İşin daha da fenası, kıyafetti meslekti derken bu cinsiyet ayrımını kanıksıyoruz. Ruhumuz bile duymuyor. Ardından mesnetsiz iddiaların önü sinsi sinsi açılıyor. Genelle, yaftayı yapıştır, uydur...

Pembeler ve maviler

İLKER BİRBİL - Sabancı Üniversitesi ve BolBilim.com

Bebek kıyafetleri satan bir mağazada kızlar reyonuna girince koca bir pamuk şekere dalmış gibi oluyor insan. Pembe, pembe, pembe. Oğlanların payına da birkaç mavi raf düşüyor. Kafamıza çoktan işlenmiş durumda: Kızlara pembe, oğlanlara mavi...
Oysa renklerdeki bu ayrımın oldukça yeni olduğu biliniyor. Hatta önceleri oğlanlara pembe, kızlara mavi giydirildiğine dair bir bilgi bile var. Hoş bebeklerin rengi umursadıkları yok. Onların derdi uyku, mama, gaz. Derdi olan bizleriz.

Tamam, renk ayrımına o kadar takılmayayım. Peki ya diğer ayrımlar? Onların altını gereksiz yere erkenden çiziyor olmayalım? Malum, kadınların aleyhine işliyor ayrım denen bu musibet. Önce toplumsal alanlar ayrışıyor. Kadınlara uygun olan, olmayan yerler diyen birileri çıkıyor. Meydanı boş bulan aklıevveller de giyiminden, gülüşüne kadınlara karışacak cesareti kendilerinde buluyorlar.

Tabii sıra çalışma alanlarına geliyor. Pembe meslekler, mavi meslekler icat ediliyor. Üniversitelerdeki bölümleri düşünün. Biyoloji, kimya ya da çevre mühendisliği gibi bölümlerde daha çok kadınlar var. Ama fizik, inşaat ve makina mühendisliği bölümleri erkeklerin tekelinde.

İşin daha da fenası, kıyafetti meslekti derken bu cinsiyet ayrımını kanıksıyoruz. Ruhumuz bile duymuyor. Ardından mesnetsiz iddiaların önü sinsi sinsi açılıyor. Genelle, yaftayı yapıştır, uydur...

“Kadınlar duygularıyla, erkekler akıllarıyla hareket ederler.”
Bana mı öyle geliyor, yoksa bu iddia daha çok bencillik için bir kılıf olarak mı kullanılıyor? Kolayca duygusal tepkiler veren pek çok erkek olduğu gibi, son derece soğukkanlı kadınlar da var. Ayrıca bunu söyleyenleri bir futbol maçına götürmeli. “Ölmeye ölmeye geldik” diye bağıran bir kitle var orada. Evet evet, akıllarıyla hareket ediyorlar.

“Kadınlar ve erkeklerin beyinleri farklı.”
Hayır, bilişsel olarak değil. Fakat diyelim ki fiziksel olarak bir fark var. Sonra? Sanki bütün erkek beyinleri aynı gramaj. Zaten buradaki sorun farklı denmesinde değil. Sorun art niyette; kafa emeği isteyen işlerde kadınların geri kalacaklarını iddia etmekte.

“Bilim insanlarının da çoğu erkek. Bakın Nobel ödüllerine, tamamına yakınını erkekler topluyor.”
Hah buyur işte. İlk Nobel ödülü 1901 yılında verildi. Fakat Harvard Üniversitesi’nin Fizik Bölümü’ne ilk kadın doçent 1987 yılında girdi. Cambridge Üniversitesi ise 1948 yılına kadar son sınıftaki kadın öğrencilerini mezuniyet törenine bile davet etmiyordu. Bu hesaba göre daha isabetli bir tespit, erkeklerin meydanı boş buldukları olabilir.

“Kadın narindir, her işte çalışamaz.”
Narinmiş. Duyan da her erkek kayaları kaldırıp, demirleri büküyor sanır. Ağır fiziksel şartları olanları ayırıp, kalan işleri sıralayalım isterseniz. Kadınların yaptıkları işler erkeklerden daha fazla bile olabilir. Yok eğer ortam güvenli değil diyorsanız, o ortamı sağlayamayanlara laf edin. Kadınlara değil.

“Kadının yeri çocuğunun yanıdır.”
Bitin artık! Niye sadece kadın? Her ebeveynin yeri çocuğunun yanıdır. Evet, özellikle bebeklerin ilk aylarda annelerine çok ihtiyacı olduğu doğru. Fakat ilerleyen yaşlarla birlikte, her iki ebeveyne de önemli görevler düşüyor. Neticede paslaşarak çocuk büyütüyoruz.

“Hocam bu bilgisayar çalışmıyor!”
Bunu diyen bir üniversite öğrencisi. Evet erkek. Kendi yapamıyor; bilgisayara çatıyor. Kadın ise “Ben yapamadım hocam,” diyor. Oysa yanına gidip baksam çoğunu zaten yapmış oluyor. Aynı sınavlardan geçip, aynı sıralarda otursalar bile maalesef kadınlar kendilerine daha az güveniyorlar. Çünkü bu üniversiteye gelmeden çok daha önce oluyor. Çünkü bunu hepimiz yapıyoruz. Çünkü pembeye, maviye kanıyoruz.

Her şeye rağmen yine de bu ülkenin kadınları her yere yetişiyorlar. Bakın son yasa tasarısı için nasıl direndiler. Ondan önce başka yerlerde, mesela Cerattepe’de, en öndeydiler. Eğer bu ülkede iyi şeyler çoğalacaksa, bunda en büyük pay şüphesiz kadınların olacak. Onun için, ekonomik olanlar başta olmak üzere, tüm imkanları kadınlara sağlamak zorundayız. Çünkü memleketi itmek istedikleri karanlıktan çıkmanın tek yolu kadınların daha da güçlenmesi. Bunu bilir, bunu söylerim.