Davutoğlu’nu Başbakanlık’tan istifaya götüren sürecin ilk fitilini ateşleyen Nasuhi Güngör’ün, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a danışman olduğu resmen açıklandı

Pelikan'la anılan isim TBMM Başkanı Şentop'a danışman oldu

AKP'den ayrılarak kendi partisini kuran, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu Başbakanlık’tan istifaya götüren sürecin ilk fitilini ateşleyen Nasuhi Güngör’ün, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a danışman olduğu resmen açıklandı.

TBMM Başkanvekili Bilgiç, Güngör’ün, 21 Kasım 2019’dan bu yana TBMM Başkan Danışmanı olarak görev yaptığını bildirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, TBMM’nin kuruluşun 100. yıl dönümü organizasyon, tanıtım işinin, eski TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün şirketine verildiği iddiasını soru önergesi yoluyla Meclis gündemine taşımıştı.

Tanal'ın soru önergesi TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç tarafından yanıtlandı. Bilgiç, TBMM’nin açılışının 100. yıl dönümü vesilesiyle yapılan organizasyon ve tanıtım işleri ile diğer etkinliklerin soru önergesinde belirtildiği şekilde herhangi bir şirkete verilmesinin söz konusu olmadığını, TBMM’nin açılışının 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında yapılan iş ve işlemlerin 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde TBMM Başkanlığı tarafından yürütüldüğünü ifade etti.

NASUHİ GÜNGÖR 3 AY 20 GÜNDÜR ŞENTOP’A DANIŞMANLIK YAPIYOR

Meclis Başkanvekili Bilgiç, “önergede bahsi geçen eski TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün ise 6253 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince 21 Kasım 2019 tarihinden bu yana TBMM Başkan Danışmanı olarak görev yaptığını” aktardı.

Nasuhi Güngör’ün Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a danışman olmasının yasal zeminini hazırlayan “Sözleşmeli personel” başlıklı TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu’nun 30’uncu maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle:

MADDE 30- (1) TBMM'nin faaliyetleri ile ilgili alanlarda TBMM Başkanına danışmanlık yapmak üzere, kadro şartı aranmaksızın ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak beş TBMM Başkan danışmanı çalıştırılabilir. Bu kapsamda çalıştırılanlara, (60.000) ila (100.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık sözleşme ücreti hak edildikçe ödenir ve sözleşme ücreti dışında mali ve sosyal haklar kapsamında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz. Bu şekilde çalıştırılacak personelin sözleşme ücreti ile sözleşme usul ve esasları tam veya kısmi zamanlı çalıştırılacak olması dikkate alınarak TBMM Başkanlığınca belirlenir.

A HABER’DE DAVUTOĞLU’NU HEDEF ALDI, PELİKAN’LA ANILDI

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un kendisine danışman yaptığı Nasuhi Güngör, bir dönem yürüttüğü TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı görevi nedeniyle birçok farklı tartışmanın odağına yerleşmişti.

Güngör, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu Başbakanlık’tan istifaya götüren Pelikan Bildirisi’nden önce havuz medyasından A Haber’de katıldığı programda, “Davutoğlu ile devam edilemez” çıkışını yapmıştı. Pelikan Bildirisi yayınlandıktan sonra Güngör’ün Davutoğlu’nu hedef alan bu sözleri yeniden gündeme gelmiş, Güngör’ün A Haber’deki Davutoğlu çıkışı ile Pelikan Bildirisi birlikte tartışılmıştı.

KENDİ KENDİNİ YALANLADI!

Nasuhi Güngör ismi, 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de ilginç bir tartışmaya konu olmuştu. CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Kırşehir mitinginde, Nasuhi Güngör'ün kaleme aldığı “Yenilikçi Hareket” isimli kitapta yer alan; 2000 yılında Erdoğan ile Fetullah Gülen'in görüştüğünün detaylarının olduğu bölümü okumuştu.

Kitabın yazarı Güngör ise yazılı bir açıklama yaparak, kendi kaleme aldığı kitaptaki iddiaların asılsız olduğunu savunmuştu. Kendi kendini yalanlayan Güngör, şöyle demişti: “Söz konusu kitap yaklaşık 20 yıl önce yayınlandı. O dönem AK Parti'nin kuruluş sürecine dair bazı iddiaları içeriyordu. Kitapta geçen ‘Tayyip Erdoğan-Fethullah Gülen görüşmesi’yle ilgili iddialar, ne yazık ki somut herhangi bir bilgiye ve belgeye değil, tamamen o dönemdeki bazı dedikodulara dayanmaktadır. Üzülerek ifade edeyim ki, bizzat kendi yazdığım bu iddiaların kamuoyuna bilgi ya da belge gibi sunulacak hiçbir yanı yok. Nerede ve hangi konumda olursam olayım, benim yıllar önce yazdığım mesnetsiz bir iddianın FETÖ'yle mücadeleye ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki tavizsiz duruşuna en küçük bir zarar getirmesine asla razı olamam.”