri, eğitim biliminin güvenilir verilerden yararlanarak pedagojinin ilkeleriyle ele alınması gereken konularını içeriyor. “Nasıl bir öğretmen istiyoruz?” sorusuna Ali Sabancı’dan yanıt istemek, onun uçaklarının pilot seçiminde Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın seçici kurul üyesi olması kadar abesle iştigaldir.

Ziya Selçuk’un, eğitim sorularına eğitim bilimden değil sokaktan yanıt araması, 2003’te başvurduğu bayat PR yöntemine başvurmak zorunda kalması “Ziya Selçuk efsanesi”nin bitişine delalettir. İzlediği yola bakılırsa Selçuk’un dünkü “eğitim için kıyameti koparmalıyız” çağırısı felaketin mağdurlarına yönelik değildi. Sanırım kendini bekleyen felaketin alametiydi feryadı.

Benim anlamadığım bakanlıktan daha hızlı ve güvenilir fikre sahip, üstelik görüşü ayaküstü alınamayacak ve en az Ziya Selçuk kadar eğitime müdahil eğitim sendikalarının bu davete icabet etmiş olması. En azından Eğitim Sen, bakanın davetini, dün bir arkadaşımın dediği gibi “2002’ye dönmeden bunlar bizim tartışacağız konular değil” diyebilirdi. Çöküşün müsebbipleriyle neyi konuşacaksınız. Aranan sorulara 27 yılda 27 raporla (ki sonuncusunu geçen ay elden teslim etmiş) yanıt verilmişken bakan bunlardan haberdar değilse zaten konuşacak ortak bir dile sahip değilsiniz demektir.